| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/774) ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/733) ve Sayıştay tezkereleri a) Millî Savunma Bakanlığı b) Savunma Sanayi Müsteşarlığı c) Akaryakıt İkmal ve NATO Pol Tesisleri İşletmesi Başkanlığı |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 17 .11.2016 |
YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Kars) - Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, değerli milletvekilleri, değerli basın, değerli bürokratlar; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Millî Savunma Bakanlığının bütçesi ülkemizin geleceği açısından... Millî Savunma Bakanlığı dış ve iç hainlere karşı ülkemizin korunması açısından önemli bir alan.
Ben 15 Temmuz gecesinden başlamak istiyorum. 15 Temmuz gecesiyle ilgili kafada bir kısım karışıklıklar olduğunu da görüyorum. O gün Meclis bombalanıyor, yüzlerce insan ölüyor ve bunlar yok sayılır gibi algılar geldi bir kısım arkadaşlardan, "Niye başarılı olamadı darbe girişimi?" Sebebi şu: Şimdi, buradaki millete soruyorum, ne vardı da darbe olacaktı Türkiye'de, darbe olması için hangi gerekçeler vardı? Böyle bir gerekçe yoktu. Mesela 1980 ihtilaliyle ilgili, ben o yıllarda üniversiteyi bitirmiştim, doktordum da, darbe olunca herkes neredeyse alkışladı, hatta herkes evinde oturdu ve tavırsızlık...
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Olgunlaştırılmıştı, olgunlaştırılmıştı.
YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Kars) - Evet, olgunlaştırılmıştı, tam karşılığı o, olgunlaştırılmıştı. Ama şimdi darbeyi ifade edecek veya darbeyi oluşturacak bir tablo yok, ne var da darbe olsun? Tabii, olmasının sebebi var, olmasının sebebi var da yani olgunlaşma süreciyle ilgili, özellikle 2013'ten sonra FETÖ elindeki ekonomik desteği kaybeder oldu, sendikalarını kaybeder oldu, okullarını kaybeder oldu, dershanelerini kaybeder oldu, ekonomik bir çıkmaza girdi, artı bir kısım alanlardaki adamları deşifre olmaya başladı. Bu deşifre olmayla beraber "Neresinden kurtarırsak kâr ederiz." diye bir an evvel eyleme geçme ihtiyacı duydular. Bununla ilgili ben tabii ki Silahlı Kuvvetlerimizin sağduyusuna, orada vatanını, bayrağını, milletini, toprağını seven insanların büyük çoğunlukta olduğuna inanan bir insanım, zaten bunu da gördük. Neticede sokağa inen asker, subay, astsubay, üst rütbeli subay, karşısında millet elinde bayrağıyla gelince yapabileceği bir şey olmayacağını anladı. Acaba, acaba diyorum, vatandaşın tepkisi olmasaydı veya saat üçte yatağımızdayken bu darbe girişimi olsaydı ne olurdu diye de merak ediyorum. Ne olacağı belli. Herhâlde şehit sayımız 248 civarında galiba.
MUSA ÇAM (İzmir) - 248...
YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Kars) - Son bir tane daha oldu, 247'ydi, 248 oldu.
ERKAN HABERAL (Ankara) - 248 ya, bir kişi daha oldu.
YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Kars) - Bir kişi daha oldu, evet. Neyse, önemli değil yani...
MUSA ÇAM (İzmir) - Önemli Beyribey, bir kişi yani, bir can sonuçta.
YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Kars) - Elbette ki can önemli ama ben diyorum ki saat üçte olsaydı bir can değil binlerce can daha ona eklenecekti, onu ifade etmek istiyorum.
