KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Hoş geldiniz Sayın Öztürk.

GALİP ÖZTÜRK - Sağ olun, teşekkür ederim.

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Tabii, şu Gürcistan'daki olay, bunlarla siz... Ne zaman siz Gürcistan'daydınız ki, ne zamandan bu yana Gürcistan'da iş yapıyorsunuz, siz ne zamandan bu yana Gürcistan'da iş yapıyorsunuz?

GALİP ÖZTÜRK - Evet, soru bu mu?

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - İlk sorum bu.

GALİP ÖZTÜRK - Buna cevap vereyim mi?

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Verirseniz devamında bir iki şey daha sormak istiyorum da.

GALİP ÖZTÜRK - Evet, o zaman cevap vereyim.

BAŞKAN - Tarih sadece, tarih soruyor, kısaca.

GALİP ÖZTÜRK - Gürcistan'da ben 2010'lu yıllarda iş yapma kararı almıştım. Orada ihtiyaç olduğunu söyleyen Acara Hükûmetinden gelen temsilciler aracılığıyla Türkiye'de 9-10 tane otogar işletmesi yaptığımızı bildiklerinden bize Batum'a bir şehirlerarası ve uluslararası bir otogar yapmamız konusunda ricada bulunmuşlardı. Ben kendim hiç hayatımda Batum'a gitmeden, Batum'da bir gece bile kalmamış bir insan olarak Batum'da bir otogar yapalım, en azından Karadeniz'in son noktası, Doğu Karadeniz'den batıya gelen otobüslerimizin kalkış noktası; orada bir Türk otogarının yararlı olacağının düşünüp bir karar almıştık. Cezaevinde olduğum süreç içerisinde bu otogarın inşaatı devam etti ve bitti. Daha sonra, şehir içinde bir yatırım için alışveriş merkezi ve otel arsası diye, ileride yatırım yapabileceğimizi düşündüğümüz bir arsamız vardı. 30 Ağustostan sonra gittim ki -3 Eylül 2014'te Gürcistan'a gittim çünkü- uyarılar almıştım, dosyalarımın çok hızlı bir şekilde onaylanacağını, artık başımın çaresine bakmam gerektiğini, bu, Fetullahçı çetenin devletten temizlenmeden geri gelmemin uygun olmayacağını, benden destek isteyen polis müdürlerimiz dâhil, B planı olarak bana bunu yapmam ve işlerimi bir süre uzaktan yönetmemi önermişlerdi. Ben de yirmi altı ay Gürcistan'da kaldım. On yedi ayda 130 bin metrekare inşaatı bitirerek Batum'da 415 odalı bir 5 yıldızlı otel, bir AVM ve 2 tane rezidans bloğu yaparak hizmete açtım.

BAŞKAN - Evet, Mehmet Bey, devam edin isterseniz. Birinci sorunun cevabı yetti.

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Bu, Mehmet Ayağ'la siz ne zamandan itibaren orada çalışmaya başladınız?

GALİP ÖZTÜRK - Ben Mehmet Ayağ'la oraya gittiğimin üçüncü ayından sonra tanıştım. Yanımda, önce asistan gibi başladı, sonra şirketlerin yönetimine koydum yetenekli bir çocuk olduğu için.

BAŞKAN - Tamam, 2010 Aralık gibi yani, evet.

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Yani, bu, son, 15 Temmuza yetmiş gün kala olan olay tamamen bir tesadüf eseri.

GALİP ÖZTÜRK - Tesadüf efendim...

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Doğum günündeki buluşmanız sırasında, bu, Türkiye'de yaşanacak süreçle ilgili, özellikle Milliyetçi Hareket Partisine yapılacak operasyonla ilgili, tamamen bu olay tesadüfi olarak mı gelişti?

GALİP ÖZTÜRK - Tamamen... Yetmiş gün öncesinde Mehmet Ayağ'ı uzaklaştırmamın... Ben Türkiye'yi okumaya çalışıyorum ve kendim de Türkiye'nin o günkü şartlarında gelmeyi kesinlikle düşünmüyorum ama Türkiye'de çözümün, millî iradenin bir araya gelmesiyle olacağını, ne milliyetçilerin ne sosyalistlerin ne de muhafazakârların bölünmeden, birlik içerisinde, millî mutabakatla çözebileceğini hem Ali Ayağ'a hem de siyasetle ve yazarlıkla uğraşmış İsmail Türk'e defalarca anlatmıştım.

Bu son sohbet, sohbet dışına çıkıp Sayın Ali Ayağ'ın şekerinin çıkmasıyla, bana yaptığı söylemlerden, düşündüğüm düşüncelerin tehlikesinin çok yakınlara geldiğini görerek, korkarak gönderdim.

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Tamam teşekkür ediyorum.

