ÖNDER MATLI (Bursa) - Sayın Başkan, çok kıymetli Bakanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; ben de herkesi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakanım, öncelikle 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü şimdiden kutlamak istiyorum. Gerçekten sizlere de kadirşinaslığınız için teşekkürlerimi sunuyorum. Karacabey Cumhuriyet İlköğretim Okulundaki rahmetli öğretmenim Hasan Kocaboz'u da bu manada hatırlamış olmanız gerçekten çok önemli bir kadirşinaslık örneği olarak herkes tarafından takdir ediliyor, bunu özellikle ifade etmek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, ben Karacabey Cumhuriyet İlköğretim Okulu'nda okudum. Rahmetli öğretmenim Hasan Kocaboz'u hatırlarken şimdi buradan başka bir şeye gelmek istiyorum. İşte, az önce Hasip Bey de ifade etti, diğer arkadaşların da imam-hatiplilerle ilgili olarak biraz çekinceleri var. Bu manada açıkçası kendilerini anlamaya çalışıyoruz ama ben kendilerinden bizi anlamalarını da özellikle istirham ediyorum.

Ben ilkokulu Karacabey'de okurken Hasan Kocaboz benim ilkokul öğretmenimdi ama öbür taraftan da mahallede bir hacı annemiz vardı. Bu hacı annemiz bize Kur'an dersleri veriyordu. İki yıl boyunca biz -açıktan- mahallede o hacı annemizin öğrettiği Kur'an dersiyle Kur'an öğrendik. Hasan Kocaboz öğretmenimizden de Allah razı olsun, hacı annemizden de Allah razı olsun. Çünkü, şunu biliyoruz: Bir Müslüman olarak Peygamberimizin hadisini hiçbir şekilde aklımızdan çıkarmıyoruz. Peygamberimiz diyor ki: "Bir babanın evladına bırakabileceği en büyük miras güzel ahlaktır, dinini öğrenmektir." Dolayısıyla, biz dinimizi ihtiyacımızın olduğu şekilde, gerçek manada anlayacak şekilde, maalesef bu eğitimi görememenin eksikliğini, ezikliğini bu ülkede yaşıyoruz.

Bakın, bu ülkede millî eğitim eliyle din insanlara, öğrencilere doğru manada, tam kâmil bir şekilde öğretildiği müddetçe bu dindar insanlardan, din eğitimi almış insanlardan hiçbir şekilde endişe etmeye mahal yoktur.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Ben soruyorum: O zaman, Amerika'da niye cumhurbaşkanı çocukları okuyor da Türkiye'de okumuyor?

ÖNDER MATLI (Bursa) - Çünkü, din eğitimi almış insanlar, dinini gerçek manada öğrenmiş insanlar bölücülük yapmazlar, dinini gerçek manada öğrenmiş insanlar isyankârlık yapmazlar. Dolayısıyla, bu manada, dinî eğitim almış olmanın hiç kimseye, karşı tarafa bir tereddüt oluşturacağına, kafalarda soru işareti oluşturacağına ben inanmıyorum. Bilakis, bu manada biz bu eğitimi doğru veremez ise işte Orta Doğu'da gördüğümüz sahneleri, radikalizmi, radikal eylemleri, radikal grupları hep beraberce görüyoruz. Bu manada, Türkiye'nin böyle bir belayla karşı karşıya kalmaması için gerçekten dinin çocuklarımıza eğitilmesi çok önem arz etmektedir.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Öğretilmesin mi? Öyle bir durum mu var?

ÖNDER MATLI (Bursa) - Ben keşke, bugün baktığım zaman, bir imam-hatip lisesinde okumuş olmak isterdim. Gerçi imam-hatip liselerine girdiğimiz zaman geçmişte, orada da çok tartışılır tarafı var. Çünkü, burada millet -öncelikli beklentisi, isteği- pozitif bilimleri çocuklarının öğrenmesini isterken öbür taraftan da dininin vecibelerini yerine getirecek seviyede dini bilmesini çocuklarından istemektedir. Dolayısıyla, bu manada, bu işin böyle değerlendirilmesi gerektiğinin özellikle bilinmesini istiyorum.

