KOMİSYON KONUŞMASI

OSMAN BAYDEMİR (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, Sezgin Bey'in hem yönetim tarzınıza yönelik eleştirileri hem de işkence konusundaki beyanlarına aynen iştirak ettiğimi ifade etmek istiyorum. Zamanınızı almamak için teferruata girmiyorum ve ispat etmeye de açığım açıkçası söylemek gerekirse. Eğer zatıaliniz uygun görürse buyurun, buradan beraber atlayalım uçağa binelim, Urfa Cezaevine gidelim, işkence görmüş insanla görüşelim. Eğer "Hayır." derlerse ben istifa etmeye hazırım.

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Yarın Urfa Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunun.

OSMAN BAYDEMİR (Şanlıurfa) - Cumhuriyet Başsavcılığına biz somut itirazlarda bulunuyoruz, Mecliste gündeme getiriyoruz, Sayın Bakana soruyoruz, Sayın Bakana belge veriyoruz; hiçbir işlem yapılmıyor.

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Sayın Vekilim, ben bir avukatım. Yarın Urfa Cumhuriyet Savcılığına sizin şikâyetinizi görmek istiyorum. Gidin müracaatınızı yapın, biz de takipçisi olalım.

Teşekkür ediyorum.

OSMAN BAYDEMİR (Şanlıurfa) - Pür niyetle. Bakın, böyle yaklaşırsanız başım gözüm üstüne.

BAŞKAN - Zaten bunu söylüyoruz efendim.

OSMAN BAYDEMİR (Şanlıurfa) - Beraber mücadele ederiz. Yanlış nerede?

BAŞKAN - İşkenceye sonuna kadar karşıyız.

OSMAN BAYDEMİR (Şanlıurfa) - Birlikte mücadele edersek sonuç alırız.

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Yok, yok, gidin müracaat edin Osman Bey, konuşmakla olmuyor bu işler.

BAŞKAN - İşkence insanlık suçu, hiçbir gerekçesi de olamaz hangi suçu işlemiş olduğu iddia edilirse edilsin ama siz "Var." deyip de şikâyetçi olmazsanız bu ülkenin görevlilerine de yazık.

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Eğer şikâyetçi olmazsanız yok demektir.

BAŞKAN - Buyurun sorun sorunuzu.

OSMAN BAYDEMİR (Şanlıurfa) - Hükûmet, İnsan Hakları Komisyonu üyeniz ne dedi? Onu bir inceleyin lütfen.

RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) - Efendim, bu Komisyonu ilgilendiren şu anda misafirimiz var. Lütfen sorunuzu sorabilir misiniz?

BAŞKAN - En güzeli, soruyu sorun. Fehmi Bey rica etti.

GAZETECİ-YAZAR FEHMİ KORU - Benim de insan hakkım var yani.

OSMAN BAYDEMİR (Şanlıurfa) - Lütfen kusura bakmayın. Dilerseniz ben sorumu geri çekebilirim.

GAZETECİ-YAZAR FEHMİ KORU - Yok, hayır.

Buyurun, bekliyorum.

OSMAN BAYDEMİR (Şanlıurfa) - Hakkınızı helal edin. Bir insan olarak uzun zamandır oturuyorsunuz, insani ihtiyaçlarınızın dahi karşılanmasına müsaade edilmedi. Ben kendi adıma helallik diliyorum.

BAŞKAN - Her sözünüz... Lütfen gerçekleri çarpıtmayın böyle.

OSMAN BAYDEMİR (Şanlıurfa) - İmkân verilmedi.

BAŞKAN - Fehmi Bey, siz dışarı çıkma izni istediniz de vermedik mi? Yani, Osman Bey, lütfen...

GAZETECİ-YAZARFEHMİ KORU - Öyle bir ihtiyacım olmadı.

Buyurun.

OSMAN BAYDEMİR (Şanlıurfa) - Sayın Koru, kendi adıma bir kez daha zatıalinize teşekkür ediyorum.

