KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, değerli arkadaşlar; şimdi, yasama kalitesinden bahsettik usul olarak ama yasama kalitesine baktığımızda -az önce saydım- muhalefet iktidardan daha kalabalık durumda şu anda, biz kimi ikna edeceğiz?

BAŞKAN - Görüşmeler sırasın öyle oluyor.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ama oylama sırasında çağırıyorsunuz, geliyorlar, el kaldırıyor arkadaşlar sağ olsunlar ama gerçekten neyin yasasını çıkardığımızı bilmeden kaldıracaklar, bu iyi bir şey değil.

BAŞKAN - Çalışıyor arkadaşlar.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ya bu görüntü gerçekten... Burada basın da var -gerçi pek basın kalmadı memlekette gösterilecek ama- o anlamda, şu fotoğrafı gösterse yasama kalitesinin ne olduğunu... Son basını da kapattınız Sayın Bakan, dün Cumhuriyet'e de baskın oldu sonuç olarak, bir tek o gösteriyordu, o da kalmadı, geçmiş olsun.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sıra Millî Gazete'de.

BAŞKAN - Sayın Bekaroğlu, bu bir temenni gibi oldu.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Neyse, bu devran döner elbet.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Vallahi bu devranı millet belirliyor.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Millet belirliyor, millet, işte...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Neyin dönüp dönmeyeceğine millet karar veriyor.

GARO PAYLAN (İstanbul) - "Demokrasi" dediğiniz şey, çoğunluğun azınlığı ezmesi değildir -biliyorsunuz, bunu Sayın Cumhurbaşkanı defalarca söyledi- her türlü düşüncenin hayatta olmasıdır. "Benim düşüncem hâkim olacak, başka düşünceyi ben ezerim, yok ederim, beni eleştiren basını..."

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok öyle bir şey.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Kaldı mı eleştirebilen bir basın Sayın Bakanım?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Nasıl?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Bir tane eleştirebilen basın kaldı mı?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Herkes her şeyi söylüyor.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Nerede, gösterebilen bir tane basın var mı burada?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - E, siz her istediğinizi söylemiyor musunuz?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Şurada yaptığımız muhalefeti gösterebilecek bir tane basın kaldı mı, Bıraktınız mı? Yok.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır hayır, sizin istediğinizi söylemeyince mi öyle oluyor?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Hayır, göstermiyor ki. Tek ses, Sayın Cumhurbaşkanı konuştuğunda bütün kanallar canlı yayında, muhalefeti gösterebilen bir tane kanal, bir tane medya kalmamış durumda, hepsini kapattınız, kanun hükmünde kararnameyle kapattınız yani.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ne oldu, o FETÖ'cü basın-yayın organlarının kapatılmasını istemiyor muydunuz?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Vallahi, onların ortağı sizdiniz Sayın Bakan, yani onun hesabını siz vereceksiniz, onu hiç bilmiyorum.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok, benim bildiğim, en büyük ortağı da sizsiniz şu anda.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Yahu ne ortağı? Hep bizimle uğraşmış bir yapıdan bahsediyorsunuz, cemaat.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Medyaları mı var ki ortak olalım? "Millet" dediniz, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesini seçen de milletti o zaman. Bakın, o da milletti ama o haritada olmayan bir millet değil mi?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Şimdi, Diyarbakır eş genel başkanlarımız...

AHMET YILDIRIM (Muş) - Onlar gökten zembille mi indi, atamayla mı geldiler oraya?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Kimsenin suç işleme özgürlüğü yok ki.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Televizyonda söylenenlerin hepsi yalansa...

BAŞKAN - Sayın Yıldırım...

AHMET YILDIRIM (Muş) - Hani yolsuzluk vardı, hani para vardı...

BAŞKAN - Bakın, Sayın Paylan'ın sözünü kesiyorsunuz.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Yok ama Bakan araya girdi.

BAŞKAN - Sayın Bakana da söyledim.

Sayın Paylan...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Bakanım, bunlar her gün...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Konuya gelelim.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Elbette konuya gelelim.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Yani bir tek siz seçilince millet seçiyor, sizin dışınızdakileri millet seçmiyor.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Yasama kalitesinden bahsediyoruz yani onların hepsi ortaya çıkacak. Diyarbakır eş genel başkanlarımız sonuç olarak şu anda içerdeler. Ne için? E, Kadir Topbaş'a bakıyorsunuz, Melih Gökçek'e bakıyorsunuz, "Parsel parsel verdik, ne isterseniz verdik." diyenler dışarıda, "Ne isterseniz verdik." diyenler dışarıda. Elbette bunların da gün gelecek... Yani bugün görülmez, bugün sert bir iklim var. Tarihe bakacağız, üç yıl sonra, beş yıl sonra sizler boynunuz eğik bakacaksınız, bizler alnımız dik olacağız yani.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bizim her zaman boynumuz dik, merak etmeyin. Ya, böyle şeylere girme.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Düşmez kalkmaz bir Allah.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yani kimin boynu, başı dik...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Yani darbe dönemlerinde hep birileri muktedir olurlar ama ondan sonra, bir süre sonra onların cenazesini kaldıran bile bulunmaz, belki de öyle olur.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Her zaman darbelere karşı duran, darbelerle mücadele eden, bütün vesayet odaklarına karşı bugüne kadar açık mücadele yapan biziz. Siz, esas başka vesayet organlarıyla olan ilişkilerinizi kesin.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Bakanım, AKP'nin ilk döneminde iddiası buydu, vesayet odaklarını ortadan kaldırmaktı, YÖK'ü kaldırmaktı. Bugün bakıyorsunuz, rektör seçimleri de kalktı.

AHMET YILDIRIM (Muş) - MGK'yı kaldırmaktı.

GARO PAYLAN (İstanbul) - MGK'yı kaldıracaktık, YÖK'ü kaldıracaktık, ademimerkeziyetçi bir devlet... Şimdi "Her şeyi Saraydan yöneteceğiz." diyorsunuz. Tek adam yönetecek, tek adam karar verecek, başka bir şey yok ki. Yerel demokrasi var mı? Yok. YÖK devrede mi? YÖK atayacak güya, listeleri verecek Sayın Cumhurbaşkanına, Sayın Cumhurbaşkanı da "Rektörleri ben atıyorum." diyecek. Bütün belediye başkanlarına kayyum atayan bir idaresiniz. Yani buna baktığımızda yerel demokrasi yok.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ya, bakın, sizin "belediye başkanı" dediğiniz kişiyi yargılayan demokrasi dışındaki mekanizmalara gözünüzü yumuyorsunuz be! Ne diyorsunuz siz? Adam geliyor, seçimle belediye başkanı oluyor, sonra geliyor, dağın atadığı bir tane adam, o belediye başkanına hesap soruyor. Neresinde var demokrasinin bu? Demokrasinin neresinde var? Bunun hesabını ver.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Siz Hükûmetsiniz, bunu ispat edin.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Sayın Bakan, soruşturma dosyaları...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Demokrasinin neresinde var bu?

GARO PAYLAN (İstanbul) - İspat edin.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bilmiyor muyuz o eş başkanların nasıl seçildiğini?

AHMET YILDIRIM (Muş) - Sayın Bakan, sizin iddia ettiklerinizle ilgili...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Hükûmetsiniz ya, İçişleri Bakanlığı müfettişleri orada var.

BAŞKAN - Arkadaşlar, en fazla 4 mikrofon açabiliyorum. Lütfen...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Müfettişlerinizin hepsi orada Sayın Bakan.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Demokrasiyi savunmak istiyorsanız önce o bölgede...

AHMET YILDIRIM (Muş) - Bakın, bu söyledikleriniz soruşturma dosyasında yok. İktidar medyasının söylediği hiçbir şey soruşturma dosyasında yok Sayın Bakan.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Demokrasiyi savunmak için, önce o bölgede oluşturduğunuz bu gayriahlaki ve silaha dayalı bu anlayışı değiştirmeniz lazım.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Bakan, iktidarsınız.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Oradaki insanların can ve mal emniyeti yoksa bu sizin yüzünüzden.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Ne yapıyordu bu siyasi iktidar o zaman? Ne yapıyordu?

GARO PAYLAN (İstanbul) - İktidarsınız. Bu dedikleriniz dosyada yok Sayın Bakanım. Müfettişlerinizin hepsi orada.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Güneşi balçıkla sıvar mısın? Sıvayamazsın. Konuştuğunuz olayların hepsi belli ya. Hangi komediyi oynuyoruz Allah'ınızı severseniz ya? Kimin ne yaptığını siz dâhil hepimiz biliyoruz yani.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Hani geçen yıl...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Terör örgütüne açıkça destek olacaksın, terör örgütünün yaptığı organizasyonlara katılacaksın, kamu kaynağını terör örgütüne peşkeş çekeceksin, ondan sonra...

AHMET YILDIRIM (Muş) - Ya, iftira Sayın Bakan... İftira edersen ben de iftira atarım Sayın Bakan!

GARO PAYLAN (İstanbul) - İktidarsın, iktidarsın!

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar... Sayın Bakanım...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Tek tek çıkacak bunlar, ne nedir göreceğiz.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Külli yalan bunlar.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Göreceğiz.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ya iktidarsın, on beş yıldır iktidarsın...

AHMET YILDIRIM (Muş) - Nerede savcı? Savcı dosyasında söylediklerinizin hiçbiri yok.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Arkadaşlar, paniğe kapılmayın.

BAŞKAN - Arkadaşlar, yargıya intikal...

AHMET YILDIRIM (Muş) - Ya havuz medyası boy boy söylüyor...

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar... Sayın Bakan...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Devletin organları var, bulacak kayıtları getirecek.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Yok, para oraya buraya aktarıldı, yalan bunlar. Bunların hepsi uydurma Sayın Bakan, uydurma.

BAŞKAN - Sayın Yıldırım, Sayın Paylan, bir dakika...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ya, dosyada bir tane dediklerin yok Sayın Bakan, dosyada yok. Bir tane iddia...

AHMET YILDIRIM (Muş) - Bir tanesi çıksın somut delil koysun ortaya ya!

BAŞKAN - Arkadaşlar, duruşma salonu değil burası.

GARO PAYLAN (İstanbul) - İçişleri Bakanlığı müfettişleri orada, üç yüz altmış beş gün orada.

BAŞKAN - Sayın Paylan, burası duruşma salonu değil.

AHMET YILDIRIM (Muş) - 200 gündür İçişleri Bakanlığı müfettişleri orada, hepsi aklandı yahu.

BAŞKAN - Sayın Yıldırım...

GARO PAYLAN (İstanbul) - İtham ediyor. İtham ediyor.

BAŞKAN - Bakın, burası duruşma salonu değil.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ama itham ediyor.

BAŞKAN - Siz lütfen sözlerinizi tamamlayın.

GARO PAYLAN (İstanbul) - İtham ediyorsun Sayın Bakanım.

ERKAN KANDEMİR (İstanbul) - Siz itham ediyorsunuz Sayın Paylan.

BAŞKAN - Evet Sayın Paylan, konuşmanız bitti mi?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Lafügüzaf, Sabah gazetesinin yazdıklarını burada söylüyorsunuz Sayın Bakan. İftira!

BAŞKAN - Konuşmanız bitti mi?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Hayır, daha yeni başladım.

BAŞKAN - Hadi o zaman başlayın.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Sayın Başkan, Paylan konuşuyordu, Sayın Bakan girdi.

BAŞKAN - Tamam, Sayın Bakana da söyledim.

Evet Sayın Paylan...

ERGÜN TAŞCI (Ordu) - Konunun dışında konuşulmasın. Konunun dışında niye konuşuluyor?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ben yasama kalitesinden bahsettim.

ERGÜN TAŞCI (Ordu) - Akşamları medya hep sizi gösteriyor. Ve tartışma usul tartışması, esasa ilişkin iki kelam...

AHMET YILDIRIM (Muş) - Hangi akşam medya bizi göstermiş yahu?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Allah'ını seversen ya!

ERGÜN TAŞCI (Ordu) - Akşamları medya...

AHMET YILDIRIM (Muş) - Hangisi Ergün Bey? Şaka mı yapıyorsunuz?

ERGÜN TAŞCI (Ordu) - Akşam bütün televizyonlarda izleyecekler. Sürekli, esasa ilişkin...

AHMET YILDIRIM (Muş) - Bir talimat da oradan verin, onu da yasaklasınlar.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Usul tartışması yasak mıdır Sayın Vekilim?

ERGÜN TAŞCI (Ordu) - Değil.

GARO PAYLAN (İstanbul) - E daha ne?

ERGÜN TAŞCI (Ordu) - Esasa ilişkin konular usulün yanında yüzde 92'lerde.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Esasları da siz konuşun da biz dinleyelim.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Usul esası keser.

BAŞKAN - Evet, arkadaşlar, müsaade edin.

Evet Sayın Paylan, tamamlarsanız sözlerinizi...

Buyurun.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Öncelikle şunu söyleyeyim, yalnızca bir cümle edeceğim: Sayın Bakan pek çok ithamda bulundu, ithamlarının hepsi havuz medyasının yazdıklarından başka bir şey değil. Üç yüz altmış beş gün belediyelerde... Bakın, müfettişler odası var, sabit bir odası var. Başka belediyelere yılda bir ay gelir, on gün o odaya geçer...

BAŞKAN - Arkadaşlar, yargıya intikal etmiş hususlarla ilgili olarak burada, Meclis çatısı altında...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ama Sayın Bakan itham etti, bir cümle edeyim müsaade edin.

BAŞKAN - Bunların hepsi yargıya intikal etmiş konular.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Üç yüz altmış beş gün odası var. Bir kör kuruş eğer ki usulsüzlük olsa bugün çarşaf çarşaf havuz medyasında çıkardı. On beş yıldır iktidarsınız, müfettişleriniz orada. Hepsi lafügüzaf, bir tane belge yok Sayın Bakan, söylediklerinizden.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Göreceğiz, sabırlı olun.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Varsa göster, önce biz cezasını veririz.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Mahkeme de, savcı da, müfettiş de hepsini önünüze koyacak.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Evet, üretirsiniz. Üretseydiniz bugüne kadar çıkardı.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Gökçek'inki, Topbaş'ınki de çıkacak mı? Çıkacak mı onlar da?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Aktarma işlemleriyle bunun ne alakası var?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Yasama kalitesinden bahsediyoruz.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; şimdi, bir yasa, torba yasa gene önümüze geldi ve az önce iptal gerekçesini de istedim Sayın Bakandan, karar daha gelmedi. İnanın...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Plan ve Bütçe Komisyonunda dağıtıldı.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ama Sayın Bakan, sizin de bunu yapmanız lazım.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yani yasama kalitesinden bahsediyorsunuz...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Siz bir şeyi buradan geçirmeye çalışıyorsunuz, o zaman Başkanı eleştirelim.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bu yasa görüşülmeye gelirken insan bir İnternet'e girip...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Yahu Sayın Bakan, Allah'ınızı seviyorsanız, dün gece geldi, bu sabah geldik, burada gördük şeyi.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Cuma günü...

AHMET YILDIRIM (Muş) - Hayır hayır, Sayın Bakan, dün geldi, dün öğleden sonra geldi.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Cuma günü İnternet'e koyduk. Yapmayın Allah aşkına! Cuma günü verdik, çalışmıyorsunuz. Hafta sonu ne yaptınız? Bölgeye mi gittiniz?

AHMET YILDIRIM (Muş) - Yahu ne alaka Sayın Bakan?

Başkan, ne zaman attınız maili bir söyleyin.

BAŞKAN - Arkadaşlar, bir dakika...

AHMET YILDIRIM (Muş) - Dün öğleden sonra atıldı.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Dün öğleden sonra geldi mail.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - O tekliftir ya. Yasa tasarısını ta cuma günü gönderdik. Çalışmamışsınız.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Bakan, bütçeye çalışıyoruz, neye çalışacağız? Bir yılın bütçesini çalışacağız ya.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Ya biz sadece el kaldırıp indirmiyoruz Sayın Bakan, bir sürü dosya geliyor buraya, bütçeyle ilgili bir tomar dosya geliyor.

