Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Türkiye Varlık Fonu Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişikilik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı(1/750) |
Dönemi | : | 26 |
Yasama Yılı | : | 1 |
Tarih | : | 12 .08.2016 |
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Gerçekten de Hakkâri'nin bir evladı, bir çocuğu olarak burada ne kadar incindiğimizi herhâlde belirtmemize gerek yok. Yedi bin yıllık bir tarihî şehirden bahsediyoruz. Ta Urartular döneminden, Medler döneminden, Perslerin, Romalıların, Sasanilerin, Hakkâri Beylerinin, Mirlerinin ve Selçukluların, Selçuklulardan sonra Osmanlı döneminden bugüne kadar şehir olarak yaşamına devam eden Hakkâri'nin bir anda üzerinde araştırma yapılmadan... Demin Sayın Bakanın söylediklerine baktım, kamu hizmetiyle ilgili, ekonomik gelişmişlikle ilgili, işte nüfusla ilgili o söyledikleri gerçekten bir tarihî şehir, bir kültür şehri olan Hakkâri'nin bir anda buna kurban edilmesi gerçekten bizi derinden üzmüştür. Bunu eğer Sayın Bakan iki haftaya yakındır Hakkâri'deki vatandaşın neler yaşadığını sosyal medya -belki televizyonlar fazla göstermiyordur ama- üzerinden bile baktığımızda halkın bunun sadece ekonomiyle ilgili olmadığını bunun... Şehrin bir yaşam tarzı vardır, bir kültürü vardır. Bakın, yüz altmış dokuz yıllık bir şehirden bahsediyorum, sadece şehir yaşamıyla ilgili söylüyorum. Osmanlı döneminde eyalet olmuş, sancak olmuş, vilayet olmuş, gene kaza olmuş. Cumhuriyet döneminde yine 1924'ten 1933'e kadar şehir olan Hakkâri'nin, o üç yıllık sürecini çıkarttığınızda gene 1936'dan bugüne kadar şehir olarak yoluna devam eden Hakkâri'nin bir anda hiçbir şey olmamış gibi, yani burada bir yaşanmışlık olmamış gibi, bir anda havaalanı Yüksekova'ya geldi, işte, buradan şehri taşıyalım, oraya götürelim gerçekten de... Yüksekova şehir olmayı hak ediyor ama Hakkâri ilçe olmayı hak etmiyor. Ben Hakkârili olduğum kadar aynı zamanda Yüksekovalıyım, aynı zamanda kütüğümde Şırnak'da geçiyor, Beytüşşebap'da geçiyor. Yani bu kadar kimliği geniş olan biri olarak yani iki ilin de doğrudan etkilendiği bir yerde yani demin ki Sayın Bakanın o açıklaması gerçekten bizi üzmüştür.
Bugün Tunceli'ye bakarsanız nüfusu 38 bindir ama il. Bayburt'a bakalım, Sayın Bakanımız buradaydı, Naci Ağbal'ın memleketi nüfusu 41 bin. Hakkâri'nin nüfusu 80 bin Sayın Bakanım.
ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - 41 bin değil.
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - Merkezi söylüyorum, merkezi diyorum, merkezle ilgili söylüyorum.
ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - Merkezi 40 binin altında olan çok il var, Iğdır var...
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - Yani şeyi söylüyorum burada 80 binden bahsediyorum.
NURSEL AYDOĞAN (Diyarbakır) - Sizi de ilçe yapalım.
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - Sizi de bir ilçe yapalım o zaman. Sayın Bakan...
ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - Örnek yanlış, Bayburt merkez nüfusu fazla olan Bayburt'tan başka iller var, örnek vereceksek Bayburt'u vermeyelim.
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - Gerçeği söylüyorum. Tamam kabul etmiyorsanız, Tunceli'yi söyleyeyim, Dersim'i söyleyeyim. Yani 38 bini söylüyorum ama burada sadece nüfus kriter olursa şeye bakarsanız, Komisyon Başkanı da biliyor. Yani çok yakın olan bir şehir var Hatay. İlçesi var İskenderun. O zaman, orası hakeza il olmayı hak eden bir yer. Mersin, Tarsus kesinlikle kabul ediyor, birçok yeri sayabiliriz.
ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - Ama il olmaları sadece nüfusa göre değil yani değerlendirmeyi tek bir yere çekmeyin.
