KOMİSYON KONUŞMASI

ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Teşekkür ederim.

Nedim Bey, hoş geldiniz öncelikle.

Verdiğiniz bilgiler için de teşekkür ederiz, hakikaten çok verimli bir görüşme oldu Komisyon açısından sizin verdiğiniz bilgiler, öyle düşünüyorum. Komisyon üyesi arkadaşlar da çok önemli noktalara temas etti ve sorular sordular, siz de bilgilerinizi paylaştınız.

Şimdi, şu açıdan bakıldığında, hükûmetlerin ve devletin cemaatlerle ilişkisi bakımından aslında ibretlik bir durumla karşı karşıyayız. Yani, bu karşılıklı yararlanma adına belki de tehlikenin varlığı bilinmesine rağmen bir şekilde iktidarda olmak, iktidarın gücünü kullanmak; belki de çok haz alınmasa da zaman zaman çekişme de yaşansa ama böyle bir süreç yaşanmış. O, 2004 yılındaki Millî Güvenlik Kurulu raporu ve orada yapılan sunumdan bahsettiniz.

Benim ilk sorum şu: Bu konuda çalışmalar yaparken başka bir cemaatin, tarikatın, yapılanmanın -adı ne olursa olsun- yine benzer metotlarla devlete sızmaya çalıştığına yönelik sizce başka raporlar var mıdır? Bu yönde hiçbir çalışmaya şahit oldunuz mu, duydunuz mu? Çünkü, buradan artık bir ibretlik ders çıkarmak lazım, sağlıklı bir...

GAZETECİ-YAZAR NEDİM ŞENER - Şöyle: FETÖ'nün...

BAŞKAN - Bitsin isterseniz Sayın Şener.

GAZETECİ-YAZAR NEDİM ŞENER - Cevap vereyim.

Çünkü, Fetullah Gülen'in stratejisi buna dayanıyor yani Fetullah Gülen baştan hareketi böyle kuruyor zaten. Yani, devlet içerisine öğrenciler vasıtasıyla sızacak, asıl amacı devletin kılcal damarlarına sızana kadar da sesini çıkarmayacak hücreler vasıtasıyla. Böyle, hani, virüs, bir kanser hücresi gibi devletin en üst noktasına kadar varacak. Nihayet başarmışlar da biraz.

ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Yani, şunu mu kastediyorsunuz...

GAZETECİ-YAZAR NEDİM ŞENER - Diğer cemaatlerde böyle bir taktik yok. Zaten, bakın, hiçbirimiz -burada olanlar dâhil, devletin içinde cemaat, tarikat ilişkileri olanlar olabilir ama- bununla uğraşmıyoruz. Mesela, ben, Nedim Şener bir siyasi düşünceyle, angajmanla cemaatlere düşman diye olaya bakmıyor. Nedim Şener, Fetullahçıların devlet içinde nereye gittiğini gördüğü için 2007, 2008'den itibaren buna yoğunlaşıyor. Bakın, başka tarikatlar yok mu? Biz mesela, İskenderpaşa veyahut da -atıyorum- Mahmut Efendi cemaatiyle uğraşıyor muyuz? Çünkü, onların böyle bir derdi yok, böyle bir taktiği yok. Onlar kendi özel hayatlarında bunu yansıtıyorlar veya iş hayatında yansıtıyorlar.

ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Yani, başka türlü bir tehlikenin olduğuna yönelik herhangi bir kayıt şu anda yok diyebiliriz.

GAZETECİ-YAZAR NEDİM ŞENER - Öyle düşünmüyorum, hayır. Yani, o gücü yok. Devlet içinde böyle gücü olan, bu kadar güçlü olan bir başka yapı yok. Şöyle bir şey hatta: Devletten daha güçlü bir yapı hâline dönüşmüş durumda zaman içinde.

ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Şimdi, burada ben Komisyonun çalışmasına iki açıdan bakıyorum. Birincisi: 15 Temmuz gecesinin bütün yönleriyle aydınlatılması ve o sürece giden, darbe girişimine giden sürecin nasıl işlendiği, nasıl yapıldığı, ondan öncesi yaşanan o çatışma, aşırı uçlardaki siyasi çatışma, kutuplaşma ortamının yaratılması için ne gibi hamleler yapıldığı?

Bir de FETÖ soruşturmaları yani bu ikisinin kesiştiği nokta var, ayrıştığı nokta var. Mesela, darbe girişimine -demin siz de ifade ettiniz- "FETÖ'cü olmasa da katılanlar var -gözaltı ve tutuklamaların bir kısmında bunu görüyoruz- katılmayanlar var." Dolayısıyla, bu ikisini sağlıklı bir şekilde araştırıp, kamuoyuna açıklayıp ve bir tavsiye kararı alabilmesi önemli. O nedenle, şu ana kadarki gözlemlerinizde soruşturmaların sağlıklı yürütülebildiğini, hukukun genel prensiplerine uyulduğunu... Ki ben şunu düşünüyorum: Burada soruşturmaların sağlıklı yürütülmemesi aynı zamanda FETÖ'nün amacına da hizmet edecektir. Çünkü, bu sulandırıldığı zaman, öyle bir hedef doğrultusunda ilerledikleri zaman, aynı zamanda, toplumda da farklı bir algı oluşacaktır. Dolayısıyla, bugüne kadar bu konudaki gözleminiz nedir?

Bir de mesela, Adil Öksüz olayına nasıl bakarsınız? Yani, bu kadar kritik bir pozisyonda görev yapıyor ve aktif olarak darbe gecesi, 15 Temmuz gecesi darbe girişiminin üssünün olduğu bir yerde bulunuyor ve sonrasında da böyle bir olay yaşanıyor. Ne dersiniz? Bu anlattıklarım ve sorularım karşısındaki yorumunuz ne olur?