KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Sayın Bakanımız, Hakkâri ve Şırnak'ın il olmaktan çıkartılmasıyla ilgili gerekçeleri sıraladı. Daha evvel değişik temaslarımızda, görüşmelerimizde güvenlik gerekçesinin olduğu söylenmişti. Sayın Bakanımız bu konuyla ilgili herhangi bir gerekçe ifade etmedi, en azından açık olarak "Güvenlik nedeniyle bunları yapıyoruz." demedi.

Şimdi, anlatılan gerekçeler, evet, yani bunlar konuşulabilir, tartışılabilir, doğrudur, belki Yüksekova daha gelişmeye açıktır, bunların hepsi doğru ama Hakkâri... Hakkâri diyeceğim hep çünkü Şırnak pek buralara kadar gelip bu konuyla ilgili lobi yapma gücüne sahip değil çünkü Şırnak neredeyse son günlerde yaşananlarla haritadan silinmese bile nüfusunun büyük çoğunluğu değişik yerlere dağılmış, kendi hayatlarını idame ettirmeye çalışıyorlar, onlar çok fazla kendilerini ifade edemediler ama Hakkârililer defalarca geldi ve gerekçelerini anlattılar. Neredeyse 639'da, 640'ta İslam toprağı olmuş, Osmanlı'da sancak beyliği, daha sonra tarihin değişik dönemlerinde çok önemli roller üstlenmiş, önemli insanlar yetiştirmiş, gerçekten bu coğrafyanın, bu kültürün önemli ögelerinden, yapıcı ögelerinden biri hâline gelmiş olan bir il. Bu ile şimdi bir anda burada ellerimizi kaldırarak "Bundan sonra ilçe hâline gelmiş." diyoruz.

Bu torbayı görüşürken değişik maddelerde arkadaşlarımla bir empati yapalım, biz kendimizi oradaki insanların yerine koyalım ve düşünelim. "Yaptığımız doğru mu?" diye sordum. Burada yine soracağım, ben kendime soruyorum "Rize acaba bir gecede ilçe yapılıp Trabzon'a bağlansa ne düşünürdüm?" diye.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Savaş çıkar.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Savaş çıkmaz ama "Ne düşünürdüm?" diyorum. Mesela Rize belki biraz daha gelişmeye yatkın ama -Sayın Bakanımız Hakkâri'nin çok gelişmeye yatkın olmadığını söyledi- Artvin' de benim ikinci çok yakın ilişkim olan bir il. "Artvin bir gecede ilçe yapılsaydı ne düşürdüm?" diye sordum kendi kendime.

Değerli arkadaşlar, şaka bir tarafa, yani bu ilde belli bir nüfus yaşıyor. Kaç, 70 bin mi?

NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - 80 bin.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - 80 bin civarında bir nüfus yaşıyor ve bakıyoruz, Hakkâri'nin yani orada bir il, vilayet olmasının dışında herhangi bir geliri de yok, herhangi bir kaynağı da yok. Hakkâri'de çalışanların -rakamlar doğru mu bilmiyorum, bize gönderdiler, bir miktar tetkik ettim- merkezde çalışanların büyük çoğunluğu devlette çalışıyor, kamu personeli, özelde çalışan çok az sayıda insan var.

Şimdi, bu ili bir anda ilçe hâline getiriyoruz ve il imkânlarının tamamını, her şeyi taşıyoruz buradan. Ne olacak o insanlar yani ekonomik olarak da orada nasıl yaşayacaklar, nasıl hayatlarını devam ettirebilecekler? Bu konuyla ilgili Hükûmetin bir şeyi var mıdır yani Hakkârililer bundan sonra ne yapacak, nasıl şey yapacaklar?

Sayın Bakanım, anlatmış olduğunuz gerekçelerle böyle acilen, apar topar, hiç de uzman komisyon olmamasına rağmen Plan ve Bütçe Komisyonuna getirerek Hakkâri ve Şırnak'ı il olmaktan çıkarmak ne kadar doğru? Çok da acil güvenlik dolayısıyla bir problem yoksa -ki var olduğunu siz hiç ifade etmediniz- o zaman bunu bu torbadan çıkaralım. Bu konuyla ilgili daha geniş araştırmalar yapılsın ve ilgili komisyon, uzman komisyona gitsin, oradaki arkadaşlarımız, herkes düşüncelerini ifade etsinler, daha geniş bir şekilde tartışılsın. Belki de yanlış bir karara adım atıyoruz. Bu yanlış adım atmayı önleyelim.

Tabii, Şırnak'la ilgili de söylenecek şeyler var. Orada da şu anda şehir bütünüyle yok olmuş durumda. Yeniden kurulacak şehir. Tam da bu şekilde baskı altında kalan bir halk, bölge halkı, Şırnak ve Hakkâri'de yaşayan insanlar acaba bunu nasıl yorumlayacaklar? Bu işlem zaten bölgede yaşanan sıkıntıya nasıl etki edecek? Bir de böyle bakmak gerekiyor. Bu insanlar bütünüyle "Bu Hükûmet yani bu devlet bizi zaten yok görüyor, bizi zaten gözden çıkarmış." diye düşünmeyecekler mi ve çok tartıştığımız bölge halkının giderek ülkeden, bölgenin diğer tarafından yavaş yavaş duygusal olarak ve zihinsel olarak koptuğu tespitleri var. "Bu tespitlere hizmet etmez mi?" diye bir soru da ortada duruyor.

Bütün bunların yeniden değerlendirilip üç ay sonra, beş ay sonra, Meclis yeniden açıldıktan sonra bu konu gündeme gelince sizin gerekçelerinizde, Sayın Bakanım, çok büyük bir sakınca ortaya çıkmayacak, öyle anlaşılıyor. Dolayısıyla bu işi bir daha değerlendirmeyi öneriyorum Komisyona.

Saygılarımla.