| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/774) ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/733) ve Sayıştay tezkereleri a) Millî Savunma Bakanlığı b) Savunma Sanayi Müsteşarlığı c) Akaryakıt İkmal ve NATO Pol Tesisleri İşletmesi Başkanlığı |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 17 .11.2016 |
EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. Öncelikle Sayın Bakanım, hayırlı uğurlu olsun hem bütçemiz hem yeni göreviniz hem yeni personelleriniz. İnşallah başarılı olacağınızı umuyorum.
Tabii, aslında çok da uzmanı olmadığımız savunmaya dair bir konuşma yapmayı da planlamamıştım. Ama az önce sanırım Sayın Bozkurt, yanlış not almadıysam, CHP Konya Milletvekilimizin bazı soruları oldu. Biz de toplumdan aldığımız bazı cevapları paylaşmak ve bunun üzerine de görüşlerimizi bildirmek istiyoruz.
Aslında bu bir darbe girişimi falan değildi görebildiğimiz, geçmişe doğru bakıldığında, bir istila girişimiydi. Yani modern bir istila şekliydi galiba. "Darbenin lideri kim?" dendi mesela. Darbenin lideri, şu anda Amerika'da olduğunu düşündüğümüz bir zat. Onun taşeronları vardı. Onların bir kısmı tutuklu, onların bir kısmı kaçak ve daha kötüsü bu meselelerle ilgili senaryolar uydurmak herhâlde "Kimi mutlu eder?" diye sorulduğunda bu milletin siyasi görüşü ne olursa olsun hiçbirimizi, 79 milyonun hiçbirisini mutlu etmez. Bu senaryolarla ilgili olarak mutlu alabilecek tek grup, bu darbecileri gönülden destekleyen ve bunların artık açık açık da konuşulan dışarıdaki destekçileri olabilir. Yine, tabii, burada kafalar karışmış, saatler karışmış, işte 00.30 vesaire, birkaç not da aldım ama bildiğim bir olayı anlatarak işin ne kadar ciddi ve somut bir şekilde yürüdüğünü sizlerle paylaşmak istiyorum.
O gece Sayın Başbakanımızın aracı, korumaları, konvoyu diyelim, dakikalarla, hakikaten dakikalarla köprüden geçiyor. Daha sonra evine yönelik bir girişim var, oradan çıkıyor. Ankara'ya gelirken ani bir karar değişikliğiyle Ankara istikametinden farklı bir istikamete geçiliyor ve Ankara'ya geleceğini tahmin eden ekip ateş açıyor. Yani bu da mı senaryonun bir parçası? Ya da şunu ne yapacağız, yani bu senaryoya nasıl koyacağız: Yani biz anlaştık şimdi 2 kişi. Dedik ki: "Sen başarılı olursan beni ve benim arkamdan gelen yüz binlerce insanı tutuklayacaksın, bir o kadarını öldüreceksin, tüm ekibimi, tüm devlet kadrolarını derdest edeceksin, evet; ben başarılı olursam seni ve tüm ekibini alacağım, belki ölenleriniz olacak ve hatta sizin nesillerinizden gelenler bile işte 'darbeci' sıfatıyla toplumdan dışlanacak, âdeta büyük bir kara yüzünüze, soyunuzun devamından bile gelecek olanlara vurulacak." Yani böyle bir senaryo için herhâlde zihni sinir tabirinin ötesinde sıfatlar gerekiyor diye düşünüyorum ve şundan da eminim: Cumhuriyet Halk Partisinin millî ve yerli milletvekilleri birazdan herhâlde bu konuda da bir izah yapacaktır. Sanırım beyefendinin şahsi görüşleridir, öyle tahmin ediyorum, öyle inanmak istiyorum. Tabii, bu soruları -Konya'dan sanırım milletvekilimiz- Konyalılara sorarsa herhâlde cevap vereceklerdir onlar, cevap da vermişlerdir diye düşünüyorum. Demokrasi mitingleriyle de cevap vermişlerdir, bundan sonra da cevaplarını alacaklardır.
Bir de şu beni çok incitti. Bu süreçte kıymetli milletvekilleri, Sayın Bakanım, bu şehit ailelerinin bazılarını ziyaret etmeye çalıştık. Yani o kadar hazin hikâyeler var ki, o kadar hazin. Yani önemli bir kısmı -mesela Ankara'dakilerle ilgili söyleyeyim- apartmanların eksi 2'nci, eksi 3'üncü katında oturuyor yani zeminin altında çok dar gelirli insanlar ve hakikaten inanmışlıkla kimi abdest alıp eşiyle vedalaşarak, helalleşerek çıkanlar. Şimdi bu insanları incitmeyecek miyiz acaba bu tür kurgularla, bu tür senaryolarla? Yani kimi mutlu edeceksiniz? Bu konudaki rahatsızlığımı da sizlerle paylaşmak istiyorum. Keza gazilerimiz, kolu kesilen, bacağı kesilen, hâlâ tedavi gören. Yani bu insanlara sorun bakalım, bu darbenin lideri kimmiş, senaryo var mıymış, yok muymuş bir sorun bakalım, o zaman cevapları alacaksınız. Tabii, söylediklerimin hepsi bu cümleleri ifade eden milletvekiline.
Yine, yani otel baskınında hedef kimdi acaba, saat kaçtı, niye bu kafa karışıklıkları olmuş? Ya da havada taciz edilen uçukta kim vardı? Ya da İstanbul havalimanında alçak uçuş yapan alçakların hedefi kimdi? Ya da Meclis bombalanırken hedef milletvekilleri değildi, öyle mi? İşte, gördük, yaklaşık 15 belki 20 metre mesafede bomba patlıyor. Şu anda camla çevrilmiş alan. Çok muhtemeldir, sanıyorum ki orada hedef Genel Kuruldu, orada hedef Genel Kuruldu ama tutturamadı, bir şekilde Rabb'im ona izin vermedi, tutturamadı. İşte, hepimizin çalışma ortamı. O Genel Kurulda direkler yok, taşıyıcı bir blok yok. Allah esirgesin eğer oraya gelseydi, tavanına denk gelseydi, 80, 100 bilmiyorum, kaçtıysa sayı...
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - 90.
EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - 90. Daha aileleriyle gelenler de var. 100'ün üzerinde kardeşimizi -hangi partili olursa olsun- şehit verecektik ve bunun adından diyoruz ki veya birileri cesaret edip diyor ki: "Hedef milletvekilleri değildi, devletti." Devlet kim? Siziz, biziz, hepimiz değil miyiz devlet?
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Öyle bir şey demedi ya.
EBUBEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Kayıtları getirtebiliriz. Ben tek tek not aldım ama o polemiğe şu an sizinle girmek istemiyorum. Devleti kim oluşturuyor? Muhalefeti oluşturuyor, iktidarı oluşturuyor, halkı oluşturuyor, askeri oluşturuyor, polisi oluşturuyor, çiftçisi oluşturuyor, emeklisi oluşturuyor, milyonlarca toprağın altında yatan şehidi oluşturuyor, onların maneviyatı oluşturuyor. Yani bunları duymak o kadar incitti ki. Aslında o zaman da tepki gösterme niyetimiz de oldu ama neticede Komisyon üyemiz olmayan bir milletvekili sıfatıyla çok da insanları büyütmemek lazım diye düşündüm. İnşallah Cumhuriyet Halk Partisi bu konuda bir -tahmin ediyorum, eminim de- açıklama yapacaktır.
Millî Savunma Bakanlığının bütçesini konuşuyoruz. "Millî" olmak bence burada en önemli şey. Yani bildiğim kadarıyla 2 bakanlığın önünde "millî" sıfatı var. Millî Eğitim, Millî Savunma. Yani her alanda çok önemli ama millî savunma meselesine herhâlde -bunu siyasi bir saikle söylemediğimden emin olun- son birkaç yılda geçmeye çalışıyoruz. Neden? Yerli İHA'ları kullanıyoruz. Artık nasıl oluyorsa daha önce o stratejik ortaklarımızın bir türlü belirleyemedikleri grupları artık çok rahat belirlemeye başladık. Ya da nasıl oluyorsa F16'larımız birtakım hâlâ açıklanamayan kazalarla yere çakılırken artık çakılmıyor. Yani millî olmak, herhâlde bu kavga, gürültü 2013'ten -o 500 milyonluk IMF'ye son ödemeyi yaptığımız- o günden itibaren bu kavga çok daha görülür oldu diye düşünüyorum. Son ödemeyi yaptık, artık kendi silahımızı yapmaya çalışıyoruz. İnşallah bunda yüzde 100'e ulaşacağız. Yani bunlar çok büyük şeyler ve ben şöyle düşünüyorum, bu benim şahsi kanaatimdir: Âdeta bu mahallenin kabadayılarına artık istediklerini vermiyoruz Türkiye olarak ve kavga burada kopuyor. Yani bu zamana kadar gelip bize biçtikleri payı alanlar artık almıyor.
Ha şunu da söylemek isterim: İç Hizmet Kanunu 35'inci maddeyi geçtiğimiz dönemde hep birlikte kaldırdık. Aslında o zaman da konuşmuştuk, "Ya bu iş maddeyle mi olur? Yani mevzuatında dayandırılabilecek bir hüküm olduğu için mi insanlar acaba darbeye giriyor?" Ama 15 Temmuzdan sonra herhâlde bunun cevabı şöyle verildi: Hangi mevzuata kim, neyi dayandırmaya çalışırsa çalışsın, karşıda 80 milyonluk bir blok var. Yani inşallah bunun bir daha yaşanmayacağını hem temenni ediyorum hem eminim hem de o gün... Evet, al bayraklarla çıktık, eşlerimizle vedalaştık, artık bundan sonrası Allah'ın takdiridir dedik ama bir daha buna cesaret eden olursa bu sefer sadece bayraklarla çıkmayız. Bu sefer sadece bayraklarla çıkmayız. Bunu da kendi duygumu buradan haykırmak istiyorum. İnşallah askerimizin şerefli üniforması bir temizliğe gitti, temizlenecek ve tertemiz geri dönecek. Ben buna yürekten inanıyorum.
Bu yönüyle bir de yerel meseleyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu askerî birliklerin küçük illere kaydırılmasıyla alakalı olarak, ekonomik kalkınmanın bir ayağı olarak. Yaklaşık iki yıl öncesinden devam eden bir çalışma var bildiğim kadarıyla. Bu noktada biz de buna talibiz, bu konuda da bilgi verirseniz sevinirim. Tabii ki Nevşehir olarak. Buna bağlı olarak da bir şeyi söylemek istiyorum Sevgili Bakanım. Tabii, Nevşehir turistlik bir bölge, bu konuda da il jandarma komutanlığı tam şehrin ortasında kaldı. Bunu hiçbir maliyet olmadan çok uygun bir yere de nakledebilecek düzeydeyiz kendi imkânlarımızla. Bunu da hem kayıtlara girmesi hem de sizin dikkatinize sunmak istiyorum.
Tekrar bütçenizin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
Teşekkür ediyorum.