KOMİSYON KONUŞMASI

NİMETULLAH ERDOĞMUŞ (Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum Başkan.

Şimdi, tabii, Diyarbakır özeli ibaresi geçti. Ben size bir örnekle Diyarbakır'da yapılmak istenenlerden sadece bir örnek... Sur'dan örnek vermeyeceğim. Yani Sur'daki yıkımdan, oradaki yapılan hazırlıklardan, şu andaki gözden kaçırılan birtakım çalışmalardan hiç bahsetmeyeceğim.

Bakın, Diyarbakır'da Karayollarına ait Diyarbakır'ın en merkezî yerinde büyükçe bir alan var. Diyarbakır'ı çoğunuz bilirsiniz, Valiliğin hemen karşısında bir kordon şeklinde, bir koridor şeklinde Urfa kapı yolundan daha doğrusu istasyondan, stadyumdan devam eder, valiliğin önünden geçer ve Elâzığ yoluyla birleşir. Tamamen yeşil bir kuşaktır o Diyarbakır'ın. Tam bu yeşil kuşağın ortasında cami adı altında yani merkezî bir cami inşası adı altında Karayollarına ait büyükçe, yaklaşık 30 dönümlük yani 28 küsur dönümlük bir alana o cami inşa edilmek isteniyor. Şimdi, normalde bir caminin -benim de alanım olduğu için söyleyeyim- oturum alanı, Kocatepe'yi düşününüz, en fazla 5 dönümlük bir alana tekabül eder. Fakat 30 dönümlük bir arazi şu anda belediyeler devre dışı bırakılarak ve biraz önce de Aykut Bey'in söylediği Tabiat Varlıklarını Koruma Komisyonları devre dışı bırakılarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı üzerinden oraya bir geçit veriliyor. Acaba bunun üzerinde gerçekten bir etüt yapıldı mı? Şu anda orayı kim yapmak istiyor? Oranın üzerindeki hesaplar, planlar nedir? Cami adı altında o yerleşkede başka birtakım ticari mekânlar falan var mı? Bu sadece bir örnek. Bunun dışında, Diyarbakır'ın birçok alanında şu anda korumaya dönük yerler var; arsalar var, araziler var, surlar var, eski evler var, vesaire. Şimdi, siz bugün eğer Diyarbakır Belediyesini buna dâhil etmezseniz veya en azından Mimarlar Odasının görüşünü almadan bu tür adımları atarsanız yarın -Diyarbakır'ın özelini konuşuyoruz- Diyarbakır'da karşılaşabileceğiniz riskleri de biraz hesaba katmanız lazım. Yani bir adım atarsınız, üç adım sonra onun geleceğini hesaba katmazsınız. Sonra da belli riskler çıkınca da onu düzeltmenin yollarına başvurursunuz. Bu Diyarbakır özeli geçtiği için söylüyorum: O örnekten hareketle yapılan düzenlemelerin hiçbir şekilde Diyarbakır'ın lehine, Diyarbakır'daki yerel yönetimlerin de hesaba katılarak o sivil kuruşların, toplumların, toplulukların görüşü alınarak atılan adımlar değil, Ankara'da hızlı bir şekilde onların düzenlenmesi cihetine gidilmek için bu hesaplar yapılıyor. Keşke bu adımı atanlar gidip yerinde bir de incelese. Sadece benim o dediğim yerde elli yıllık, altmış yıllık ağaçlar var. Yani bırakınız o bölgenin Diyarbakır'ın akciğeri olması, Diyarbakır'ın merkezinin şu anda tek yeşil alanının olmasını bırakın bir tarafa, altmış yıllık koskoca ağaçlar var. Sadece o ağaçlara insan bakınca nasıl böyle bir teşebbüste bulunur. Eminim ben gerçekten de şaşırıyorum, bu şaşkınlığımı da sizinle paylaşmak istiyorum.

Teşekkür ederim.