BAŞKAN - Sayın Bakan, değerli arkadaşlar; isteyen istediği gibi çalışır, akşam çalışır, sabah çalışır, öğlen çalışır, çalışmaz yani bu keyfiyet; yapmayın.

Ayrıca şöyle...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Bir şeyi düzelteyim, müsaade edin, yani karıştırmayın birbirine.

6 maddelik tasarıyı cuma günü öğlen gönderdik biz. Teklif dün akşam mail ortamında sizlerle paylaşıldı.

Buyurun.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Evet, dün akşam paylaşıldı, doğru.

BAŞKAN - Teklifi söylüyorum.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Biliyorum.

Sayın Başkan, o zaman sizden istirham edelim, Sayın Bakan şey etti. Bu gerekçeli kararı lütfen dağıtın arkadaşlarımıza okuyalım.

Arkadaşlar, sizde olan varsa verin ya, AKP'li arkadaşlar çalışmış mı bakalım.

BAŞKAN - Neyi istiyorsunuz?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Gerekçeli kararı.

BAŞKAN - Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararını dağıtın arkadaşlar.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Bakın, yasama kalitesinden bahsettim arkadaşlar.

Yasama kalitesinin diğer boyutuna bakalım arkadaşlar. Az önce torba yasayla ilgili olan 2 madde... 8 madde var bu torbada ve 2 maddesi Kredi ve Yurtlar Kurumuyla ilgili ve az önce Sayın Bakan da gördü ki, Kredi ve Yurtlar Kurumundan burada kimse yok.

Sayın Başkan, burada Kredi ve Yurtlar Kurumundan kimse var mı?

BAŞKAN - Genel Müdür Yardımcısı burada, evet.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Niye izahatı o vermedi?

BAŞKAN - Sayın Bakan burada olduğu müddetçe, Sayın Bakan istediği konularda istediği bürokrata söz verir veyahut da kendisi açıklama yapar.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Hayır, Kredi ve Yurtlar Kurumunun Genel Müdür Yardımcısı mı burada?

BAŞKAN - Burada, evet.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Tanışabilir miyiz?

BAŞKAN - Tabii, Sayın Genel Müdür Yardımcımız, kendinizi bir tanıtır mısınız?

YÜKSEK ÖĞRENİM KREDİ VE YURTLAR KURUMU GENEL MÜDÜR YARDIMCISI MUSTAFA ÖZGÜL - İsmim Mustafa Özgül, Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdür Yardımcısıyım.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ne zamandır? Ne kadar zamandır Genel Müdür Yardımcısısınız?

YÜKSEK ÖĞRENİM KREDİ VE YURTLAR KURUMU GENEL MÜDÜR YARDIMCISI MUSTAFA ÖZGÜL - On yılı aşkındır Sayın Vekilim.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

Yani bir senelik olsaydı olmuyor muydu?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yok, olurdu, merak ediyoruz yani.

BAŞKAN - Hayır, süreye bağlı mı o işler merak ettim ben, hani temsil açısından Komisyonda on yılın altı kabul edilmiyor mu?

MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Başkan, bilgi verecek, değil mi Sayın Genel Müdür Yardımcısı?

BAŞKAN - Verir.

GARO PAYLAN (İstanbul) - İzahat verirken sanırım yoktu kendisi, ondan dolayı belki bilgilendirme...

BAŞKAN - Sizden bir evrak istenebilir diye onun çoğaltılmasını rica etmiştim, bu kamuoyu yararına dernek ve vakıfların listelerini hazırlıyorlardı, o yüzden.

Buyurun.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Tamam, peki.

Maddelere geçelim Sayın Bakanım, değerli arkadaşlar.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Hazırlandıysa o listeleri alabilir miyiz?

BAŞKAN - Hemen fotokopi yaptıracağım, biraz fazla yani yüzlerce var.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - İşte onu bir alalım da okuyalım.

BAŞKAN - Tabii.

Sayın Paylan, buyurun.

GARO PAYLAN (İstanbul) - "Bütçe hakkı" dedik Sayın Bakanım. Burada görüşeceğiz, yaklaşık bir ay boyunca bütçe Komisyonda görüşülecek, birkaç hafta Genel Kurulda görüşülecek. Ve siz bazı yetkiler istiyorsunuz, diyorsunuz ki: "Bütçenin yüzde 10'u kadar olan bölümünü ben istediğim gibi, kalemler arası geçirebileyim." Bu çok büyük bir rakam. Bütçemiz ne kadar Sayın Başkan?

BAŞKAN - 640.

GARO PAYLAN (İstanbul) - 640 milyarın yüzde 10'u...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Değil değil, genel bütçe ödeneklerinin yüzde 10'u. Genel bütçe ödenekleri 636. 636'nın yüzde 10'u.

BAŞKAN - Ben özür diliyorum, "640" demiştim, 4 yanıldım, pardon.

Buyurun.

GARO PAYLAN (İstanbul) - 64 milyar TL'lik bir yetki alıyorsunuz kalemler arası geçirmek için. 64 milyar, eski parayla 64 katrilyon lira. Gerçekten çok büyük bir rakam. Burada, biz çünkü...

BAŞKAN - Eskiden hiç alışık değildiniz, değil mi bu rakamlara? Doğru.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Şöyle: Eskiden "katrilyon" diye rakam vardı sonuç olarak ve...

BAŞKAN - Yani bu kadar büyüklerine alışık değildi ülke, onun için söylüyorum.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Başkan, siz de müdahale etmeyin lütfen.

