KOMİSYON KONUŞMASI

MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Ben de kurumunuzun başta Yönetim Kurulu Başkanı, Genel Müdürü ve tüm yönetimine hoş geldiniz diyorum.

Bu görüşmelerin hem kurumumuz açısından hem de ülkemiz açısından hayırlara vesile olmasını diliyorum öncelikle.

Şimdi, Sayın Başkan, tabii, kamu iktisadi teşebbüsleri değerlendirilirken mali ölçütler önemli; kâr etmesi, zarar etmesi önemli bir ölçüt olarak alınıyor. Bazen biz -dün de ifade ettiğim gibi- operasyonel konulara indikçe sadece bu kurumları kâr etmesi gereken kurumlar gibi görüyoruz, bu yaklaşım çok doğru olmayabilir, önemli bir kriterdir. Ancak dün de ifade ettiğim gibi, biz bu kamu iktisadi teşebbüsleri kuruluşlarındaki gerekçelerin devam edip etmediği yönünde değerlendirmelerimiz son derece önemli ki o kurumlardan birinin de Türkiye Denizcilik İşletmeleri olduğuna ben inanıyorum. Yani "Türkiye Denizcilik İşletmesinin şu anda bir denizcilik işletmeciliği yaptığını tam anlamıyla, başladığı, ihtiyaç olduğu gün ile bugüne baktığınızda, söyleyebilir miyiz?" diye benim kafamda ciddi bir şekilde soru oluştu. Yani önce gereklilikleri boyutuyla belki o yönüyle bakmak lazım. Tabii, çok sayıda limanın özelleştirilmesi yapıldı. Bu, yeni bir olay da değil, daha başladığında, bugün burada konuştuğumuz birçok sorun geçmişte yapılmış olan yanlışların bir sonucu. Yani öyle şeyler var ki benim de içinde yaşadığım, örneğin Giresun limanı özelleştirilirken... Aslında diğer limanlarda da -onu bir soru hâline getireceğim- özelleştirme yapılırken oradaki kamu kurumlarının yerleri, faaliyetleri, örneğin Toprak Mahsulleri Ofisinin silolarının özelleştirme dışına çıkarılması birçok yerde unutulmuş Sayın Başkan ve bu kamu kurumları özelleştirmeyle devredilen bu firmalara kira ödemek durumunda kalmışlar. Yani işin arka planlarına, belki buralara yansımayan o kadar çok şeyler var ki. Örneğin, Giresun Liman İşletmesinin devri -burada, önümde o sözleşmenin maddesi de var- otuz yıllığına yıllık 80 bin TL kira bedeliyle devrediliyor ama aynı liman içerisinde Toprak Mahsulleri Ofisinden firma yıllık 104.400 dolar kira talep ediyor. Bakın yıllık kira bedelinin özelleştirmede 80 bin TL ama firmanın sadece Ofisten yıllık talebi 104.400. Sözleşmede somut birçok şey yok. İşte biraz önce konuşuldu, yani gelir ortaklığı söz konusu oluyor ama gelirin ne olacağı belli değil, işte, "brüt hasılat üzerinden" deniliyor, kurum diyor ki: "Ben bunu denetleyemem." Öyle bir şey yok yani gelir ortaklığı eğer konmuşsa bu zaten kendiliğinden o gelirin doğru belirlenip belirlenmemesini kontrol etme hakkını verir. Sözleşmede böyle bir hükmün olup olmamasına ihtiyaç yok. Olsa çok daha iyi olurdu, o başka bir şey ama gelir ortaklığı yapıyorsam o zaman bu gelirin nasıl oluştuğunu denetleme hakkım zaten işin doğasından kaynaklanıyor yani Sayın Genel Müdür de ifade etti "İşte o zamana kadar pek bizim bunu kontrol imkânımız yoktu ama işte sonradan 2013-2014 yıllarında denetlemeye başladık, bu sorunlar da önemli ölçüde ortadan kalktı." dedi. Yani bana göre çok daha önceden bu yapılabilirdi. Ama özelleştirmelerin daha ilk başlangıcında bu hatalar yapılmış.

Ben burada bir soruyu hemen yöneltmek istiyorum: Bu limanlardan elde edilen gelirlerin ne kadarı kamu kurumlarından elde ediliyor? Ben bunu merak ediyorum yani Toprak Mahsulleri Ofisi örneğinde olduğu gibi. Bakın, Toprak Mahsulleri Ofisinde biz bu 104.400 dolar kira bedelinin 80 bin dolara özelleştirilmiş olan bir kuruma ödenmesinin son derece yanlış olduğunu söyleyerek bir direnç gösterdik. O zaman bir direnç gösterdik. Mahkemelik olduk ama daha sonradan bu direnci gösterenler mahkemelik hâle geldi ve ben o dönem Toprak Mahsulleri Ofisi Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü olarak tek çareyi oradaki, Giresun'daki Toprak Mahsulleri Ofisi silosunu sökmekte buldum açık söyleyeyim, mücadele edemedim, siloyu söktüm. Yani boş silo normal uluslararası standartlara göre yılda yani devir hızının 7 olması gereken bir yapı şu ya da bu sebepten dolayı yatırım yapılmış, yedi yılda bir kere "turnover" yapmayan, devir hızı olmayan bir şeyi yılda 104.400 dolar kira ödemeden kurtulabilmem için siloyu söktüm. Bundan da neredeyse sorgulanmaya kalktım yani şimdi, bugün konuşulanlar onların yanında çok daha basit bir şeyde kalıyor. Tabii, burada Denizcilik İşletmelerinin özelleştirme sırasında ne kadar dahli oldu, ne kadar bu konuda etkileyici ya da bir yetkisi oldu, onu bilemiyorum ama sonuçlar üzerinden biz konuşuyoruz maalesef, bunlar geçmişte de oldu. Yani şu yaptı, bu yaptı diye değil, benim dediğim olay işte 1997 özelleştirmesi, ondan sonraki devam eden süreç. Şimdi, ben öyle anlıyorum ki gelirlerin kontrolü bile ancak 2013'te kontrol altına alınabildi, işte bağımsız denetimi yapılabiliyor ki kural olarak zaten gelir ortaklığı varsa gelirin denetimi hakkı da işletmenin dışında olan yani o mülkiyet ya da geliri elde edecek tarafa geçer. Orada herhangi bir tereddüt yok ama ben o dönem uğraştığım için biliyorum, işletmeye girememişlerdir, yani denetim olayı, gelirin belirlenmesinde işletmeye girememişlerdir, bürokratın buna gücü yetmemiştir, buna inanıyorum.

