Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Türkiye Varlık Fonu Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/750) |
Dönemi | : | 26 |
Yasama Yılı | : | 1 |
Tarih | : | 10 .08.2016 |
ALTAN TAN (Diyarbakır) - Değerli arkadaşlar, Sayın Bakan çok sade bir şekilde izah etti. Tabii, ben de çok sade bir şekilde cevap vereyim. Çok fazla lafı eğip bükmeye gerek yok. Bu bir müsadere kanunu.
Müsadere, biliyorsunuz, Osmanlı İmparatorluğu'nda bir dönem uygulandı ama II. Mahmut'tan sonra, Tanzimat'tan sonra, 1839'dan sonra, Sultan Abdülmecit döneminde müsadere kalktı. Ama Sultan Abdülmecit döneminde kalkan müsadere tekrar geliyor. Yani bunun en sade ifadesi bu.
İkinci bir şey söyleyeyim bu sade izahtan sonra: Bu maddeye gerek yok çünkü zaten yine aynen bu torba yasanın 51'inci maddesinde belediyelere topyekûn el koyma maddesi var. Yani belediye başkanı da, belediye meclis üyeleri de resen atanabiliyor, belediye başkanı atandığı vakit, yani kayyum, belediye meclisi ancak o atanan belediye başkanının talebi hâlinde toplanabiliyor; toplanmadığı müddetçe bütün yetkiler çoğunluğu atanmışlardan olan belediye meclisi tarafından yürütülüyor imar değişiklikleri dâhil. Yani, dolayısıyla, zaten topyekûn müsadere edilecek bir belediyenin ayrıyeten teferruata girerek gayrimenkullerinin el değiştirmesinin bir anlamı yok. Yani 51'inci madde olmasaydı belki bu 27'nci maddeye ihtiyaç olabilirdi. Ama 51'inci maddede zaten topyekûn bir el koyma var. Şimdi bu genel izahattan sonra biraz detaya girelim.
Gerekçe ne? Güvenlik gerekçesi. Peki, bu neye göre? Yani o kadar geniş bir ifade ki bu "güvenlik" meselesi. Bu gerekçeyle, 15 Temmuz gecesinden sonra Kara Harp Okuluna ve Genelkurmay binasına da el koyabilirsiniz güvenlik gerekçesiyle. O kadar geniş, yani tanımı, ifadesi yok. Detay sorulduğu vakit "terör" deniliyor. İşte bölgedeki eylemler söyleniyor. Doğru, hiç kimse terörden yana olamaz. Hiç kimse belediye araç ve gereçlerinin, imkânlarının terörde kullanılmasını meşru, mazur gösteremez. Ee, zaten şu an onlarca mülkiye müfettişi var belediyelerde. Bu yöne tevessül etmiş ne kadar yönetici varsa, adliyenin önünde bir engel yok, bunların tamamı tutuklanabilir, yargılanabilir, görevden el çektirilebilir. O hâlde bu kadar genel bir ibareyle yani başı sonu, ortası, çerçevesi belli olmayan bir güvenlik gerekçesiyle neye nasıl karar vereceksiniz veya o kararı verdiğiniz vakit kim itiraz edecek? Yani yarın, Gençlik Parkı'na da etrafında olaylar oluyor, işte Devlet Demiryolları tren istasyonunun yanında bomba patladı, biz bu parkı güvenlik gerekçesiyle Ankara Belediyesinden alıyoruz, imarını değiştirip 7 tane 5 yıldızlı otel yapıyoruz dediğiniz vakit, bunun önünde ne engel var? Hiçbir engel yok.
Tabii, böyle polemik veya demagoji de yapmak istemiyorum ama maddenin kendi içinde de büyük tutarsızlıklar var. Bedel tespit edilecek altmış gün zarfında. Neye göre? Arkadaşlar söylediler, o da belli değil. Yani ticaret odası mı bunu belirleyecek, emlakçılar odası mı bunu belirleyecek, kim belirleyecek? "Vali resen bunu belirler." diyor. Belirledi, sadece bedele itiraz edebiliyorsunuz. İtiraz ettiniz. İşte 100 liralık bir malı 10 liraya vali takdir etti, böyle bir bedelle, siz de itiraz ettiniz. "Danıştay buna karar verir." diyor. Peki, ne kadar zamanda karar verir? O da belli değil. Yani dört sene Danıştay karar vermezse ne olur? Bu soruları sormak durumundayız.
Karar verdi, bir bedel tayin etti, "20 lira" dedi. Bu ne kadar zamanda belediyenin kasasına girer? O da belli değil. Yani bunlar da detay. Yani detayın detayı. Kılcal damarlar.
Peki, güvenlik gerekçesiyle el koyduğunuz, aldığınız bu mala niye imar değişikliği yapıyorsunuz? Yani gerekçe bu. İşte güvenlik nedeniyle buraya el koydum, aldım, burada güvenlik sorunu var. Peki, buranın imarını niye değiştiriyorsunuz? Ve bu kendi içinde de bazı çelişkiler besliyor. Yani İmar Kanunu'na göre mesela bir yeşil alanı, parkı, rekreasyon alanının keyfinize göre imarını değiştiremezsiniz, yeni alanlar ihdas etmek zorundasınız. Yine, imar plan notlarına göre o şehre belli alanlar tahsis etmelisiniz.
Peki, bunları yapmadan Çevre Şehircilik Bakanlığı bu resen değişikliği nasıl yapacak? Yaparsa buna kim itiraz edecek, nasıl edecek, edebilecek mi? Edemeyecek.
Dolayısıyla, arkadaşlar, genel müsadere mantığına da karşıyız, bu müsaderenin kendi içindeki bu teferruatları bile birbiriyle çelişkili. Tekrar tekrar söylüyoruz yanlış anlaşılmalara sebebiyet vermesin diye: Terörle, şiddetle, suistimalle, yanlış kullanma, amacına aykırı faaliyetlerle ilgili bütün mülkiye müfettişlerinin tahkikat yolları hâlen açıktır, devam ediyor, adli merciler, mahkemeler açıktır, devam ediyor. Bu konularla ilgili her türlü tutuklama, ceza, tevkifat, görevden el çektirme, bunların tamamı şu anki hukuka göre yapılabiliyor. Bunun adı, ben canımın istediğinin nefesini keserim kanunudur. Katılmamız mümkün değil.
Saygılar sunarım.