64 milyar liralık bir yetki demek...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yani merkezî yönetimin...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Genel bütçe ödeneklerinin yüzde 10'u.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Tamam.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - "Merkezî yönetim" demişsiniz.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok, madde genel bütçe ödeneklerinin yüzde 10'unu geçmemek üzere...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Öyleydi de "merkezî yönetim" yaptınız galiba bu genel bütçeyi.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok, yapmadık.

GARO PAYLAN (İstanbul) - 64 milyarlık bir yetki alıyorsunuz. Yüzde 10 çok büyük bir rakam ve gerçekten biz burada ilmik ilmik rakamları, kuruşları belki tartışacağız, bin liraları, 5 bin liraları, bazı bakanlıklar için önemli rakamları tartışacağız; siz 64 milyarlık bir yetki aldığınızda bizim bütün bütçe hakkımızı berhava etmiş olursunuz. Yani düşünün ki, mesela Millî Eğitim Bakanlığına...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Özür dilerim.

"Merkezî yönetim kapsamındaki kamu idareleriyle ilgili ödeneğin yüzde 20'sine kadar kendi bütçeleri içerisinde aktarma yapılabilir."

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Kurum içi aktarma o. Kurumlar arası aktarmada genel bütçe ödeneklerinin yüzde 10'u.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Kurum içerisinde, merkezî yönetim; genel bütçe için yüzde 10.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ve kurum içi aktarmalarda da yüzde 20'lik bir yetki ve "Yüzde 20'nin üstü de bana kalsın." diyorsunuz. Bakın, şunu söyleyeyim Sayın Bakanım: Sizin saçlarınızdaki beyazlar arttı, siz bunu geçirirseniz...

BAŞKAN - Bende saç kalmadı bitirmezseniz, daha vahim.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Sizin kafanızda saç kalmaz çünkü sizin kapınızı aşındırırlar. Bunu önce siz istememelisiniz. "Arkadaşlar, bizim sınırlarımız var." deyip, sınırları dar tutup kapınızdaki insanları azaltmalısınız. Gelecek size kurumlar, "Arkadaş, buradan buraya aktaralım, buradan buraya aktaralım." diye kapınızı aşındıracak. Bunu siz istemeyin Sayın Bakan, bu önce sizi yorar. Zaten yorgun gözüküyorsunuz, daha fazla... Saçlarınız da yerinde dursun, aklaşmasın. Bakın, bunu önce siz istemeyin Sayın Bakan. Bütçe disiplini... Bakın, siz Maliye Bakanısınız ve biz de istemiyoruz. Bu limiti sınırlı tutalım, yüzde 10 değil, çok daha makul bir rakama çekilsin. Elbette bir limiti olmalı ama bu yüzde 10 olmamalı.

Ne yaptığınızı size söyleyeyim Sayın Bakanım: Bazı bakanlık bütçelerini rezerv bütçe olarak tutuyorsunuz, onu biliyoruz. Millî Eğitim Bakanlığı mesela rezerv bütçe. Orada 20 milyar gibi bir ihtiyat payı bırakıyorsunuz. Sonra Karayollarına yıl içinde "Ödenek yok." çekiyorsunuz, yıl sonunda eğer ki şey olursa Millî Eğitim Bakanlığından aktarıyorsunuz Ulaştırma Bakanlığına, oradan müteahhitlere ödeme yapıyorsunuz; o da "Yok." çekmemek için. Yapmayalım bunları. Yani her bakanlık limitini, sınırını bilsin; rezerv bakanlıklar olmasın. Millî Eğitim Bakanlığı buna itiraz etsin zaten, diğer bakanlıklar da. Niye rezerv bakanlıklar tutup diğer bakanlıklara aktarıyorsunuz? 64 milyarlık bir yetki, çok büyük bir yetki. Buna külliyen karşı çıkalım arkadaşlar. Kurum içi ödeneklerinde de yüzde 20'yi aşan bölümde Sayın Bakanım, üst limit yok.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Limit koyacağım şimdi önergeyle.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Böyle olmaz yani limitler olmak zorunda. Zaten yüzde 20 büyük bir rakam, bunu çok daha küçük bir rakama çekip bunun üst limitini belki yüzde 20'ye çekebilirsiniz. Daha fazla bir bölümünü aktarmayalım Sayın Bakan.

Sayın Bakan, bir de gerekçe olarak şunu söylediniz: Mega projeler. Nedir mega proje? Bir tane isim verin. Kanal İstanbul mu mesela? Yani Kanal İstanbul'un altyapısı buradan geçti bir yasayla ve "Artık bir yasaya gerek yok, bununla yaparız." diye bakıyorsunuz.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Marmaray.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Yalnız bakın, böyle stratejik kararlar Kanal İstanbul gibi umarım olmaz, bütün doğayı, İstanbul'u berhava edecek bir ihale, proje kanunla olmalı zaten, böyle stratejik yatırımlar, çok büyük yatırımlar. Yani kanunlarla olsun onlar ve böyle çok büyük rakamlara siz yetki alırsanız mega projelerle ilgili bütçeniz de tarumar olur, sınırları da olmaz. O açıdan, gelin bu mega projeler...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Parlamentoya getirip özel izin mi alacağız o mega projeler için?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ama Bakanım, burada öyle bir şey yok.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, bu maddeyi böyle geçirirsek yarın yüzde 10 ödenek arama gereksinimi olmayan projeleri ilgili yıl bütçe kanunda getireceğiz. Mesela şu anda 2017 yılı için size sunulan bütçede bazı projeler var. Siz onaylarsanız biz o yüzde 10 sınırını kullanmayacağız. Dolayısıyla, Parlamentonun onayından geçmiş olacak.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Onlar var değil mi? Daha çalışmadık dersimize de ondan...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Tabii, var, var; maddeler içerisinde var o, gelecek o.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Peki ama gene de Sayın Bakanım, bu yetkileri sınırlamanızı öneriyorum. Değerli arkadaşlar, bu yetkiler çok geniş, Bakanımızı da üzmemek için lütfen bu yetkileri sınırlayın.

BAŞKAN - Maksat hasıl olmuştur, onu anladık.

Teşekkür ediyorum.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Bir dakika, daha konumuz var. Benim lafımı çok kestiler ondan, kusura bakmayın arkadaşlar.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Ekrandaki süreye aldanmayın, yarısını ben ve Sayın Bakan kullandık.

BAŞKAN - Şu an on yedi dakika olmuş, evet.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Vallahi, ben üç dakika falan konuştum en fazla.

BAŞKAN - Size öyle geliyor.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Diğer bir mesele Sayın Bakanım, hep size önerdiğim bir şeydi bu motorlu taşıtlar vergisinde fiyat ve diğer kıstasları esas almamız çünkü 1,4 motorlu inanın Türkiye'ye özel Mercedes'ler, BMW'ler üretiliyor, Passat'lar üretiliyor.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Haklı bir düzenleme yapıyoruz demek ki.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Kesinlikle haklı ama eksik, onu söyleyeceğim şimdi.

BAŞKAN - Ben sadece etkisini hâlâ merak ediyorum.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Bakanım, bununla ilgili orada siz bize bir istatistik veremeyeceksiniz çünkü bakın, 1,4 motor... Fiyat aralığı verebilecek misiniz? Şu fiyat aralığında...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok, onu veremeyiz.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ama bunu vermezseniz bir anlamı yok. Şimdi, "1,4 motorluk" dediğimizde Mercedes, BMW, Passat, şu bu, 150-200 bin liralık arabalar o 1,4 Hyundai'nin, efendim, FİAT'ın yanına girecek. Bu istatistik değil ki yani etki analizini nereden göreceğiz?

BAŞKAN - Girmeyecek, girmeyecek.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ya, bakın, fiyat aralığı olarak yani fiyata esas rakamın istatistiğini görmemiz lazım. Böyle bir çalışma yaptırmanız mümkün mü? Yani kısa, hemen, maddelere geçmeden.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ama Bakanım, bakın, madde geçireceğiz yani...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır ama biz sistem kuruyoruz.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Tamam ama sistemi kurarken biz de rakamları görsek, bir önerilerimizi ona göre şekillendiririz, hani yasama kalitesi... Ya, yetkiyi belki size vermeyeceğiz.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yürütme organı olarak yetkimi niye paylaşayım sizinle?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Biz size yetki verirsek vereceğiz.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Siz sistemi kuracaksınız, biz de bunu uygulayacağız.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ya, arkadaşlar, Sayın Bakanın söylediği cümleyi duyuyor musunuz, "Yetkimi niye paylaşayım sizinle?" diyor.

BAŞKAN - Doğru söylüyor, evet.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ama yetkiyi ben vereceğim önce size.

BAŞKAN - Sayın Bakan doğru tespit etti onu.

Buyurun.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Siz sistemi kuracaksınız.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Bakan, bizde bunları görürsek önerilerimizi ona göre şekillendiririz belki.

BAŞKAN - Sayın Bakan, ben de Komisyondaki sistemimi korumak zorundayım. Lütfen...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Bakanım, bu, benim bir yıldır da size defalarca önerdiğim bir şeydi, o açıdan destekliyorum, ilkesel olarak desteklediğim bir öneri. Yalnız eksik olan şeyi siz zikretmediniz, burada gerçi geçiyor ama konvertör filan, çevre dostu olması mutlaka...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Getiriyoruz.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ama zikretmediniz onu sunumunuzda.

BAŞKAN - Efendim, emisyonu zikrettiler.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Belirttik onu...

BAŞKAN - Sayın Bakan, bakın, bu söylediklerinizin hiçbiri kayıtlara girmiyor, havaya gidiyor.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Bir de konvertör var, yani o geçiyor. Emisyon mu geçecek önergeyle? Onu da görsek, tamam.

BAŞKAN - Önergeler dağıtılıyor arkadaşlar.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Daha gelmedi emisyonla ilgili önerge.

Sayın Bakanım, önerimiz şu: Bakın, Almanya yeni bir yasa görüşüyor şu anda Mecliste, 2030 yılında benzinli araçları, dizel araçları tamamen yasaklıyor, tamamen, "2030 yılına kadar sektör buna hazır olmak zorunda." diyor ve diğer araçlara da vergi teşvikleri getirdi, elektrikli araçlara. 2030 yılında da sektör tamamen bunu esas alacak. Norveç ve İsveç de 2026 yılında tamamen benzinli araçları yasaklıyor. Buna hazır olmalıyız ve bunu teşvik edici altyapıyı kurmak için bugünden... Çünkü bizim sanayimiz de buna uyumlu olmalı. İhraç ettiğimiz yerler nereler? Oralar. Onlar da bu yasaları çıkardığına göre biz de şimdiden bu altyapıları kurmak zorundayız. Çevre dostu, karbon emisyonunu artırmayan bir yasa. Yani bunu da kriterlerin başında almalıyız, şimdiden teşvik edici anlamında. Sektörün de, sanayimizin de buna uyumlu olması anlamında şimdiden tedbirler almalıyız ve fiyatı esas almalıyız Sayın Bakanım. Bakın, motor hacmini belki de kriterlerin sonuna bırakmak durumundayız ama şöyle bir durum var: Motor hacmini de devam ettirmeliyiz çünkü 2 bin motora doğru gidebilir, 2.500 motorlara, yani çünkü motor hacmini devre dışı bırakırsak fiyat mutlaka bir öncelik olmalı, ikincil çevre emisyonu olmalı, üçüncü olarak da motor hacmi olmalı ki çevre emisyonu, karbon emisyonu söz konusu olmasın ve lütfen o yasalara bakın. Almanya, İsveç, İsviçre, Norveç'te geçen yasalara lütfen bakın. Ona göre sektörün de, ülkemizin de hazır olması lazım hem çevre anlamında hem de sektörün hazır olması anlamında.

Diğer mesele, Sayın Bakanım, bu Kredi ve Yurtlardaki etki analizini gerçekten rica ediyoruz, kaç kişi yararlanacak bu vakıf şeyinden, kaç öğrenci adayı var yararlanacak? Bunu bize bilgi olarak verirseniz belki görüşmeler devam ederken, şimdi söz verirseniz...

BAŞKAN - Hemen Sayın Genel Müdürüme...

Mustafa Bey, söyler misiniz sayıları.

YÜKSEK ÖĞRENİM KREDİ VE YURTLAR KURUMU GENEL MÜDÜR YARDIMCISI MUSTAFA ÖZGÜL - Sayın Başkanım, 540 dernek ve vakıf var kamu yararına çalışan, burada Maliye Bakanlığınca oluşturacağımız usul ve kriterler çerçevesinde bizim kendi standartlarımıza uyan yurtlar ve şey olacak yani her gelen buradan bu yardımı alamayacak.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sizin standartlarınız ne?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Sizin standartlarınız nedir gerçekten? Çok merak ediyorum.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Oda koşulları, değil mi?

YÜKSEK ÖĞRENİM KREDİ VE YURTLAR KURUMU GENEL MÜDÜR YARDIMCISI MUSTAFA ÖZGÜL - Evet, oda koşulları, metrekareleri, duş alanları, spor alanları vesaire yani bizim belli standartlarımız var, bu standartlara, ki bunlara Maliye Bakanlığının ekleyeceği şartlar olacak, bunlarla birlikte oluşturacağımız şeyle bu 540 vakıf ve derneğin uyanları...

BAŞKAN - Ya, ben şunu anlıyorum: Benim fazla param yok, o yüzden de sizin standardınızda bir yurda gidemiyorum; daha ucuz bir yurda gidiyorum. O zaman yemek ve beslenme yardımından da mahrum kalacağım? Bu nasıl bir yaklaşımdır Sayın Genel Müdür?

YÜKSEK ÖĞRENİM KREDİ VE YURTLAR KURUMU GENEL MÜDÜR YARDIMCISI MUSTAFA ÖZGÜL - Şimdi, tabii, devletin mutlaka bir standart oluşturması lazım, bir standart oluşturmadan...

BAŞKAN - Standardı başka yerde arayacaksınız; standardı öğrencinin gelirinde arayacaksınız, ailesinin gelirinde arayacaksınız, bir yerlerde arayacaksınız ama...

YÜKSEK ÖĞRENİM KREDİ VE YURTLAR KURUMU GENEL MÜDÜR YARDIMCISI MUSTAFA ÖZGÜL - Hayır, o standartları arıyoruz.

BAŞKAN - ...siz öbürünü kriter olarak koyarsanız böyle bir şey olmaz.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Başkan, ben de tam da onu söyleyecektim. Şimdi, o açıdan bilgi almamız iyi oldu, yani öğrenci...

YÜKSEK ÖĞRENİM KREDİ VE YURTLAR KURUMU GENEL MÜDÜR YARDIMCISI MUSTAFA ÖZGÜL - Sayın Başkanım, öğrenci kriterleri, bütün gelir kriterleri ve başarı kriterlerine aynen devam ediliyor; bizim kastettiğimiz orada, onları teşvik ederken daha nitelikli barınma alanları oluştursunlar. Derdimiz bu.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Yalnız bakın, bu bakışınızda sorun şu: Zaten barınma şartları iyi olan yerlerde biraz daha hali vakti iyi olan öğrenciler kalıyor, kötü olanlarda daha fakir, gureba kalıyor.

YÜKSEK ÖĞRENİM KREDİ VE YURTLAR KURUMU GENEL MÜDÜR YARDIMCISI MUSTAFA ÖZGÜL - Provize ediyoruz onları ki herkes kalsın.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ama bakın, orada ters bir bakış var. Daha dar gelirli olan...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sanki 5 yıldızlı otel şartı...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Değil, hayır, daha iyi olan Sayın Bakanım...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Arkadaşlar, bir dakika, sanki 5 yıldızlı otel şartı arayacak değiliz. Arkadaşların söylediği şu: Bir öğrencinin insan olarak asgari düzeyde yaşaması, barınması, sosyal yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan asgari hangi şartlar olmalıdır, ona bakacaklar.

BAŞKAN - Kredi ve Yurtlar Kurumunun standartlarıdır bu.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Bu, öğrenciyi bağlamaz ki.

BAŞKAN - Onu söyleyip geçeceksiniz ama bunu başka türlü söylerseniz yanlış anlaşılıyor.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Bakanım, gidersiniz cezalandırırsınız, o yurdu kapatırsınız. Niye öğrenciyi cezalandırıyoruz?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ya, arkadaşlar, ne cezalandırması?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Hayır, öğrenci alamayacak o yurdun standartları eğer uygun değilse.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, öyle değil arkadaşlar. Bakın, bir dakika, biz bu tür bir teşvik sistemi getirmek suretiyle bu vakıflar tarafından işletilen yurtlarda da bir noktada aslında bu mekânların iyileştirilmesini de teşvik etmiş oluyoruz. İyi bir şey bu, öğrencinin yararına bir şey.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ya değilse öğrenci alamayacak, öğrenciyi cezalandırmış olacak.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Arkadaşlar, sizin cemaatin vakıfları yoksa öğrencilerin giremeyeceği kadar kirli mirli mi, nedir yani?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Bizim yurdumuz yok.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Niye yok ya, sizin çocuklar nerede kalıyor?

GARO PAYLAN (İstanbul) - İşte, hepsi İstanbul'da, nerede kaldı...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Gidip vakıf yurtlarında kaldıkları zaman istemiyor musunuz çocuklar iyice, güzelce yaşasınlar diye?

BAŞKAN - Müsaade eder misiniz Sayın Bakanım.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Öğrenci nasıl cezalandırılır? Bakın, yurt yöneticisi hata yapmışsa...

BAŞKAN - Müsaade eder misiniz Sayın Paylan.

Burada şuna bakacağız: Buradaki şey Kredi ve Yurtlar Kurumunun standartlarında, bütün standartlar neyse, kuralları, o çerçevede bu uygulamanın yapılmasıdır.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ama olmayanları kapatsın zaten. Olmayanları kapatın.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ya, bu düzenleme onların kapatılmasının önüne engel mi getiriyor?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Değil.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - O zaten genel...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ama vermeyince öğrenci cezalanmış olacak.

BAŞKAN - Mesele bütün öğrencileri hak ettikleri bir standardın içerisinde yaşatmak.

Evet, buyurun.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Haklısınız ama diyelim ki bir geçiş dönemi var, bir iki yıl bir süre vereceksiniz o zaman, yapmazsa kapatırsınız. Öğrenciyi cezalandırmayalım burada diyorum. Benim önergem bu.

Değerli arkadaşlar, öğrencileri cezalandırmayalım, öğrenci kredisini alsın, Kredi ve Yurtlar Kurumumuzda standartlara uymayan vakıflara süre versin, süresinin sonunda uymuyorsa kapatsın. Bu değil midir esas olan şey? Öğrenci cezalanmasın.

Diğer mesele, serbest bölge, organize sanayi bölgesinde emlak vergisi meselesi. Sayın Bakanım, bakın, emlak vergisi esas olarak bir servet vergisidir, öyle değil mi? Servetten bir vergi alıyorsunuz ve Türkiye emlak vergisinde inanılmaz geri bir noktada olan bir ülke. Yani gelişmiş ülkelerde ciddi bir gelirdir, hem yerel için ciddi bir gelirdir hem de merkezî bütçe için ciddi bir gelirdir emlak vergisi ve serveti vergilendirdiğiniz tek araç, başka vergilendirdiğiniz bir araç yok, serveti vergilendirdiğin tek araç emlak vergisi. Bir de motorlu taşıtlar vergisini biraz daha şey yapsanız serveti vergilendirmiş... Başka aracın yok. Niye bir servet unsurunu vergi dışı bırakıyorsunuz? Vergi dışı bırakıyorsunuz, olacak şey değil. Bakın, bir insanın diyelim ki 1 milyar dolar varlığı var, serbest bölgede gitmiş bir yer almış, koymuş; sen diyorsun ki: "Ben senden vergi almayacağım. Sen servetini 1 milyar dolar yaptın, ben senden vergi almayacağım." Külliyen yanlış. Ya, serveti zaten vergilendirmiyorsunuz. Doğrudan vergiler inanılmaz küçük bütçenizde, serveti sıfır yapan bir anlayış. Kabul edilemez.

Sayın Bakan, ikna oldunuz galiba.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Olmadım.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Olmadınız mı? Peki, biraz daha konuşayım o zaman.

BAŞKAN - Ben oldum, teşekkür ediyorum.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Oldunuz mu? Arkadaşlar da olduysa, serveti vergilendiren bir anlayıştan geri duramazsınız. Şöyle olabilir: İlk kez yatırım yapıyordur mesela bir insan. Atıyorum, bir istisna getirilir, yani başka bir serveti de yoktur, direkt ona yatırım yapacak kişidir. Kimisi oraya giriyor, kiraya veriyor biliyorsunuz arkadaşlar.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, süreli yapıyoruz zaten.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ama yapmayın diyorum işte, serveti olan insana yapmayalım. Şu istisna olabilir: İlk kez yatırım yapıyordur, adamın şeyi de şeydir, başka bir...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Onu da getirdik, Meclisten geçirdik beraber.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ya, bir sınır getirin, bir sınır olsun; adamın milyar dolar varlığı varsa niye emlak vergisinden sıfırlıyoruz? Bir şart getirelim, istisnasını getirelim Sayın Bakan. Lütfen bu konuda serveti çok olana daha fazla servet katmayın.

BAŞKAN - Sayın Paylan, toparlayalım lütfen.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Tamam.

Son olarak, nakliyeci meselesine... Tamam, ona bir şey demiyorum.

Teşekkür ediyorum.