| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ (TEDAŞ) ile Bağlı Ortaklıklarının 2013 ve 2014 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 10 .11.2016 |
MEVLÜT KARAKAYA (Adana)- Sayın Başkan, ben de Büyük Önder Atatürk'ün 78'inci seneidevriyesi dolayısıyla Büyük Atatürk'ü ve silah arkadaşlarını rahmetle, minnetle anıyorum, mekânları cennet olsun.
Sayın Başkan, tabii, kamu iktisadi teşebbüsleri iktisadi birimler, teknik birimler. Bizim Komisyonumuzda ihtisas komisyonu. Dün de benzer tartışmalar yaşandı, belki sayın bakanın burada olmasından dolayı daha çok siyasi konular konuşuldu. Ama kamu iktisadi teşebbüsleri zaten tarafsızlığı ve tamamen ekonominin gereklerine ve yasalar çerçevesinde faaliyet göstermeleri açısından bakanlıkların da bağlı kuruluşları değildir, ilgili kuruluşlarıdır. Tamamen farklı bir yapı içerisindedirler. Yani bakanın talimatıyla falan da KİT'lerde iş yapılmaz. Yani orada ilgili kuruluştur, yaptığı her şeyden oradaki bürokrat sorumludur. Yönetim kurulları vardır. Yönetim kurulu başkanı vardır, üyeleri vardır. Kendi yönetmeliklerini kendileri çıkarırlar. Bakanın sorumluluğu sadece denetim ve gözetimle alakalı bir konudur.
Ben sadece şu kadarını söyleyeyim: Burada tabii ki bu tür uygulamalar sorulur. Ben de dört yıl Sayın Genel Müdürün oturduğu o koltukta oturdum, dört yıl hesap verdim. Ama bir tanesini söyleyeyim. Bir buğday satışıyla ilgili olarak yurt dışına -ki Hükûmet kararıyla yapılmış olan- benden yıllar önceki bir satış dolayısıyla alacağın tahsili konusu sürekli gündeme geliyordu. Yine gündeme geldiğinde Hazine yetkilisi oradan bir not gönderdi "Bugün tahsilat işlemi gerçekleşti." diye. Bana ulaşan, oradaki önüme ulaşan notu "check" etmeden dedim ki: "Ulaştı." Ama arkasından Komisyondan yanlış bilgi vermiş olmamdan dolayı özür dilemek zorunda kaldım. "Sayın Komisyondan özür diliyorum." diye... Yani bu özür olayını da gerçekleştirdim.
Burada sorumlu yönetim kurulu başkanıdır. Bakana şikâyet edebiliriz. Bunun hesabını bakan vermez. Ancak bakana şikâyet edebiliriz. Bakanın neden bundan haberi olmadığını siyaseten sorgulayabiliriz.
Söylenen şey gerçekten doğruysa, bu sadece milletvekilleri değil, milletvekillerinin de, Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekillerinin bir kısmına verildi bir kısmına verilmediyse orada da bir ayrım yapılmış demektir. Yani orada da herhâlde zenciler var, beyazlar var. Muhalefet... Bakın, aynı şeyleri yaşıyoruz, burada bunu konuşmak değil, kişisel ilişkilerimizle, belki kendi birtakım özelliklerimizle bürokraside, kamuda bazı işlerin hallolması demeyeyim ama en azından bilgi alma, iletişim kurmada bunu sağlayabiliyoruz. Ama genelde bu sıkıntı var. Sabah 10 Kasım, 2 muhalefet partisinin grup başkan vekillerini polis Anıtkabir'e almayacak, kırmızı plakalar, diyor ki: "Arabanızın önünde şey yok." Adam iniyor, kimliğini gösteriyor, "Hayır, almam." diyor. Arkadaki bağırıyor, "AK PARTİ'nin şeyi geldi." diyor, ona açmaya çalışıyor, "Hele siz bir durun." diyor. Aynı şey 29 Ekimde Külliye'ye gittik orada, muhalefet milletvekili gelince arama tarafına döndürüyorlar yani maalesef, böyle bir yanlış, parti devletine doğru bir gidiş var. Bunu sizler görmeyebilirsiniz, bilmeyebilirsiniz, farkında olmayabilirsiniz, Bu yapılan uygulama da böyle bir şeydir, bunun faydası olmaz.
Sayın Genel Müdür, bakın...
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Külliye'ye gidersek dikkat mi edeceğiz, arama tarafından mı geçeceğiz?
BAŞKAN - Sayın Özdiş, lütfen ya... Sayın Özdiş, bakın, Sayın Karakaya burada bir...
MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - Yani fark etmiyor, mesele o değil, bir başka tarafta da olabilir.
MEHMET AKYÜREK (Şanlıurfa) - Bu konu burada konuşulmaz.
MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - Bakın, ben bir konuda, bürokrasinin bu konuda yaptıkları hataların siyasette ne kadar kötü yerlere gidebileceğini anlatıyorum. Sayın Genel Müdür bilmiyorum, bir açıklama yapacaktır, böyle bir uygulama gerçekten bu şekliyle var ise bu doğru değildir, bunun öyle ya da böylesinin kabulü mümkün değil, anlatmaya çalıştığım bu.
MEHMET AKYÜREK (Şanlıurfa) - Bunu hiç kimse kabul etmez.
MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - Bu, Sayın Genel Müdürü belki siyasi yapabilir, belki milletvekili yapabilir, bu anlamda, bu katkısı, bu desteğinden dolayı ama bu bürokraside yani devlet yönetimine, kamu yönetimine vermiş olduğu zararı gerçekten burada 550 milletvekili bir araya gelsek düzeltemeyiz. Onun için, böyle bir uygulama varsa bu bir yanlıştır, yanlıştan dönmek erdemdir, bunu kabul etmek bir erdemdir, özür dilemek de bir erdemdir. Dolayısıyla, bu yanlış bir şekilde kabul edilir ve bir daha yapılmaması konusunda da bir örnek olarak ortaya konmuş olur diye düşünüyorum. Değilse, burada tabii ki kimseyi suçlama ya da zorda bırakma gibi bir amacımızın, niyetimizin olması da söz konusu değil. Bu söylenenleri de genele teşmil etmek doğru da değil. Sadece ben bunu... Savunmanın da bir anlamı yok.
Ben çok teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Sayın Karakaya, ben çok teşekkür ediyorum.
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - Saldırmanın da...
MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - Savunmanın da saldırmanın da bir anlamı yok. Böyle bir uygulama varsa kesinlikle yanlıştır, yanlışı söylemeliyiz.