Belki buradaki birçok kardeşimiz de bilmiyordur, Türkiye'de tankların şehir merkezine indiği illerin sayısını toplasanız parmağımızın sayısı kadar ama bunlardan bir tanesi de Kars'tır. Kars'ta -içinizde bilenler var mıydı bilmiyorum- o gece 16 tane tank Kars Emniyetini, Valiliğini, Belediyeyi falan işgal etmek için meydanlara indiler, hatta vatandaşlarımız sağduyuyla, Emniyetin önüne gelen 2 tane tankı teslim aldı; ya teslim alma değil, işte biraz evvel söylediğim şeydir, asker oraya gelirken niye geldiğini, hangi niyetle gelindiğini bilmiyor, gelince bir gördü, indi, bırakmak zorunda kaldı. Sebebi, vatandaşın elinde hiçbir şey yok, ellerini kaldırmış sadece bayrak sallıyor, bunun karşılığında yapabileceği bir şey yoktu diye düşünüyorum. Ben darbe girişiminin ciddiyetle yapıldığını, geç saatlere kalsa ciddi olacağı kanaatini taşıyordum; Allah yüzümüze baktı, milletimizin yüzüne baktı, devletimizin yüzüne baktı ve olmadı diye düşünüyorum.
Ben burada Sayın Bakana sırası gelmişken bir de soru sormak istiyorum. Bizim şehir merkezinin tam ortasında bir tugayımız var, gerçekten ilimizin gelişmesiyle ilgili de çok büyük bir sorun yaratıyor. Aslında askeriyemiz için yeni alanlarımız da var, bir tane Çakmak Kışlası'na doğru büyük bir alanımız var, ayrıca Gelirli köyü bölgesinde alanımız var. Burada tugayı şehrin merkezinden çıkarmayı düşünüyorlar mı, düşünmüyorlar mı, bu konuda bilgisini almak istiyorum.
İkincisi: Ben uzun süredir siyaset yapıyorum. Burada ilgili kardeşlerimize, komutanlarımıza da seslenmek istiyorum: Bizim Kağızman'da bir tugayımız vardı, lağvedildi. O gün de bugün de -gerçi şimdi orayı bir taburla destekliyoruz- anlayamadım niye kaldırıldı diye. Ben o bölgenin stratejik olarak, ülkenin hem iç hem dış stratejisi olarak emniyet açısından güçlü olması gereken bir yer olduğunu düşünüyorum, bizim oradaki taburumuzu büyütmemiz gerektiği kanaatini taşıyorum yani alay mı olur, nasıl olur çünkü orası geçiş güzergâhında olan bir bölge. Ağrı'dan, İran'dan, aşağıdan Ermenistan tarafından da geçebilme fırsatı var, o bölge tam geçiş noktasıdır, Kağızman'dan Digor üzerinden yani orası çok hassas bir bölge ve boğazdır, o boğazı, niye Kağızman'daki tugayı kaldırdığımızı da daha anlamış değilim. Uzun süreli planlamadır belki ama o uzun süreli planlamayı bir daha gözden geçirmek gerektiği kanaatini taşıyorum.
Ayrıca, Sarıkamış'taki tugay, komando tugayına çevrildiği için memnun olduğumu ifade etmek istiyorum, önemsiyorum.
Başa dönmek istiyorum. Ben, askerimizin bayrağını seven, toprağını seven ve bu vatanın evladı olduğunu düşünüyorum, en üstten en altta kadar. Bunun en güzel örneğini de İstanbul'daki mitingde Genelkurmay Başkanımız konuşurken millet olumlu tepkilerini ve kalbiden gelen duygularının orada ifade etmiştir. Bu sadece İstanbul'da değildir. Ben o anda Kars'taydım, yağmur da yağıyordu, bütün alan insanlarla doluydu. Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza, muhalefet liderlerine nasıl olumlu tepki olduysa Komutanımız çıkınca ona da pozitif tepki oldu. İnşallah, iç ve dış mihraklara karşı millî olmamız gerektiğine, millî tankımızla, millî uçağımızla, millî yazılımlarımızla, ülkenin bekası için kendimize ait şeylerle var olacağımıza inanıyorum. Bize ancak biz sahip çıkabiliriz diye düşünüyorum. Beni sabırla dinlediğiniz için teşekkür ediyorum, hepinize ayrı ayrı saygılar sunuyorum.