| Komisyon Adı | : | (10 / 276, 277, 278, 279) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Komisyon çalışma takvimi, Komisyonda görevlendirilecek uzmanların belirlenmesi ve Komisyona davet edileceklerin tespitine ilişkin görüşmeler |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 07 .10.2016 |
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Tabii ki önümüzdeki günlerde biz de listemizi detaylı olarak sunacağız ama ben başlangıç olarak farklı bir yöntemle başlanmasının bu işin ortaya çıkartılması bakımından uygun olacağını düşünüyorum. Elbette ki devletimizin bu konuda bir arşivi var. Başbakanlığın, önümüzdeki hafta, Komisyonumuzun ilk toplantısında... Fetullahçı terör örgütünün devlete sızmaya başladığı tarihten itibaren, özellikle 28 Şubat sürecinde neler yaptı, 12 Eylül sürecinde neler yaptı cemaat? Ondan sonra, 2004 yılında Millî Güvenlik Kurulunda, biliyorsunuz, bu konuyla ilgili ilk karar alındı -Fetullahçı terör örgütünün yapılanmasının takip edilmesi gerektiği, yarın bunun devleti sıkıntıya sokacağı konusunda- o günden sonra devletimiz ne yaptı, Hükûmet ne yaptı? Efendime söyleyeyim, daha sonra, MİT müsteşarının gözaltına alınmasıyla ilgili bir konu gündeme geldi, Meclisimiz bir gece yarısı çıkarttığı bir kanunla, MİT Kanunu'ndaki yaptığı değişiklikle bu meseleyi bertaraf etti. Gene Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisine yönelik yapılan operasyonlar süresince Hükûmet, devlet, bu konuda ilgili kurumlar neler yaptılar? 17-25 Aralık, tabii ki iktidar tarafından bir darbe girişimi olarak söylendi ama bununla ilgili yapılanların önemli bir kısmı, detaylı olarak tarafımızdan bilinmemektedir. 17-25 Aralık sonrası, özellikle, işte, arkasından iç güvenlik paketinin çıkartılması sürecinde ve iç güvenlik paketi çıktıktan sonra neler yapıldı? Çünkü, şimdi, 15 Temmuz sonrasında tabloya baktığımızda -tabii, 15 Temmuz gecesini hep birlikte yaşadık, yani ona itirazımız yok- o 15 Temmuz gecesinde ortaya çıkan tablonun ortaya konması bakımından 15 Temmuzdan önce neler yapıldığını bize Hükûmet, Başbakanlık bir brifingle burada sunarsa biz bundan sonra daha doğru bir nokta üzerinden gidebiliriz diye düşünüyorum çünkü 15 Temmuz sonrasında çok sayıda kamu görevlisi açığa alındı, 30 bin civarında kamu görevlisi şu anda cezaevlerinde tutuklu, bunlarla ilgili hazırlıkların ne kadarı önceden yapıldı, ne kadarı 15 Temmuzdan sonra yapıldı? Bu, bizim açımızdan bence yol haritası belirleme konusunda önemli. Eğer önceden belirlendiyse, devletin bir hazırlığı varsa bu gecikmenin sebeplerini de ortaya koymamız lazım. Önceden bunların detayları ortaya çok konamamış ise 15 Temmuzdan sonra bu kadar süratle bu tablonun nasıl belirlendiğinin de, Komisyonumuzun bu konuda da bilgilendirilmesinde fayda var çünkü yapılan bu tespitlere de kamuoyunda itirazlar var; muhakkak size de gelenler var, AK PARTİ'ye de gelenler var, Cumhuriyet Halk Partisine de gidenler var, bize de gelenler var, başka yerlerde de haklarını aramaya çalışan insanlar var. Dolayısıyla, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra yaşanan süreçte ne kadar kamu görevlisi açığa alındı? Ne kadarı tutuklu? Ne kadarı ihraç edildi? Önümüzdeki süreçte takipte olan ne kadar kamu görevlisi var? Toplam kamu görevlileri sayısı içerisinde bunun pozisyonu nedir? Bunun gene, ordu, emniyet ve yargı içerisindekinin de biraz daha detaylandırarak burada ayrıca sunulmasının faydalı olacağını düşünüyorum.
