KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET SELİM YURDAKUL (Antalya) - Sayın Bakan, saygıdeğer milletvekilleri ve değerli bürokratlar; öncelikle bu zamana kadar sağlık alanında yapmış olduğunuz çalışmalar ve katkılar için teşekkür ederiz. Ancak özellikle bu Sağlıkta Dönüşüm Programı'nı... Sayın Bakanım, siz de biliyorsunuz, özellikle son beş yıl içerisinde artık "Sağlıkta Dönüşüm Programı" diye bir şey kalmadı. Artık bunu kabul etmemiz lazım çünkü Sağlıkta Dönüşüm Programı olarak sunduğunuz zaman... Biraz önce verileri verdiniz ve Sağlıkta Dönüşüm Programı'nda değerlendirmeler yaptınız. Örneğin sağlık göstergelerinde iyileşmeler olduğunu sundunuz, bebek ölüm hızının düştüğünü belirttiniz ve dediniz ki: "2002 yılında binde 31,5 olan bebek ölüm hızı 7,6'ya düştü." Sayın Bakanım, belki size yanlış bir ifade vermiş olabilirler. Şimdi, 2002 yılında, biliyorsunuz, farklı bir değerlendirme yapılıyordu bebek ölüm hızında. Burada 31,5 olan ölüm hızını verirseniz 2015 değerini 10 olarak vermek zorundasınız çünkü biliyorsunuz, 28 hafta ve üzeri değerlendirmeler sonra yapıldı OECD'nin uyarısıyla. O da ne zaman yapıldı? 2008'den itibaren. Yani 2009'yılından itibaren son beş yıldır bebek ölüm hızı 10,1'den 10'a düştü yani stabil olarak devam ediyor. Ha, eğer yeni değerlendirmeye göre verirseniz, OECD'nin kuralına göre, o zaman örneğin, 2010'daki bebek ölüm hızı 7,8, şu anda, 2015'te 7,6. Yani gene aynı, stabil devam ediyor. Çünkü bebek ölüm hızında... Mesela Türkiye Halk Sağlığı Kurumunun -bürokratları yanınızda- 2015 rakamını veriyorum: 10. Türkiye İstatistik Kurumu, 2015: 10,7. OECD rakamı Türkiye için: 10,8 Yani bebek ölüm hızında başarı yok, bölgeler arasında farklılıklar had safhada. OECD ülkelerinin 2013 yılındaki bebek ölüm hızı ortalaması ne kadar biliyor musunuz? 4,1. O yüzden, lütfen, kamuoyuna, basına ve vatandaşlarımıza yanlış ifadelerle yanlış algı operasyonları yapmayalım. Bebek ölüm hızında başarınız yok. Artık, şu anda, Avrupa ülkeleri zaten bebek ölüm hızını kullanmıyor, şu anda 1'lerde bebek ölüm hızı, farklı indeksler kullanıyorlar. Mesela, dediniz ya: "Beklenen yaşam süresi çok iyi yani ortalama 78." Bakın, Sayın Bakan, 2002 yılından itibaren 72,5 olan yaşam süresi şu anda 78'e, oransal olarak her yıl 0,7 ile 1 olarak artmış zaten. Bununla kıyaslama olmaz. Neyse, OECD ülkeleriyle kıyaslayalım. Bakın, OECD ülkelerinde 2010 rakamını veriyorum size: 2010 yılında -bürokratlarınız bilir- OECD ülkelerindeki yaşam süresi 79,8, tam altı yıl önceki değer. Siz buraya bile ulaşamadınız. O yüzden, bu değerlendirmeler biraz doğru olmuyor.

Mesela, diyorsunuz ki: "Vatandaşı finansal riskten koruduk biz." Bakın, Sayın Bakan, 2009 yılında vatandaş cebinden 8,1 milyar harcadı, yanlış söylüyorsam müsteşarlarınız düzeltsin. 2014'te 16,8 milyar ve giderek artıyor, 2016'yı söylemiyorsunuz hâlâ.

Biraz önce de dediniz ki: "Yıkıcı sağlık harcamasında -çok doğru- 2002'de çok yüksek rakamlar," Peki, Sayın Bakan, 2012'de ne kadar? 30 bin lira. Peki, 2015'te ne kadar, şu anda? 60 bin lira yani 2 katına çıkardınız. Vatandaş artık cebinden para harcar duruma geçti. Niçin? Çünkü birçok katkı payı var. Artık şu katkı paylarını kaldırın, vatandaşın cebinden para harcayarak bir yere ulaşamazsınız. Yani diyorsunuz ki aynı arabalardaki kasko sigortası gibi "Ben şu kadarını tedavi ederim, gerisini kasko sigortası yaptırırsan yani tamamlayıcı sigorta, hepsine bakarım." Bu yanlış Sayın Bakan çünkü sağlık bir sosyal haktır. Biraz önce ifade ettiniz, dediniz ki: "Biz Sağlıkta Dönüşüm Programı'yla sağlıkta başarıya ulaştık, Lancet böyle böyle veriler verdi." Şimdi, bakın, Sayın Bakan, ben de size bir rakam vereyim: Birleşmiş Milletler İnsani Gelişim İndeksi, 188 ülke arasında 72'nci sıradayız. Birleşmiş Milletler Sağlık Endeksi, 187 ülke arasında 69'uncu sıradayız. Peki, Lancet 2015 Sağlık Hizmetleri Kalitesi yani ülkemizin sağlık hizmetlerinin kalitesi, Lancet, 188 ülke arasında -basınımız da duysun- 103'üncü sıradayız Sayın Bakan. Yani bunları niçin söylüyorum? İyi niyetle çalışıyorsunuz ama yanlışlar var. Sağlıkta Dönüşüm Programı başarıya ulaşmadı; aksine, tepede boş bir bardak vardı, siz onu doldurdunuz ama artık ileriye gitmiyor. Dolayısıyla, düzeltmeler yapmamız lazım.

Biraz önce sayın vekil söyledi, evet, sağlık çalışanlarının yıpranma payı, döner sermayenin emekliliğe katkısı, emekli maaşlarını artışı; bunları siz istediniz, burada hakkınızı vereyim ama sizin AKP Hükûmetinin Sayın Maliye Bakanı "Hayır." diyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AHMET SELİM YURDAKUL (Antalya) - Geçen sordum yine "Hayır." diyor. Dolayısıyla, aynı Hükûmet içerisindesiniz, ben bunu o zaman Başbakandan rica ediyorum. Lütfen, sağlık çalışanlarının...

BAŞKAN - Sayın Yurdakul, lütfen, tamamlar mısınız sözünüzü.

AHMET SELİM YURDAKUL (Antalya) - Son bir dakika.

Sağlık çalışanlarının özlük haklarının düzeltmediğiniz müddetçe vatandaş memnuniyetini stabil tutarsınız fakat sağlık çalışanları şu anda moral, motivasyon olarak bitmiş vaziyetteler, tükenmiş vaziyetteler.

Bakın, ben bir yıl on iki gündür milletvekiliyim, Sağlık Komisyonu üyesiyim Milliyetçi Hareket Partisinin, bir tane olgu, bir tane vakıa, bir tane konu Sağlık Komisyonunda tartışılmaz mı ya? Hiçbir konu tartışılmadı. İşte, getirin, hep birlikte ama en son kararı zaten siz veriyorsunuz.

Son olarak, yardımcı sağlık personelleri, Sayın Bakanım, 350 bin atanamayan var. Şimdi, önce dediniz ki "22 bin", sonra onu düşürdünüz 10 bine, ondan sonra, hemşire, ebeyi çıkardığınız zaman 4.623 yardımcı sağlık personeli aldınız ve bunların meslek tanımları da yok. Benim size önerim Milliyetçi Hareket Partisi olarak, kamu-özel hastanelerine personel alırken eğitimli gençlerimizi alalım. En azından onlara bir moral, motivasyon veririz. Hani, öğretmenlere 20 bin atama, 30 bin atama oluyor ya, siz de Maliye Bakanı ne kadar verirse onu alırsanız en azından bir rahatlama olur diye düşünüyorum.

Bir de bu kadar harcamaya rağmen 2015 rakamında 100 milyarın üzerinde sağlık harcaması bakın. Bu kadar harcamaya rağmen göstergeler stabil gidiyor ve düşüşe geçmiş vaziyetteler. Sosyal Güvenlik Kurumunun son yıllardaki, son on üç yıldaki bütçeye aktardığı miktar ne kadar? Bakın, ben tam sizin resmî rakamınızı vereyim. Hata etmemek için bakıyorum. Bakın, on üç yıl içerisinde siz Sosyal Güvenlik Kurumuna tam olarak 649 milyar bütçeden aktarım yapmışsınız, 649 milyar, eski parayla 649 katrilyon. Bu parayla neler yapılabilir? Lütfen, bütün hepsini birlikte değerlendirerek yapalım. Burada eksiklik nerede? Burada tek eksiklik... Niyet iyi ama iş birliği yok, istişare yok, ilgili kurumların istişaresini almıyorsunuz, "Ben yaptım oldu." İşte, o zaman ne oluyor biliyor musunuz? Stabil gidiyor ve düşüşe geçmiş vaziyette.

Son uyarım: Kamu-özel ortaklığında lütfen İngiltere örneğini göz önünde bulundurun. Kamu-özel ortaklığı çok tehlikeli. Özellikle, ülkenin ekonomisi kötüye gittiği anda ülkedeki sağlık politikaları çöküşe gider. Dolayısıyla, burada dikkatli olmamızda fayda var.

2017 sağlık bütçesinin vatanımıza ve milletimize hayırlı olmasını diliyor, başarılarınızı diliyorum