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - Ben bitireyim Sayın Vekilim yani bitireyim. Burada bizim bahsettiğimiz gerçekten bir şehrin onuruyla oynamadır. Bakın, 1990'lı yılları yaşamış küçücük çocuklar bugün o şehre gelmiş, oranın betonuna briketini koymuş, çöplerden ekmek toplamış çocukları biliyorum. Hürriyet gazetesinin manşetindekini bilirim ben. O çocuklar o şehre geldi, yeni bir yaşama tutundu. Orada çalıştı, didindi, bir şeyler elde etti, orada kendine barakadan bir ev yaptı ama şu anda getirilen bu yasayla birlikte, bu kanunla birlikte kimliklerimizden tutun, şehirdeki elde ettiğimiz o şehir yaşamını bile, o prestiji bile elimizden alıyorsunuz ve yeniden 80 bin olan nüfus bir anda... Demin arkadaşlarımız, hoca da belirtti, sadece yaşamı devlet kurumlarına bağlı olan bir yerden bahsediyoruz; sanayi yok, turizm yok, bunların hiç biri yok, sadece ve sadece devletin oradaki kurumlarıyla ilişki içerisinde olan esnafın yaşamını barındırdığı bir yer. Bu yasayla birlikte orada 80 bin nüfusu olan bir yer Çukurca'nın seviyesine düşecektir. Çukurca'nın seviyesi şu anda 4 bindir. Bakın, bunu açık ve net olarak söylüyorum, burada asla duygu sömürüsü yapmaya çalışmıyorum, kendi şehrimizin realitesini söylüyorum. Yarın siz bunun kararını verirseniz 60 bine yakın insan yollara düşecektir ve gittiği yerde yeni sorunlar. Sayın Bakan bilir, Van'ın Hacıbekir Mahallesi, sorunlu bir yer değil mi bugün? Çünkü yerinden yurdundan ettik. Bu giden insanlarda gerçekten bunun psikolojisi ayrıdır. Ben sizin kimliğinizi siliyorum, ben sizin tarihinizi kabul etmiyorum, ben sizi şehirli olarak kabul etmiyorum, sizin seviyeniz bir ilçe seviyesindedir, bir köy seviyesidir. Yarın 4 bine indiğinde inanıyorum ki gene şu andaki duruş olursa onları köy yapacak, belde yapacak. Dolayısıyla, Sayın Bakanım, gerçekten de üzerinde çok durulması gerekiyor. Demin de baktık, 27'nci madde, 51'inci madde, 52, 53, 71, 72, 73'üncü maddeler, bunların aslında hepsinin bağlantılı olduğunu düşünüyoruz. Ama bir şehirle, bir şehrin gerçekten onuruyla oynamayın, insanlarını üzmeyin. Yani, Yüksekova'ya bakın, Yüksekova Sınır Kapısı var, Şemdinli var, Derecik ilçesi var. Potansiyeli var, bu şehir kendini yeniden inşa edebilir ama Hakkâri'nin böyle bir şansı yok. Düşünün, sanayisi yapılmış, sanayisi ters yerde yapılmış. Düşünün, ilçe düzeyine düşürüldüğü zaman kimler oraya uğrayacak? Ben bakanın uğrayacağını tahmin etmiyorum. Oraya bir taziyesi olan gidecek ya da bir kız istemeye giden insan oraya uğrayacak. Dolayısıyla, bu kadar sapa olan bir yerde 80 bin nüfusun 60'binin üzerinde göçmesine ben inanıyorum ki buradaki hiçbir insanın gönlü el vermez. Bu konuda sadece nüfusun ortaya konulması ya da havalimanı olmaması bir şehrin ilçe olmasını gerektirmiyor. Ben bu konunun dikkate alınması gerektiğini düşünüyorum. Bakın, ismi bile yanlış telaffuz ediliyor. Hiçbirimizin kullanmadığı bir ismi buradan çöl ile yeşil alandan bahsediyorsunuz. Hakkâri'nin anlamı o değil ki, Çölemerik'tir, su kanalı ile yeşil alan anlamına gelen bir şey. Bakın o kadar üstünkörü bir çalışma yapılmış ki isimlerde bile. Yani, buradan Hakkâri'nin ismini değiştirerek onu ilçe seviyesine düşürürsek en azından isim almış şeklinde bakmıyor Hakkârililer. Yüksekova da eğer il yapılacaksa Osmanlı'nın salnamelerine bakın, tarihine bakın, ismi nasıl geçiyor? Biz demiyoruz bakın, Osmanlı tarihindeki ismiyle geçsin ama buna rağmen bunların hiçbirine dikkat edilmeyerek orada günlerdir sokakta olan, hatta haftalardır sokakta olan halka ben gerçekten bu yeni dönemde, bu darbeler yapılırken yeni bir darbenin yapılmaması gerektiğini düşünüyorum. Oradaki halk da bu ülkenin vatandaşıdır. Yıllardır biriktirdiğini o şehirde yatırdı, bir anda bütünüyle o şehrimizi boşaltmayalım, o insanları da kırmayalım. Yani, eğer bir sürece başlayacaksak bütün vekiller, üç muhalefet partisinin de söylediği "Şehirlerimizin sayısı 81'dir." Sayın Bakanım, inanın bunu 83 de yapabilirsiniz, bu devletin o kadar gücü vardır, 85 de yapabilir, 90 da yapabilir çünkü nihayetinde siyasi partiler bir karar veriyor ama onun bütün yükünü taşıyan gene o halkın kendisidir. Dolayısıyla, biz bu konu üzerinde ya tartışılması gerektiğini düşünüyoruz ya da Komisyondan gerçekten de... Geriye dönüp Sayın Cumhurbaşkanının söylediği halka gidin, halka sorun, halk kabul ediyorsa biz burada tek bir cümle söylemeye kendimizi muktedir görmüyoruz ama halkı gösterip bu yasayı iki bürokrata bırakıp getirip bu Meclisten geçirirseniz, gerçekten söylüyorum, yazık ederiz. O insanları kırmış olacağız, o insanlar küseceklerdir, o insanlar şu anda yönünü Kuzey Irak'a çeviriyorlar. Bugün eğer baktıysanız, gerçekten de o insanların bugün yolda kornasıyla, arabasıyla yaptığı duruş "Madem ki istenmiyoruz, biz gideceğiz." Lozan Anlaşması'yla Musul'a karşılık alınan bir ili siz bu statüsünden bu çıkarıp bu darbeyi yaparsanız bu insanlar kırılır. Dolayısıyla biz bunların tümünün dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz, o insanlarımızı, o geleceğimiz, o çocukların geleceğini de bizim karartmaya... Biraz daha üzerinde düşünmemiz gerektiğini, bunun Genel Kurula indirilmemesi gerektiğini düşünüyoruz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.