| Komisyon Adı | : | (10 / 276, 277, 278, 279) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Genelkurmay eski Başkanı Hilmi Özkök'ün, Fetullahçı terör örgütüne ilişkin bilgi vermesi |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 19 .10.2016 |
ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Sayın Paşam, hoş geldiniz.
GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Sağ olun.
ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Ben de en son bitirdiğiniz yerden soruyu soracaktım. "2004 Millî Güvenlik Kurulu kararı ve ondan sonra biz bunu tespit ettik ama Hükûmet ondan sonra gereğini yapmadı." tarzında açıklamalarda bulundunuz. Yalnız, 2004'ten önce -az önce de ifade ettiğiniz gibi- 2003'te yine YAŞ kararlarında muhalefet şerhlerine yönelik, işte, dönemin Başbakanı ve Millî Savunma Bakanına hitaben şöyle bir açıklama yapıyorsunuz Gazi Orduevi'nde medya kokteylinde.
GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Biraz önce söylediğim konu, evet.
ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Burada bahsettiğiniz şey de o zannediyorum.
Diyorsunuz ki: "Türk Silahlı Kuvvetleri uzun yıllardır irticai hareketin engeli olarak görülmüş ve hedef edilmiştir. İrticai görüş yandaşları Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmak için her hareket tarzına başvurmuştur. Türk Silahlı Kuvvetleri de bu tehdide karşı savunma refleksleri ve yöntemleri geliştirmiştir. YAŞ, Anayasa'mızın 125'inci maddesi uyarınca yapılmak istenilen uygulama bu refleks ve yöntemin gereğidir. Bir Anayasa maddesinin uygulanma istemine muhalefet şerhi koymak idarenin kanunların uygulanmasını sağlama sorumluluğuyla çelişmiştir ve kanımca da bu nedenle yasal dayanaktan yoksundur. Bu konudaki farklı düşüncelerin ifade edildiği yer YAŞ olmamalıydı. Bu, şüphesiz irticai faaliyetlere bulaşanlara cesaret vermiştir." Yani, 2004'ten sonrası için herhangi bir açıklamanız olmuyor eleştirel tarzda ama daha önceki YAŞ kararlarıyla ilgili bu yönde sert açıklama yapıyorsunuz. Peki, bu açıklamadan sonra Başbakanla aranızda herhangi bir konuşma, herhangi bir problem oldu mu?
GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Hayır olmadı. Yani, Başbakanla ben sadece görevimi gerektiren zamanlarda, resmî toplantılarda bulundum. Ondan sonra, kendisiyle de sağlıklı yani olması gereken bir düzeyde olmuştur. Bir genelkurmay başkanı ile bir başbakan arasında modern bir ülkede, demokratik bir ülkede ne olması gerekiyorsa aynen o olmuştur, bu kesin olarak böyledir.
BAŞKAN - Evet, teşekkürler.
ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Peki, bir diğer sorum...
BAŞKAN - Buyurun Zeynel Bey.
ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Bir sorum daha var Sayın Başkan: Şimdi, bu yapının yöntemleri bugün tabii daha çok tartışılır durumda. Eskiden, daha öncesinde, inceleyen, araştıran gazeteciler falan çıktığında da başına gelmedik kalmıyordu. Dolayısıyla, bugün bütün açıklığıyla araştırılıyor ve kullandığı yöntemler bakımından herkesin neredeyse mutabık olduğu noktalardan biri de şu: Tehdit, şantaj vesaire gibi şeylerle işte, çeşitli kurumlarda çalışan, kritik pozisyonlarda yer alan insanları bir şekilde böyle etkisiz hâle getirip kendi kontrolleri altına aldıklarına yönelik de haberler çıkıyor, yorumlar da var. Bu konuda, siz görev yaptığınız dönem içerisinde Türk Silahlı Kuvvetleri içinde en azından böyle söylentiler hiç duydunuz mu, şahit oldunuz mu; birincisi bu.
İkincisi: Yine, bu emir komuta içerisinde yer almadığına yönelik, normal askeriye içerisinde olması gereken emir komuta değil ama işte daha alt rütbeli birinin daha üst rütbeli birine kendi aralarındaki örgütsel hiyerarşik sebepten ötürü emir verdiği, talimat verdiği konusunda. Elbette ki belki somut tespit, delil olsa bunları paylaşırdık yargıyla diyeceksiniz ama bu konuda hiç duyumlarınız oldu mu bugüne kadar?
GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Tabii, efendim, duyumlar oldu ve bunlar dillendirildi çeşitli yerlerde. Mesela, Genelkurmayda her Askerî Şûra'da güvenlik brifingi verilir faaliyete başlamadan önce, buralarda belirttik. Daha evvel söylediğim gibi, Millî Güvenlik Kurulunda defalarca bunları gündeme getirdik, bunlar hep söylendi ama tabii işlem yapmak için somut bilgilere ihtiyaç var. Bir genelkurmay başkanının da bir hükûmete yapabileceği etki sınırlıdır, daha fazlası vesayettir. Vesayeti de hiç kimse şey etmez, kabul etmez. Şimdi, sayın milletvekilimiz de birkaç defa söyledi "Meşru zeminin dışına çıktığı zaman..." Onu ben tespit edemem ki efendim, onu tespit edecek olan Meclisteki diğer partilerdir. Hani, ben hep kendi sınırlarımda kalmaya gayret ettim çünkü yeminim de öyle. Ben kanunlara, nizamlara uyacağım diye yemin ettim. Türk Silahlı Kuvvetleri bütün siyasi cereyanların dışındadır -hatta bir kelime daha vardır, onu pek sevmez şeyler, ben söylemem- ve hep öyle tuttum. Herkes kendi görevini yapsın, ben görevimi tamamen yaptım. Her şeyi yaptık, her gördüğümüzü attık, hiç birisine müsamaha göstermedik ve bunun için bütün gayretlerimizi gösterdik ta şeyden beri yani Harp Okulu alay komutanıyken de ama mesela bir NATO komutanıyken de bunu yapmadım çünkü yarısı Amerikalı, yarısı İtalyan, bilmem ne, öyle birlikler de var. O zaman ben de orgeneralim ama bir şey yapamazsınız. Genelkurmay Başkanıyken de yani şu Millî Güvenlik Kurulunun 2004 toplantısında söylenen bir şeyin dışında... Orada, Özden Örnek hatıralarında bahsettiği gibi, çok sert bir konuşma yaptığımı da söylüyor ama bazen de hududu biraz aşmak da gerekiyor, onu da aştım. Ayıptır veya değildir, bazı söylediklerimden ben de sıkıntı duyuyorum ama bazen şartlar onu gerektiriyor, onu da kullandım ama her şeyin bir ölçüsü var. Gayet tabii ki bunları duyduk, orduyu ele geçirmeye çalıştıklarını her zaman ilgililere duyurduk ama dediğim gibi, benim bilgim dâhilinde öyle fazla bir şey yapılmadı. Millî Güvenlik Kurulunda da bu icra planı yapılıyor mu diye de gündeme gelmedi, kimse getirmedi. Biz sadece tehdidin devam ettiğini ifade etmekle yetindik.
BAŞKAN - Peki, teşekkür ediyorum.
ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Bir sorum daha var Sayın Başkan.
BAŞKAN - Var mı sorunuz?
Buyurun Zeynel Bey.
ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Yine, bundan sonrasına ilişkin önlem olarak atılan çeşitli adımlar var. Mesela GATA'nın kapatılması ya da devredilmesi gibi, askerî okulların kapatılması gibi. Siz uzun yıllar görev yapmış bir genelkurmay başkanı olarak, en iyi tahlil edebilecek ya da yorumlayabilecek insanlardan biri olarak ne düşünüyorsunuz bu konuda? Yani, bu adımlar faydalı olur der misiniz, gerekli midir ya da bahsettiğiniz şekildeki bu yapının yapılanmasında önemli midir GATA'nın varlığı? Son sorum da bu.
GENELKURMAY ESKİ BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK - Arz edeyim efendim.
Tabii, şimdi, bu konularda aslında en doğru bilgiyi şu anda komuta katında bulunan kişiler bildirir çünkü on sene aradan geçmiştir, bazı şeyler değişmiştir. Ama genel prensip olarak benim bir kavramım vardır: Her unsurun ayrı ayrı kendine ait hastaneleri, orduevleri, şunlar bunlar olmaz. Ben mesela Silahlı Kuvvetlerin bütün sağlık teşkilatının hastanelerinin bir komuta altında birleştirilmesine imza atan genelkurmay başkanıyım. Bütün yaşlı komutanlar -hep de hastanelerde işimiz olduğu için- vasıtasıyla baskılar da gelmedi değil ama attım. Çünkü niye? Şimdi, Denizin ayrı, Karanın ayrı, Havanın ayrı; genel hastaneler bunlar, aynı işi yapan hastaneler. Deniz Kuvvetlerinin su altına dalan denizaltıcılarının rahatsızlıkları için özel bir ünitesi gayet tabii olabilir, Hava Kuvvetlerinin pilotlukla ilgili konularda özel şeyi olabilir, Silahlı Kuvvetlerin özellikle iç güvenlik harekâtındaki yaralanmalarla ilgili bazı özel bölümleri olabilir ama bütün, genel hastane gibi hepsinde olduğu zaman her birinde bir komutan, her birinde bir araba, her birinde bir sekreter, her birinde bir yardımcı, her birine bir oda; ben öyle düşünüyordum. Bir zamanlar Makine Kimya da böyleydi; her birine fabrika yapmışlar, her birine bir tane fabrika müdürü koymuşlar. Birleştirin dedim yani fikrim budur. Birçok ülkede bunların devlet çapında da birleştirildiğini gördüm.
Şimdi, GATA'ya tabii biz yürekten bağlıyız, ben orada hissi davranırım, istemem GATA'nın kaldırılmasını ama merkezîleştirilmesi prensip olarak doğru olabilir. Ama bazen doğru şeyleri yaparken de çok yanlış adımlar atılarak sıkıntılar da doğabilir. Şimdi bu konuda öyle görünüyor ki GATA'da sıkıntılar olacaktır, bunu hepimiz hissediyoruz. Ama tabii sadece GATA değil, başka konularda da alınan kararlar var. Onların tabii birçoğunda emekli bir general olarak benim fazla bir bilgim yok yani sizi yanıltırım kendi düşüncelerimi söylersem. Bu konu sadece benim ana prensibimdir yani birleştirmek de, merkezîleştirmek de ölçülü bir... Ama özellik isteyen ünitelerin, mesela su altı vurgunları, büyük kemik kayıpları, büyük yanıklar, bunlar için özel bölümler hariç diğerleri bu prensip çerçevesinde olabilir diye değerlendiririm ama bu konuda en iyi bilgi Genelkurmaydan gelir çünkü Genelkurmay Başkanının bu konuda bir sürü kendisine bilgi getiren kaynakları vardır; benim sadece okuduklarım, gözlerim.
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz.
ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Detay belki ama konuşmanızın başında kendinizden bahsederken "78 yaşındayım." dediniz ama bendeki bilgi notunda 1940 doğumlu olduğunuz, 76 yaşında olduğunuz yazıyor. Buradaki, bizdeki mi yanlış?