Büyük ortakları bugün yurt dışına kaçmış bulunan Bolu'daki Highway yol üstü tesisleri yerinin ihalesine girmemeniz için örgütün sizden bir ricası veya bir baskısı olduğunu veya siyasetçilerden veya idari bir makamdan, işte, Karayolları vesaire gibi, size bir ricada bulunuldu mu?

GALİP ÖZTÜRK - Ricada bulunulmadı ama şöyle oldu: Ben ihaleye girdim. İhaleye iki girenden birisiydim. Bir holding ve arkasında Fetullahçı yapının olduğunu o gün de bana söyledikleri bir yapı vardı. Bizim teklifimizden çok daha farklı bir teklif vererek yani şaşırtmalı bir teklif vererek ihaleyi onlar kazanarak aldılar ama haklı bir kazançla almadılar. O gün yaptıkları teklifin yani bizim, ihaleden geri durmamızı sağlayan teklifin karşılığını Karayollarının, şu anda, aldığına inanmıyorum.

Komisyon üyeleri olarak, madem o teklifi sorduysanız, o teklif şöyle bir teklifti, şöyle açıklayayım çünkü bu soru, sorunun cevabı tam verilmeli: 820 milyon, yirmi dokuz yıllığına Metro Grubu olarak teklif verdiğimiz bir yeri 1 milyar 820 milyon teklif vererek aldılar. Yani, o zaman, devletin menfaatiyse biz onların kendilerine "Hayırlı olsun." dedik ama bir şaşırtmaca vardı, biz yirmi dokuz yıla belli miktarlarla bu teklifi bölerek vermiştik ve eğer 4,5'ları yani cirodan payda 4,5'ları tutturamadığımızda bile, o rakamın, taahhüt ettiğimiz rakamın tamamını yıl sonunda ödememiz gerekiyordu. Mevcut işletmeci şirket, şu anda, sadece cirodan olan payları ödüyor ve yılın sonunda kendilerine düşeni de yirmi dokuz yılın sonunda ödeyeceklerini öngörüyorlar. Yirmi sekiz yıl sonra, bıraktıklarında yani bir yıl öncesinde bıraktıklarında hiçbir kayba uğramayacaklar. Tehdit değil ama telkinler aldık.

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - "Samsun'da, bu örgütün imamının yanında saygıyla duran bürokratlar gördüm." dediniz. Bunları söyleme imkânınız var mı?

GALİP ÖZTÜRK - Yani, onu ben mi gördüm sadece? Yani, Türkiye'deki valilerin yüzde 95'inin hepsi saygıyla duruyordu. Yani, onu geçsek daha iyi olur, bana göre.

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Siz ne zamandan itibaren örgüt tarafından baskı görmeye başladınız?

GALİP ÖZTÜRK - Ben, örgüt tarafından, 2010'dan sonra, kesin, Ahmet Kara'yla tanışmamdan sonra çok ağır baskı görmeye başladım. Onun öncesinde, yine, söylemlerimden dolayı -ki kırılma noktamı söylemiştim, kırılma noktam, devletin gizli bilgilerine girmeleri, onları ele geçirmeye çalışmalarıydı- 2010'dan sonra bunu çok yoğun hissetmeye başladım. Gazetelerde, benim hak etmediğim, hayatımda hiç bulaşmadığım, çok iğrenç dedikodularla benim hakkımda algılar üretilmeye zaten başlanmıştı.

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - İsmini bildirdiğiniz Samsun ve Irak imamları dışında tanıdığınız örgüt imamları var mı? Bugün bunların durumu nedir? Bunlar hakkında bir adli takibat var mı? Bunlar yurt içinde mi, yurt dışında mı şu anda?

GALİP ÖZTÜRK - Benim tanıdıklarımın tamamı ya kaçak ya cezaevinde. Bu işlerde, benim işimde en çok başrol oynamış kişilerden birisi Talip Büyük, o da İngiltere'de bir iş kurmuş. Bunlar, ekonomik boyutlarını yurt dışında büyütmeye devam ediyorlar. Artık öğretmenliğin dışında, kendi imamlarını, başarılı imamlarını, ülke imamlarını belli ülkelerde destekleyerek -olayın o tarafını da Komisyonumuzun incelemesinde yarar olduğunu düşünüyorum- iş adamı olarak belli ülkelerde, Türkiye'de yaptıklarının aynısını İngiltere'de, Almanya'da, belli ülkelerde de şu anda yapıyorlar. Talip Büyük de onların sermayesini İngiltere'de yöneten eski imamlardan birisidir.

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Geçmişte örgüte çok yardım etmiş birisiniz, bunu kendiniz de zaten bize dağıttığınız notlarda ifade etmişsiniz. Benim merak ettiğim bir konu da şu: Örgüt, kendisine yardım eden firmaların desteklenmesi konusunda kendi müritlerine, mensuplarına bir talimat veriyor mu? Mesela, sizin otobüs firmasını seyahat sırasında kullanmak gibi -bunu çoğaltabilirsiniz- böyle bir talimatları var mı, onu merak ediyorum.