AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Şimdi, tabii, Başkanım, bir şeyi eleştirerek başlayayım. Çünkü bu Diyarbakır Cezaevi komisyonundan dün saat beş buçukta bize yazı geldi ve sürekli bir sıkıştırma hâli yani bu konuda Sayın Miroğlu keşke bir şey söyleseydi ya da...

JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) - Ama haksızlık etmeyin, daha önce telefonla arkadaşlar aradılar.

AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Bizi kimse aramadı.

JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) - Yok, yok, Orhan Bey çok titiz çalışıyor, komisyon çok titiz çalışıyor.

AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Ya ben kendi eleştirimi söylüyorum, bizi kimse aramadı.

BAŞKAN - Sıkıntı yok, onu takip edelim, hani arkadaşlara soralım, niye size ulaşmadığını da öğrenelim inşallah.

AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Evet, şu anda aynı saate denk gelmesi de kötü oldu.

Ben sadece birkaç soru soracağım: Ya bu Şırnak Cezaevine direkt gittiğim için söylüyorum yani gitmeye çalıştığım için, gidip biz müdürlerle hiçbir şekilde görüşemedik ve bu sadece Şırnak Cezaeviyle ilgili değil, daha önce Tarsus Cezaevinde de aynı şeyi yaşadık. Gidip biz sadece idareyle görüşmek istiyoruz. Zaten anladık, şu anda tutuklu ve hükümlülerle hiçbir şekilde biz cezaevinde görüşme yapamıyoruz. Yaptığımız bütün başvurular reddediliyor ya da cevap verilmiyor. Bu konuda artık net anladık ki bize karşı bir ambargo var yani bu şeyin başından, 7 Hazirandan bir süre sonra böyle HDP milletvekillerine karşı bir ambargonun olduğunu anladık, amenna. Biz gidip orada cezaevi idaresiyle görüşmek istiyoruz. Yani, bize birtakım bilgiler geliyor, hani bu manipülasyonlarla ilgili konuştuk ya, bunun tek çözüm yöntemi iletişimi sağlayıp bunun aslını astarını öğrenip insanlara bilgi vermek çünkü sürekli bize şikâyetler geliyor Şırnak Cezaeviyle ilgili; gittik, zaten şehre giremedik ama mesela Tarsus Cezaevinde kapının önünde Müdür geldi, "Neye geldiniz?" dedi, kapıyı suratımıza kapattı ve gitti. Yani, bununla ilgili de mi acaba bir ambargo var? Bir, ben bunu sormak istiyorum, bu bizim açımızdan önemli. Çünkü biliyorum ki bizim buradaki arkadaşların çoğu gerçekten insan hakları konusunda duyarlı arkadaşlar. Ya çoğu hukukçu ya da daha önce bu insan hakları konusunda çalışma yapmış arkadaşlar ve hepimizin tek amacı gerçekten buradan çözümle çıkmak yani bu konuda bir açıklama gereği duyuyorum ben.

İkincisi: Hazır kuvvet timi diye bir timin olduğu yönünde sürekli bize bilgi geliyor. Yani bununla ilgili bir açıklama yapılması lazım. Çünkü cezaevinden gelen mektupların çoğunda hazır kuvvet timi diye bir timin olduğu ve tutsaklara şiddet uygulandığı, işkence uygulandığı yönünde bize bilgiler geliyor. Bunun da tek çözümü gidip orada incelemeyi hep beraber yapıp kamuoyuna deklare etmek. Çünkü biz bundan kaçmıyoruz. Cezaevinde raporlaştırır ve hep beraber çıkarız deriz ki "Cezaevlerinde hiçbir sorun yok." Hepimizin isteği ve talebi bu yönde.

Üçüncüsü: Manisa Cezaevinde ayakta sayım vermedikleri için tutsaklara yönelik bir şiddet uygulandığına dair bir haber dolaşıyor ve biz maalesef bunların çoğunu gazetedeki haberlerden öğreniyoruz ya da bize gelen mektuplardan veya ailelerin bize ulaşmasından. Ama en kritik olan, şu anda sıkıntıların en büyük olduğu yer Şırnak Cezaevi çünkü aileler geceden giriyor, gece saat dörtte yola çıkıp sabah bir şekilde varıp artık o arada görüşme yapma imkânı anca bulabiliyorlar ve 2 çocuğun ölümüyle ilgili olarak yine bütün yetkililerle görüştü arkadaşlarımız, Adalet Bakanıyla görüşmeye çalıştı, cezaevi yönetimiyle görüşmeye çalıştı ancak bize hiçbir bilgi verilmedi, daha sonra 2 çocuğun hayatını kaybettiğini öğrendik. Hiçbir şey o iki çocuğun hayatından daha değerli değil bizim açımızdan da. Belki bu konularda erken müdahale olursa bu tür vakaların bize gelmesinin önü engellenmiş olur.

Dördüncüsü: Bence hasta tutsaklarla ilgili olarak en kısa zamanda -bu komisyona söylediğim bir şey, adil tıp kurumunun içerisindeki kaotik hâli biliyoruz, verdiği birçok raporun aslında başka saiklerle olduğunu da biliyoruz- komisyon adına bir adım atılması gerekiyor diyeyim.

Ben şimdi diğer komisyona gireceğim sizin izninizi isteyerek.

BAŞKAN - Peki sorularınızın cevaplarını kim dinleyecek?

AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - İşte onu söylüyorum zaten, yan tarafta komisyon olması benim suçum değil.

BAŞKAN - Hayır, ama yani madem cevabını almayacaksınız o zaman bari diğer soruların cevabını alsaydık.

AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Arkadaşımız bizim adımıza alıyor.