KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayın Bakan, değerli bürokratlar, basın mensupları ve değerli danışmanlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Geçen hafta aslında usulle ilgili söz almak istedim ama siz teamüllerde, "Önce Bakan sunum yapsın, sonra bu usulü konuşalım." dediniz.

BAŞKAN - Gene de söz verdim ama, biliyorsunuz.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ama kısa kestirdiniz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Uzun konuşacaksınız.

Buyurun.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Dünkü tavrınız ve bir haftadır birleşen tavrınıza baktığımızda, Sayın Başkan, sizi de eleştireceğim.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

Buyurun.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Hani, hep uyarıyorum, Meclisi bir noter hâline getirmek üzere olan diktatöryal bir gidişat var. Yani yasama, yürütme, yargı arasındaki dengeyi ve denetimi yok eden, yürütmenin yasamaya karşı olan saygısını gittikçe düşüren -bunu bütün, hepimiz için söylüyorum arkadaşlar, iktidar ve muhalefet olarak- ve yasamayı saymayan, "Buraya ne getirirsem ben geçiririm." anlayışı maalesef hâkim.

Sayın Başkan, siz de bu konuda bu değirmene su taşıyorsunuz. Burada tartışmalar devam ederken dün, daha sözümüzü söylemeden "Oyladım" diyebiliyorsunuz ve bunu gülerek karşılıyorsunuz. Bu kabul edilemez. Dün bir torba yasa geldi ve orada çok önemli maddeler vardı. Yani bütçe içinde yüzde 10'luk bir harcama devri, yani kalemler arasında, bütçeler arasında devri yasası buradan, Komisyondan geçti. Bu bütçe hakkını askıya alan bir anlayıştır. Yüzde 10 çok büyük bir rakam. Sayın Bakan küçümsedi, yüzde 90 bir yanda sabit kalacak, yüzde 10'u devredeceğim. Zaten bütçe içinde bu geçişler en fazla yüzde 1-2 olabilir. Yüzde 10'luk bir devir tamamen, mesela ülkemiz savaşın eşiğinde, "Efendim, ben tamamen savaş politikalarına kaynak ayıracağım." diyen bir Hükûmet söz konusu olduğunda, bütçemizi altüst edip bütün sosyal politikalardan savaş politikalarına devredilebilecek bir anlayış. Kurum içinde de yüzde 40'lık bir devir yetkisi dün alındı Komisyondan. Bu da kurumların artık özensiz bütçe göndermeleri anlamına gelir arkadaşlar. Yani, "Nasıl olsa, biz rakamları rahat rahat yazalım, daha sonra biz, kurum içinde yüzde 40'a kadar yetkimiz var, Sayın Bakana gideriz, yüzde 20 bizim yetkimiz, yüzde 20 de Bakandan alırız, kurum içinde oradan oraya, oradan oraya rakamları geçiririz." demektir. Yüzde 10'luk genel bütçede, yüzde 40'lık da kurum içinde yetki, bütçe hakkını boşa çıkaran, burada konuşacağımız, eleştireceğimiz binde 1'lik rakamların devrinden bahsediyoruz. Bakın, binde 1'lik rakamları belki etkileyebileceğiz. Noktası, virgülüne dokunmadan geçme riskiyle karşı karşıyayız burada. Hiçbirimizin çünkü katkısını almadı Sayın Bakan, Hükûmet hiçbirimizin katkısını almadı, önerisini almadı. O anlamda, bizler, önerilerimiz alınmamış bir tasarıyı burada oylayacağız. Bu kabul edilemez.