Gene, 15 Temmuz gecesi hep birlikte dinlediğimiz, TRT'de okunan bildiride adı geçen yurtta sulh konseyinin imzasıyla, işte, birtakım sıkıyönetim komutanları, vesairelerin isimleri geçti, bu isimleri geçen insanların şu anda önemli bir kısmı cezaevinde ama bu komisyonun kimlerden müteşekkil olduğuyla ilgili durumumuz nedir, bununla ilgili, Hükûmetin elindeki şu ana kadar yapılan tahkikatlarda nereye gelinmiştir? Bu bence önemli bir mesele.
Gene, tabii ki, bu işin sadece sıkıyönetim komutanlarından ibaret olmayacağını buradaki bütün milletvekillerimiz bilmektedir; birçoğumuz kamu "background"u olan insanlar veyahut kamuda olmasa da siyasetin içinde uzun yıllardır var olan insanlar. Dolayısıyla, bir darbe sadece sıkıyönetim komutanlarıyla sınırlandırılamaz yani bunun Hükûmeti var, bunun... Mesela, işte, kamuoyuna da yansıdı o gece eğer darbe başarılsaydı, hangi kurumu kim teslim alacaktı diye, işte, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesinin yanında kimin beklediği, bazı il emniyet müdürlüklerinin yanında kimlerin beklediği de, bir kısmı deşifre oldu. Dolayısıyla, bu konularla ilgili olarak, mesela, bunun üst düzey bürokrasisi, müsteşarları kimdi, genel müdürleri kimdi, Hükûmeti kimdi? Bununla ilgili bugüne kadar ulaşılmış bir bilgi olup olmadığını, öncelikle bence görmemiz lazım.
Yine tabii, kamu ayağına, Hükûmetin 15 Temmuz sonrası yaptığı icraata baktığımızda ordu, yargı, işte emniyet gibi kurumlarda üst düzey çok insanın, işte, valilerin gözaltına alındığı, bunlarla ilgili takibat yapıldığı vesaire söz konusu ama kamunun diğer kurumlarındaki üst düzey kurum imamlarının, temsilcilerinin durumu nedir; bunlardan hangileri tespit edilmiştir bugüne kadar yapılan takibatlarda?
Cemaatin tabii ki, elbette ki siyasi uzantılarının da olduğu muhakkaktır. Bunun siyaset içerisindeki uzantıları nedir? Özellikle, mesela, bu kamudan müdahalelerde TMSF ve YSK konusunda hiç sanki burada cemaatin bir uzantısı yokmuş gibi bir tablo var ortada. Burada gerçekten yok mu, yoksa ulaşılamadı mı?
Yine, kamudaki ByLock'çular bugün önemli bir kısmı tespit edilenlerin tutuklu. Siyasetin içinde de ByLock kullananlar var mı, varsa bunlarla ilgili ne yapılacak?
Yine, bence burada yapacağımız çalışmaların başarısı Komisyon ve ülke açısından çok önemli. Bu Komisyon gerçekten bunları doğru ortaya koyabilirse, doğru yerden başlayıp doğru yerde bitirebilirse... Hani bu 15 Temmuzun bence en vahim sonuçlarından birisi şudur: "Bir daha Türkiye'de darbe olmaz." denilen bir noktada böyle bir darbe gerçekleşmiştir. Dolayısıyla darbeyle karşı karşıya kalınmıştır sonuç başarısız da olsa ve elbette ki kurumlarımız bundan zarar görmüştür. Bundan sonra yeni paralel yapıların oluşmaması, yeni darbelerin oluşmaması bakımından bu ortaya koyacağımız tablo bana göre son derece önemlidir. Burada eğer biz gerçekten başlangıcı doğru noktadan yapıp sonuca doğru gidebilirsek, işte o zaman "Türkiye'de bir daha darbe olmaz. Bundan sonra Türkiye'de demokrasi kaim olacaktır." sözünü Türk milletine, Türk kamuoyuna ve bütün dünyaya söyletebiliriz diye düşünüyorum. Yani başlangıç noktasında isimlerden ziyade Hükûmetin bugüne kadarki birikiminin bir hazır olarak önümüzdeki ilk oturumda sunulması ve bundan sonra diğer isimlerin dinlenmesine geçmemizin faydalı olacağını telakki ediyorum ve bu konuda takdirlerinize arz ediyorum.
Teşekkür ediyorum.