KOMİSYON KONUŞMASI

ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Teşekkür ederim.

Sayın Lekesiz, hoş geldiniz. Verdiğiniz bilgiler için de teşekkür ederiz.

Şimdi, sizin anlatımlarınızdan sırayla notlar aldım, ona göre bazı sorular size yöneltmek istiyorum.

Birincisi, "Gezi'de oynadıkları rolü biliyorduk." dediniz. Burada FETÖ'yü kastederek söylüyorsunuz zannederim. Bu konuda bildiklerinizi anlatabilir misiniz, somut olarak hangi pozisyonda nasıl etkileri oldu?

İkincisi, "17-25 Aralıkta haddini aşan işler yaptılar." dediniz yine anlatırken. Şimdi, baktığımızda, 17-25'ten çok önce de aynı yapının hâkimlerinin, savcılarının çok sayıda operasyon yaptığı, işte, gözaltılar, tutuklamalar yaptığı ve bunların birçoğunun da bugün bakıldığında kumpas olduğu ortaya çıktı ve çok ciddi sayıda insan da buradan mağdur oldu. Bu mağduriyetlerden öte, bir de bugünden baktığımızda, özellikle Türk Silahlı Kuvvetlerinin yapısını değiştirmeye, dönüştürmeye çalışılan adımların ilk aşamalarının da o zaman daha bu yargı operasyonlarıyla yapıldığını görüyoruz. Bunlarla ilgili ne düşünüyorsunuz? Yani "17-25'te haddini aşan işler yaptılar." dediniz. Bu yaptıkları işler, onların haddini aşan işler değil miydi, ne dersiniz bu konuda?

Şimdi, ben sizin anlatımlarınızı dinleyince aslında öğrendiğiniz dakikadan itibaren elinizden geleni yaptığınızı görüyorum. Hani "Şunu niye yapmadınız?" diyeceğim bir şey yok, yapmışsınız elinizden geleni ama öte yandan da şöyle bir durum var, bu da dikkat çekici açıkçası çünkü sizin öz geçmişinize baktığımda oldukça başarılı bir öz geçmişiniz var. 40'lı yaşlarda vali olmuşsunuz, 7 Eylül 2016 tarihinde de en son Emniyet Genel Müdürü olarak görev yapmışsınız. Yaşınız itibarıyla da baktığımızda, aslında en verimli, en tecrübeli denilebilecek pozisyondasınız ve şu anda da Türkiye'nin güvenlik açısından ciddi riskleri var. Merkez valiliği, bizim anladığımız kadarıyla, sorduğumuz kadarıyla çok aktif bir görev değil, çok fazla önemli pozisyon, ya da önemli demeyeyim ama belki de çok icracı bir pozisyon değil. Dolayısıyla, bu kadar tecrübeye rağmen ve o gün de baktığımızda -ondan önce de yaptığınız bazı önlemler, operasyonlardan bahsettiniz- neden merkeze alındınız, bu konuda ne dersiniz?

Şimdi, akışı anlattınız bize. O akışla ilgili bugüne kadar da bazı bilgilere sahip olduk yani yazılan çizilenlerden. Geçtiğimiz hafta Başbakanlık Müsteşarlığının, Müsteşar Yardımcısının burada sunumu oldu ve burada şunu söylediler: "Sayın Başbakan 21.30-21.35 gibi Tuzla'daki konutuna geçtiğinde olayı aşağı yukarı öğrendik ya da gelişmelerden haberdar olduk." gibi bir beyanları oldu. Genelkurmay Başkanının o esnadaki, tabii, durumu itibarıyla ulaşamıyorlar. Ondan sonra ilk olarak ulaşması gereken ilk isimlerden biri de sizin olmanız gerekir diye düşünüyorum çünkü İçişleri Bakanı da uçakta, ona da ulaşamıyorlar. Siz "İlk görüşmeyi 23.00'te yaptım." dediniz Sayın Başbakanla, öyle not aldım. Arada bir buçuk saatlik gibi bir zaman var, bu önemli bir zaman dilimi. Neden sizinle bu konuda bir görüşmesi, konuşması olmadı?

Bir diğer nokta, Sayın Efkan Ala burada Komisyonumuza geldiğinde biz sorduk "Darbe öncesi herhangi bir istihbari bilginiz var mıydı?" diye. "Gelen istihbari bilgiler geliyordu yani darbe teşebbüsünde, darbe girişiminde bulunacakları yönünde ama şu gün şu saat özelinde bir istihbari bilgimiz yoktu." dedi. Bu istihbari bilgiler de muhakkak sizlere de geliyordur. Yani, en son gelen istihbari bilginin içeriği neydi, nasıl bir istihbari bilgi gelmişti?

Yine, son olarak da şunu ifade edeyim: Şimdi, her geçen gün yeni bilgilere sahip oluyoruz, yazılan kitaplar, açıklamalar vesaire. Şimdi, MİT Müsteşarının daha öncesinden, öğlen 3 buçuk-4 gibi MİT Müsteşarlığına gidip bilgi veren bir binbaşından bahsediliyor ve oradan bilgilerin doğrulanması sonrasında Genelkurmaya gidip bilgi verildiği ve Genelkurmayın da bazı önlemler alabildiğini görüyoruz yani, işte, uçuş yasağıyla ilgili bazı tedbirlerin alındığını... Ki bunlar darbe girişiminin başarısızlığa uğratılmasında da bugünden baktığımızda yani şu ana kadarki bilgilerimizle yorumladığımızda önemli gibi görünüyor. Şimdi, öte yandan, şu da var: Aynı bilgiler Emniyet Genel Müdürüyle paylaşılsaydı siz de belki o saatte -işte "Dokuz buçukta öğrendim, yemekten kalktım, evden çıktım." dediniz- çok daha erken önlemler almaya başlasaydınız belki daha az zayiatla da bu iş atlatılabilirdi diye düşünüyorum. Ne dersiniz bu konularda?

Teşekkür ederim.