Benim önerim, tekrar söylüyorum: Değerli arkadaşlar, bu tasarıyı şimdilik geri çekelim, kapalı bir oturumda önerilerimizi Sayın Bakana hep beraber sunalım. Nasıl bir usulle bu tartışma yapılabilir, hepimizin önerileri nasıl buraya yansıyabilir; yüzde 10'luk bir devirden vazgeçip daha küçük bir yetkiye, bu Genel Kurulda olabilir, kurum içi devirler anlamında da, bütçe disiplini anlamında da daha gerçekçi rakamlarla nasıl bu tartışmayı yürütebiliriz, bence bunu tartışalım. Usul olarak bunu ortaya koyuyorum.

Diğer bir mesele: Salonun düzeni anlamında, biliyorsunuz, geçen sene ciddi eleştirilerimiz oldu. Burada yasama var, yürütme var, bir de yargı var. Nerede yargı? Sayıştay. Nerede?

BAŞKAN - Burada. İki yerde.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Saygısını buluyor mu sayın yargı bu salon oturumunda? Eleştirdik değil mi?

BAŞKAN - Nerede olmasını istiyorsunuz?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Bakın, yasama burada, yürütme orada, yargı nerede? Orada bir yerde gösterdiniz.

BAŞKAN - Siz yeni bir tasarım yaparsanız, o öneriyi ben sunacağım

GARO PAYLAN (İstanbul) - Hayır ama, böyle bir tasarımla olmaz. "Kuvvetler dengesi ve denetimi" diyorsak...

ALPASLAN KAVAKLIOĞLU (Niğde) - Yargılamak için değil ki...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Hayır ama, izleme anlamında, görüntü anlamında da arkadaşlar, bu kadar yargıyı kenara, arkaya, köşeye mi attınız? Nerede?

BAŞKAN - Size öyle mi geliyor?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Hayır, bir denge olmalı arkadaşlar, bu görüntü anlamında da, şeklen...

ALPASLAN KAVAKLIOĞLU (Niğde) - Kadın oranı da az.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Sizde zaten yok.

BAŞKAN - Affedersiniz, Emine Hanım'ı kadından saymıyor musunuz?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Hayır efendim, estağfurullah.

BAŞKAN - Ama olur mu böyle bir şey yani?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Onun Divanda olmasını biz destekledik, o sayede belki de oldu. Yapmayın yani.

BAŞKAN - Sizin hakkınızı ben korumak zorunda kalmak istemezdim ama...

Evet, buyurun.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Diğer bir mesele: Basının izlemesi anlamında da Sayın Başkan tedbir almamışsınız. Bir yıl önce eleştirdik. Basını önünüze perde olarak çekiyorsunuz, arkasında siz kalıyorsunuz. Maalesef bu da kötü bir durum. Basınla ilgili de tedbirler almamışsınız. Bununla ilgili ne tür bir tedbir düşündünüz? Sayıştayın pozisyonu anlamında nasıl bir tedbir düşündünüz?

BAŞKAN - Hakikaten bu kameralar sıkıntı yaratıyor, tek bir kanalın çekip herkese vermesinde fayda var, doğru söylüyorsunuz. Bundan sonra sokmayalım kameraları.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Yalnızca kameralar değil.

Ve diğer mesele. Şunu da gördüm: Bundan sonra kayıt alınıyor sanıyorum. Bu kayıtlar...

BAŞKAN - Kayıt yok, görüntü.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Yalnızca görüntü, o anda mı görüyoruz?

BAŞKAN - Görüntü.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Kayıt alınmıyor mu burada?

BAŞKAN - Hayır.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Bu da kötü bir uygulama, bunu da öneriyorum. Burada kayıt da alınsın arkadaşlar ve bu da, Genel Kurulda olduğu gibi, Türkiye toplumu tarafından izlenebilsin, İnternet sitesine konsun değerli arkadaşlar.

BAŞKAN - Böyle bir usul yok.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Niye olmasın usul? Usulü biz belirleyebiliriz. Buradaki tartışmalar burada kalıyor, zaten medya kalmadı geriye bunu izleyebilecek, dün de söyledik, buradaki tartışmalar hiçbir şekilde gündeme gelmiyor kamuoyu tarafından.