GAZETECİ-YAZAR FEHMİ KORU - Estağfurullah.

OSMAN BAYDEMİR (Şanlıurfa) - Değerlendirmelerinizden etkilendiğimi bir kez daha ifade etmek istiyorum.

GAZETECİ-YAZAR FEHMİ KORU - Estağfurullah.

OSMAN BAYDEMİR (Şanlıurfa) - Doğrusunu söylemek gerekirse pek çok soru işareti vardı benim açımdan ve sormak istediğim husus vardı ancak izahatlarınızla pek çoğu kendi açımdan aydınlatıldı. Lakin, bir konuda yetişmiş olduğunuz mahallenin aynı zamanda kalemlerinden bir tanesisiniz. Doğrusu, akıl Allah'ın bir lütfudur ama çıplak akıl vicdanla buluşmamış olan akıl insanlık için büyük tehlikelere yol açabilir. Ben, kaleminizi kullanırken vicdanınızdan da olmadığınıza tanıklık eden bir insan olarak söylüyorum.

Darbe melaneti, darbe musibeti bu ülkede yaşayan 78 milyon insanın tümünü aslında özü itibarıyla hedef aldı.

GAZETECİ-YAZAR FEHMİ KORU - Tabii.

OSMAN BAYDEMİR (Şanlıurfa) - Şükürler olsun ki başarıya ulaşmadı. Eğer başarıya ulaşmış olsaydı belki Hükûmet üyeleri, bakanları, büyük çoğunluğu tutuklanacaktı ama en azından biz HDP'liler infaz edilecektik; biz bunu çok iyi biliyoruz. Bunun çok büyük bir tehlike olduğunun bütün ülke açısından bilinmesi açısından söylüyorum Sayın Koru. Lakin, darbeyle mücadele hukuk ölçeğinde olmalı. Hukuk aynı zamanda vicdanla yoğrulmalı. Sizin mensubu olduğunuz medya camiası... Medya özgür olmadan, medya karartılırsa, ekranlar karartılırsa, kalemler ana akım medyadan uzaklaştırılırsa, eleştiren kalemler tutuklanırsa darbeyle nasıl mücadele edilecek? Sizin açınızdan, mensubu olduğunuz medya camiası açısından pek çok kalem aynı zamanda susturuldu, tutuklandı şu anda, doğrusu pek çok kalem de korkuyor; insanidir bu aynı zamanda, korkmak insan olmaktır aynı zamanda. Siz de bir kaygı yaşıyor musunuz Sayın Koru.

BAŞKAN - Evet, teşekkür ederim.

OSMAN BAYDEMİR (Şanlıurfa) - Aynı zamanda, çözüm süreci, bir kez daha söylüyorum, bu Hükûmet döneminde ya da Sayın Erdoğan döneminde başlatılan bir süreçtir, Cumhuriyet tarihinin en önemli siyasi gelişmesi, en önemli siyasi adımıdır. Cemaat denilen yapının çözüm sürecine karşı olduğu ve çözüm sürecini çökertme adına birtakım zeminler hazırladığına dair duyumlar var, iddialar var. Sizin bu konuda bir gözleminiz var mı, bir duyumunuz var mı? Açıkçasını söylemek gerekirse, şu anda maalesef korku cumhuriyetini aşmış, Sayın Koru, bana göre artık bir darbe girişiminin yerini başka bir darbe almış, örneğin kayyum ataması gibi. Halkın yüzde 85'inin oyuyla seçilmiş Silopi Belediye Başkanı görevden alınıyor, kayyum atanıyor. Dolayısıyla, yanlışla mücadelenin yöntemi bir başka yanlış değildir diye düşünüyorum. Özellikle de çözüm süreci konusundaki gözlemlerinizi yani cemaatin sabote ettiğine dair gözlemlerinizi ve medyanın susturulmasına yönelik gözlemlerinizi paylaşmanızı diliyorum.