MİTHAT SANCAR (Mardin) - Biliyorsunuz bu tartışmanın bir evveli var, evveliyatı var. Susurluk Araştırma Komisyonuna davet edilip gelmeyen Teoman Koman'ın o zaman yaptığı açıklamalar vardı "Onlar kim oluyor ki ben gidip ayaklarına onları dinleyeceğim." Şimdi, böyle bir hatıra, böyle bir olay da var bizim araştırma komisyonları geleneğinde. Bir eski Genelkurmay Başkanının davete icabet etmemesinin çağrışımları ciddidir. Başka herhangi bir şahıs kendisine göre gerekçelerini açıklar ama bir eski Genelkurmay Başkanı bunu söylediği zaman acaba kendisini yasama organının üstünde mi görüyor, yasama organına gidip açıklama yapmaya tenezzül mü etmiyor soruları haklı olarak gündeme gelir. Ve Komisyon üyelerine bu konuda soru sorulduğunda da tabii ki değerlendirmeler yaparlar. Elbette kendisinin tekrar Komisyona bu şekilde cevap vermesi de kabul edilebilir bir şey değildir. Bunların hiçbiri kendisinin darbeyle ilişkili ya da darbeye karşı olduğu tartışmasıyla bağlantılı değil. Bunun dışında ele alıp tartıştığımızda meselenin ciddiyeti daha iyi anlaşılır.

Öte yandan, konuk çağırırken biraz önce CHP'li arkadaşlarımızın itirazını anlamak lazım. Bu konuda eğer birbirimize karşı daha samimi olursak bir partiyi sıkıştırma amaçlı davetin burada gerilim yaratabileceğini başka konularda da başka zamanlarda da aynı sıkıntıların karşılıklı yaşanabileceğini görmemiz lazım. Yani, ben sorumluluğu sana atacağım, işte bak senin de içinden şöyle birini çağırıyorum anlamına gelecek mesajlar vermeye yönelik davetlerde çok daha özenli olmak gerektiğini düşünüyorum.