BAŞKAN - Bütün basın mensuplarımız burada, nereden baksanız 20 tane basın mensubu var şu an burada.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Peki. Ne kadar yansıyor Sayın Başkan? Muhalif basın bırakmadığınız için eleştiriler hiçbir şekilde gösterilmiyor.

ALPASLAN KAVAKLIOĞLU (Niğde) - Akşam haberlerinde en fazla siz çıktınız.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Siz izliyorsunuz.

BAŞKAN - Arkadaşlar, tamam.

ALPASLAN KAVAKLIOĞLU (Niğde) - İzliyorum ben, en fazla ekranda siz gözüküyorsunuz.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Siz de çıkın Sayın Vekilim, siz de eleştirilerinizi sunun. Bu bütçeyi daha iyi bir hâle getirmek sizin de boynunuzun borcu, siz de eleştirilerinizi söyleyin, hep beraber bu bütçeyi daha iyi bir hâle getirelim.

BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen.

Geneli üzerinde zaten tartışacağız, herkese söz vereceğim.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Başkan, önerim şu: Bu salonu daha uygun bir hâle getirmek için bir tartışma yürütelim; yani, Sayıştay açısından ve basın açısından daha iyi bir hâle getirebilir miyiz?

BAŞKAN - Sayıştay açısından gayet yerindedir, uygundur.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Nasıl? Arka köşeye koymuşsunuz.

BAŞKAN - Size öyle geliyor. Oradan bütün her tarafı izlemeleri mümkündür, görüşmeleri takip etmeleri mümkündür. Sizden bir kademe yukarıda oturuyorlar gördüğünüz gibi, Hükûmetten de, yürütmeden de bir kademe yukarıda oturuyor denetleyici kurum olarak. Ayrıca, şu an Kalkınmanın yan tarafında 3 tane daha Sayıştaydan başkan yardımcısı düzeyinde temsille orada oturuyorlar. Toplamda 6 kişi var Sayıştaydan.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Sayın Başkan, sizi öyle alalım, Emine Hanım daha adil yönetiyor.

BAŞKAN - Adil, doğrudur, ona bir şey demem.

EMİNE NUR GÜNAY (Eskişehir) - Yok, estağfurullah.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Diğer bir önerim de: Şu kayıt sistemini, yani görüntü sistemini kayıt hâline getirin Sayın Başkan, getirelim, Türkiye toplumu bu tartışmaları izleyebilsin, yani, burada, Türkiye Büyük Millet Meclisi TV'de veya sitelerde yayınlanabilsin, görüntü alınabilsin. Bu anlamda da önerim var.

Diğer bir mesele: Tavrınız anlamında şunu eleştiriyorum: dünkü tartışmalarda daha tartışma sürerken "Oyladım" diyebildiniz. Böyle bir tavrı, böyle bir usulü kabul etmiyoruz. Bu anlamda, tartışmalar devam ederken lütfen tartışan tarafların fikirlerini, görüşlerini rahatça sunmalarının şartlarını yaratsın Divanınız.

BAŞKAN - Bütçe süresinde oylama yapmayacağım o şekilde.

Buyurun.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ve arkadaşlar saygıyı biz bulabiliriz. Yani yürütmeye karşı yasama organı olarak saygıyı hep beraber yaratırız, iktidar, muhalefet. Bu anlamda, her birlikte bu saygı ortamını yaratmak için bir usul tartışması açılmasını öneriyorum. Gerekiyorsa kapalı olarak bu toplantıyı yapalım; "Nasıl bu tartışmaları yürütürüz?" Geçen sene, biliyorsunuz, sayın bakanlar buraya geldiler, sorularımıza cevap vermeden gittiler. Yalnızca 3 bakanlık yazılı cevaplar verdi, geri kalan hiçbiri cevap vermedi. Şöyle bir usul olabilir: Hepimiz 10 tane soru soruyoruz. Şunu önerebilirim mesela: "Şu 2 tanesine burada cevap verin." diye altını çizebiliriz. Böylece, burada cevap alırız. Sayın bakanlar zülfüyâre dokunmayan sorulara cevap veriyorlar, esas bizim altını çizdiğimiz sorulara cevap vermeden gidiyorlar. Sayın Başkan "Yazılı cevap verebilirsiniz." diye hatırlatma yapıyor, yazılı cevaplar da, bildiğiniz gibi, gelmiyor. Bu da yasamaya olan saygısızlığın bir parçası. Bu saygıyı gelin hep birlikte yaratalım derim. Bir usul tartışması açılmasını öneriyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

Yani ben Parlamentonun saygınlığının kapalı kapılar ardında ya da kapalı toplantılarda yapılacağına inanmıyorum. Saygınlık, açık olarak, 79 milyonun gözü önünde bu görüşmeleri sürdürerek ve belli bir seviye içerisinde bu görüşmeleri sürdürerek sağlanır.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Burada iktidar partisi milletvekilleri rahat konuşamıyorlar, onu biliyoruz efendim.

BAŞKAN - Konuşurlar konuşurlar, hiç sıkıntı yok, her zaman konuşurlar.

Görüşmelere geçiyoruz.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Salonla ilgili tedbirler almayı düşünüyor musunuz?

BAŞKAN - Evet, tedbirler almayı düşünüyoruz.

Ayrıca, arkadaşlar, şu an için fiziki şartlar içerisinde Parlamentomuzda Plan Bütçe Komisyonuna en uygun olan salon budur. 2012 yılında salonu belli bir miktar tadil ederek biraz daha büyütme çalışmalarını yaptık. 15 Temmuzda Parlamentonun bombalanmasından sonraki süreçte ciddi manada Komisyon salonumuz da hasar görmüştü. O süre içerisinde "Başka neler yapılabilir?" şeklinde epey uğraştık ama daha fazla büyütme şansımız yoktu. Bu düzenin dışına çıkamıyoruz ama en azından ses sistemleri, görüntü sistemleri, işte, tavan, havalandırma, bu tarz şeyler yenilendi. Meclis Başkanlığı yeni bir çare bulana ya da heyetimize, Komisyonumuza yeni bir salon gösterene kadar biz görüşmelerimizi, her zaman olduğu gibi, eskiden olduğu gibi, burada sürdürmeye devam edeceğiz.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Bakanların sorularımıza cevap vermemesiyle ilgili ne yapmayı düşünüyorsunuz?

BAŞKAN - Efendim, bakanlarımızın boğazına mı sarılacağım? Yani, herkese, başında karar alıyoruz, "sunum için otuz dakika" diyoruz, görüş, eleştiri ve sorulara cevap vermek için kırk beş dakika süre veriyoruz. Bu kırk beş dakika süre içerisinde mümkün olduğunca, öncelikle, burada, salonda hâlâ soruyu sorduktan sonra gitmeyen, terk etmeyen, Komisyonda oturan milletvekillerimizin cevaplarından başlamak üzere, bu cevapları sayın bakanlar veriyorlar ama yetmediğinde, süre yetmediğinde ya da süre dolduğunda da kalan soruları kendilerinin yazılı olarak göndermelerini rica ediyoruz.

GARO PAYLAN (İstanbul) - En azından bir hafta içinde cevap vermesini...

BAŞKAN - Efendim, yasa çıkaralım bununla ilgili olarak, yani "Sayın Paylan'ın sorularına bir hafta içerisinde cevap verin." Yani biz ancak bu konuda sayın bakanlardan burada vermiş oldukları sözü sürecinde ve zamanında yerine getirmelerini talep ediyoruz.

Teşekkür ediyorum uyarılarınız için, dikkate alınacaktır.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Evet, bu tavırla dikkate alınacaktır.