Şimdi, tabii, denetleniyor olması güzel bir şey ama ben Türkiye Denizcilik İşletmelerinin yani başta da söylediğim gibi, onlara yüklenen misyonunu hâlâ devam ettirip ettirmeme konusu, o konuda yönetimin düşüncesini eğer misyonda bir değişiklik ya da işlevlerde bir farklılık söz konusu olmuşsa yapılanmayla ilgili herhangi bir şey düşünüp düşünmediklerini... Çünkü şu an önemli ölçüde kira alma konusunda, kira gelirlerinin kontrolü yani o da 2013'te başlamış, onların kontrolünü yapan, bir de Tekirdağ Liman İşletmesi ki gelirleri zannediyorum aşağı yukarı tamamına yakını da neredeyse oradan elde ediliyor, işletmecilik de anladığım kadarıyla sadece orada yapılıyor.

Mali tablolarla ilgili genel değerlendirmeler yapıldı yani bunlar bir çıktıdır, bir sonuçtur. Tabii, önemli ölçüde zarar var, ödenmiş sermayenin çok üzerinde geçmiş yıl zararları birikmiş. Yani bu son iki yıldaki kâra dönüş ne kadar devam edecek onu ben bilemiyorum ama yabancı kaynak olmasa da, borcu olmasa da öz kaynaklarını da yemekte olan bir kurumdan bahsediyoruz.

Personel sayısı çok fazla değil ama kıdem tazminatına tabi personeliniz var mı?

TÜRKİYE DENİZCİLİK İŞLETMELERİ AŞ GENEL MÜDÜRÜ MEHMET ALİ YIĞCI - Tamamı kıdem tazminatına tabi.

MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - Tamamı kıdem tazminatına tabi. Peki, bunlar da zannediyorum, eski personel; yaşlandırma...

TÜRKİYE DENİZCİLİK İŞLETMELERİ AŞ GENEL MÜDÜRÜ MEHMET ALİ YIĞCI - 2005 yılında şehir hatları işletmesine devredilen personelin bizde çalışma sürelerinin tazminatlarını da biz ödüyoruz.

MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - Ödeyeceksiniz.

TÜRKİYE DENİZCİLİK İŞLETMELERİ AŞ GENEL MÜDÜRÜ MEHMET ALİ YIĞCI - Onu da emekli olduğunda biz ödüyoruz.

MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - Yani yaşlandırma olarak baktığımızda herhâlde ortalama yirmi-yirmi beş yıl var mıdır?

TÜRKİYE DENİZCİLİK İŞLETMELERİ AŞ GENEL MÜDÜRÜ MEHMET ALİ YIĞCI - Evet, şu anda o civarda.

MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - Öyle tahmin ediyorum ama bunlara da önemli bir yük gelecek bu tazminatlar ödendiğinde ama mali tablonuzda bu kıdem tazminatlarıyla ilgili herhangi bir karşılık ayrılmamış yani borç ve gider karşılıkları hanesini ben boş görüyorum. Yani bazı kalemler daha var, çok önemli değil ama yani şöyle bir denetçi gözlüğüyle mali tablolara gözümü süzdüğümde, yani maksadımı aşmasın sözüm ama, yani çok da ciddiye alınmadığı... Yani bu konular çok ciddiye alınmadığı takdirde de işte biraz önceki konuştuğumuz gelirin kontrol edilememesi veya muhasebede farklı hesaplara saklanması şeklindeki sonuçların maalesef, ağır olarak bedelini biz ödemek durumunda kalırız.

Ben bunları ifade ettikten sonra ki özellikle kurumun şu an itibarıyla, bugün itibarıyla işlevlerinin uygunluğu ya da farklı bir misyon yüklüyorsak bir yeniden yapılanma gerekiyor mu, gerekiyorsa nasıl? Bunlarda, doğrusu, kurumun düşüncesini öğrenmek istiyorum takibi açısından.

Bunun dışında, özelleştirmeyle ilgili çok şey konuşuyoruz ama yani benim özelleştirmeyle ilgili düşüncem şu: Bir fırsat olursa özelleştirmeyi bir özelleştirmek gerekir diye düşünüyorum.

Hepinize çok teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Karakaya.