Şimdi, 28 Şubatta, bu manada, imam-hatip liselerinde maalesef çok ciddi sıkıntılar gündeme gelmiştir. Ben, dediğim gibi, imam-hatip lisesinde okumadım, ben Anadolu lisesinde okudum, Bursa Anadolu Lisesi mezunuyum ama bir Anadolu lisesi mezunu olarak da 28 Şubat döneminden sonra Anadolu liselerinde, buradaki eğitimin, tedrisatın kuşa çevrilmesi... Özellikle yabancı dil eğitimi konusundaki sıkıntıları Türkiye hâlihazırda yaşamaktadır.

Ben ticaretle uğraşıyorum. 2023 hedeflerine, 2053, 2071 hedeflerine baktığımız zaman, büyük Türkiye'yi hayal ettiğimiz zaman, büyük Türkiye'yi dünya çapında global ekonomiye tam entegre olmuş, ihracatını, ithalatını geliştirmiş bir ülke olarak hayal ediyoruz ama bunu gerçekleştirmek için mutlaka, öncelikle temel olarak bir kere bizim insanımızın yabancı dilini çok iyi bir şekilde bilip oradaki insanlarla iyi temaslar kurabilmesi çok önemli. Evet, baktığımız zaman, Türk girişimcilerle, müteşebbislerle ilgili olarak işte Afrika pazarında, Güney Amerika'da mal sattıkları ifade ediliyor ama bu manada lisan eğitiminin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Özellikle yakın coğrafyamızda baktığımız zaman işte Afrika ülkelerinde, Orta Doğu'da, Asya ülkelerindeki ticaretimiz çok hızlı şekilde gelişiyor. Bu manada da Arapçanın ne kadar önemli olduğu bir kere daha ortaya çıkıyor. İşte Rusça... Rusya'yla ve eski Sovyet blokundaki ülkelerle ticaretimiz çok hızlı bir şekilde artıyor. Dolayısıyla, bu manada da yabancı dile çok önem verilmesi gerektiğini ifade etmek istiyorum.

Sayın Bakanım, biz eğitim gönüllüsü bir aileden geliyoruz. Rahmetli annemiz adına, rahmetli babamız adına birer okul yaptırdık ve burada da, bu okul inşaatlarında -açıkçası ben bire bir ilgilenerek inşaatların nasıl olduğunu, nasıl yapıldığını çok iyi bilirim- burada bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Özellikle bu okulların enerji verimliliği, ısı yalıtımı konusundaki durumunu biliyoruz. Önümüzdeki dönemde de işte orta vadeli planlara baktığımız zaman, kalkınma planlarına baktığımız zaman enerji verimliliği ve özellikle binalardaki ısı yalıtımlarıyla ilgili yapılması gereken projeler, projeksiyonlar ortaya konuluyor. Bu manada da okullarımızda böyle bir çalışmanın yapılmasıyla ilgili olarak, Enerji Bakanlığımızla ilgili olarak bir planlamamız, projemiz var mıdır? Açıkçası bunu da çok merak ediyorum, bunu sormak istiyorum.

Evet, Türkiye'de özellikle işte derslik ihtiyacı, öğretmen ihtiyacı olarak baktığımız zaman, maalesef, Türkiye nicelik problemlerini aşmakla ilgili olarak hâlâ çok büyük bir mesafe katetmiş olmasına rağmen, bunları katetmekte daha yol alması gerekiyor. Bu manada da derslik yapımı konusunda, eskiden bildiğim kadarıyla kamu-özel ortaklığı noktasında birtakım projeler vardı. Bunlarla ilgili olarak acaba Sayın Bakanım, bir çalışmamız var mı? Bunu da bu vesileyle sizlere sormuş olmak istiyorum.

Hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum.