| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ'nin (BOTAŞ) 2011, 2012, 2013 ve 2014 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 09 .11.2016 |
FAHRETTİN OĞUZ TOR (Kahramanmaraş) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Şimdi, bu konuyla da doğrudan ilgili olduğu için bir iki konuya da ben değinmek istiyorum. Konu şu: 2011 yılı Sayıştay raporunda ayrıntılarıyla açıklanmış, "BOTAŞ Teftiş Kurulu tarafından düzenlenen ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının şu tarih sayılı genelgesi kapsamında ilgili bakanlığa gönderilen soruşturma raporlarında belirtilen BIL Genel Müdürü İbrahim Palaz hakkında "soruşturma yapılması ve cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bunulması." Sayıştay raporunda böyle geçiyor. Yerine getirilmesini teminen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı nezdinde girişimlerde bunulması önerilmiş. Şimdi, burada, tabii, BIL Genel Müdürü İbrahim Palaz hakkında soruşturma yapılması ve cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulması önemli bir konu. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına gidiliyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Denetim Hizmetleri Başkanlığı tarafından bir rapor düzenleniyor, inceleme raporu. Söz konusu raporun sonuç bölümünden bazı paragraflar okumak istiyorum. Yani önce BOTAŞ Teftiş Kurulu tarafından düzenlenen bir rapor var. Bunun üzerine, yanlış anlamıyorsam, bir de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Denetim Hizmetleri Başkanlığı tarafından düzenlenen bir rapor var oraya intikal ettirildiği için. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından düzenlenen raporun sonuç bölümünde "BOTAŞ müfettişlerince teşebbüs ve bağlı ortaklıklarında yapılan inceleme ve soruşturmalarda sorumluluğun Genel Müdüre ait olduğu anlaşılan durumlarda Genel Müdürün ifadesine başvurulmaksızın, sonuç tespiti yapılmaksızın ve savcılığa suç duyurusunda bulunma önerisinde bulunulmaksızın konunun hemen Bakanlık Denetim Hizmetleri Başkanlığına bildirilmesi hususunun ilgili BOTAŞ müfettişlerine ve BOTAŞ Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığına hatırlatılması..." diyor. Önerinin birincisi bu. Benim burada sorum şu: Sayın Genel Müdürüm, bizim BOTAŞ'ın Teftiş Kurulunun teşebbüs ve bağlı ortaklıklarında inceleme ve soruşturma yapma yetkisi yok mu? BOTAŞ Teftiş Kurulunun teşebbüs ve bağlı ortaklıklarda inceleme ve soruşturma yetkisi var mı, yok mu?
BOTAŞ GENEL MÜDÜRÜ BURHAN ÖZCAN - Var.
FAHRETTİN OĞUZ TOR (Kahramanmaraş) - Çünkü, evet, diyor ki burada, tekrar okuyorum: Orada suç duyurusu vardı, rapor Bakanlığa gitti, Bakanlık yeni bir inceleme yaptı. O zaman BOTAŞ Teftiş Kurulunun tespitlerinin tam aksi çıkmış ve "Teşebbüs ve bağlı ortaklıklarında yapılan inceleme ve soruşturmalarda sorumluluğun Genel Müdüre ait olduğu anlaşılan durumlarda..." Çünkü bunun sorumluluğu tespit etmiş ki BOTAŞ Teftiş Kurulu "Suç duyurusunda bulunulsun." diyor. Bakanlık "Böyle bir şey yapmayın; müdürün ifadesine başvurmayın, suç tespiti yapmayın, savcılığa suç duyurusunda bulunmayın." diyor.
İki: "BIL Genel Müdürünün yurt dışı seyahatlerinin onaylanması hususunda keyfî uygulamalara mahal verilmemesi için BOTAŞ Genel Müdürlüğünün uyarılması..." Yani, keyfî uygulamalar varsa uyarmayla mı geçiştireceğiz biz? Yani, ne demek bu? Keyfîyen sen gez, toz; ondan sonra bir uyar. Oh ne güzel! Böyle bir sonuç çıkmış ortaya.
Başka bir sonuç: "Hukuki danışmanlık hizmeti dâhil, tüm danışmanlık hizmeti alımları..." Çünkü burada çok büyük rakamlar var herhâlde, bu raporda da geçmiyor, detayına da bakmak için zaman olmadı. "Bakılan iş veya davalar, bu iş veya davaların dağılımı, danışmanlık hizmeti alınan konulara ilişkin hususlar, danışmanın tecrübe ve kariyeri ve danışmana ödenecek ücretler konusunun kayıt altına alınmasını teminen BIL Genel Müdürünce bir düzenleme yapılmasının ve mevcut hukuki danışmanlık ve avukatlık sözleşmelerinin Avukat Mehmet Kayacı da dâhil yeni düzenlemeye göre yenilenmesinin BIL Genel Müdürlüğüne bildirilmesi..." Yani, uyarılması, bildirilmesi şeklinde geçiştirilmiş bir rapor söz konusu burada. Yani, burada, işte, danışman tecrübe ve kariyeri ve danışmana ödenecek ücretler konusunun kayıt altına alınmadan bir sürü bir şeyler yapıldığı anlaşılıyor. "Düzenleme yapılsın." diyor. Yani, ortada ciddi kusur varsa, hizmet kusuru varsa gereği niye yapılmamış?
Beş: Hukuki danışmanlık ve avukatlık sözleşmeleri dâhil, tüm danışmanlık hizmet alımları kapsamında yapılan bütün işlerin kayıtlı hâle getirilmesinin sağlanmasıyla bundan sonra yapılacak BOTAŞ teftişlerinde bu hizmetlere ilişkin maliyetlerin hesaplanmasının uygun olacağı hasebiyle bu hususta BOTAŞ Genel Müdürlüğünün talimatlandırılması..." diyor. Tekrar buranın altını çizerek vurgulamak istiyorum: "Hukuki danışmanlık ve avukatlık sözleşmeleri dâhil, tüm danışmanlık hizmet alımları kapsamında yapılan bütün işlerin kayıtlı hâle getirilmesinin sağlanması..." Ortada ciddi bir kayıt dışılık söz konusu imiş tespitlere göre. BIL Genel Müdürünün Bakan veya BOTAŞ Genel Müdürü onayı olmaksızın İtalya'ya, İran'a yaptığı... Tahsil edilmesi de var. "...binaen ödenen masrafların tahsil edilmesi gerektiği..." diyor. Sonuç itibarıyla da Bakanlık raporunda "Cezai ve disiplin yönünden ise yapılacak bir işlem bulunmadığı..." diyor. Şimdi, o zaman ben de diyorum ki: Eğer BOTAŞ Teftiş Kurulu yanlış işler yaptıysa Teftiş Kurulu bu düzenleyen müfettişler hakkında gereğini tevessül etmiş midir? Yani, ortada bir Teftiş Kurulunun raporu var. Bu Teftiş Kurulunun raporu, Bakanlık Teftiş Kurulu raporu tarafından çürütülmüş. Hiçbir cezai ve disiplin yönüne başvurulmamış. Dolayısıyla, bir tarafta cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunma önerisi var, öbür tarafta da cezai ve disiplin yönünden yapılan hiçbir şey yok. Büyük bir tenakuz. Eğer BOTAŞ Teftiş Kurulu yanlış yaptıysa haklarında soruşturma açın o zaman, cezalandırın yanlış yaptıysa. Niye? Ortada bir suçlama var. Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunma teklifleri var ama nedendir işte, Bakanlığa gidiliyor. Biz bu işleri de biliyoruz yani açığını da söyleyeyim, net de söyleyeyim. Yapanın yanına kâr kalmamalı. Neden kâr kalmamalı? Bakın, burada ben bunun üzerinde özellikle de duruyorum.
Şimdi, son bir cümlem, bu konuyla ilgili son cümlem şudur: Bizim Türkiye'de iktidarın gücünün ve tasarruflarının yasama, yargı, bağımsız denetim otoriteleri tarafından hesap verilebilirliği konusunda bir endeks yayınladı, işte, 20 Ekimde yayınlanan Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde Türkiye, maalesef, 113 ülkeden 108'inci sıradadır. Arkadaşlar, biz sadece Kamboçya'yı, Mısır'ı, Özbekistan'ı ve Zimbabve'yi geride bırakmışız. Böyle yaparsak Türkiye'ye yazık ederiz. Bu ülkeyi seviyoruz. Bizim hiç yapmamamız lazım. Yanlış yapanın yanına kâr kalmaması lazım. Bunu söylemek istiyorum. Kimse keyfî de davranmamalı çünkü hepimiz biliyoruz, özellikle iktidar partisi milletvekili arkadaşlarımıza daha çok bu konuda talep vardır, her gün kapımızda "İş, iş, iş, asgari ücret bile olsa çalışırım." diyen, şirketlerde çalışırım diyen yüzlerce insan geliyor, hakikaten bunalıyoruz. Kaynaklarımız kıt. Yapanın yanına kâr kalırsa, biz bunlara ses çıkarmazsak Türkiye yarın bir gün Özbekistan'ı, Kamboçya'yı, Zimbabve'yi ve Venezüella'yı da geçemez, yazık olur.
Teşekkür ederim.