| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Varlık Fonu Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişikilik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı(1/750) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 12 .08.2016 |
MUSA ÇAM (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Önemli 6 madde bu torba kanun içerisinde, şu anda görüştüğümüz 51, 52, 53, biraz sonra görüşeceğimiz 71, 72, 73, Hakkâri ve Şırnak, Cizre, Silopi dâhil olmak üzere. 49'uncu maddeyi görüştük, 49'uncu madde de riskli alanlarla ilgili, özellikle Doğu'da ve Güneydoğu'da yaşanan olaylardan dolayı bölgenin yeniden restorasyonunun yapılmasıyla ilgili madde. Bir de 27'nci madde var burada önemli konularla ilgili. 27'nci maddeyi de görüştük. Burada da "...belediyeler ve il özel idareleri dahil mahalli idareler ve diğer kamu tüzel kişilerine ait taşınmazların, kaynak veya irtifak haklarının, Bakanlar Kurulu kararıyla resen Hazine adına tescil ve İçişleri Bakanlığına tahsis edilir." diye geçti.
Burada bir önemli şey de, "Bunlara mahkemelerce ihtiyadi tedbir ve yürütmenin durdurulması kararları verilemez ve bununla ilgili de geriye dönük bir işlem yapılamaz." gibi, hukuk ilkelerinden, gerçekten kabul edilmesi mümkün olmayan düzenlemeler var şimdi burada.
Sayın Binali Yıldırım Başbakan olduktan sonra söylemiş olduğu sözlerden en önemlilerinden bir tanesi olarak "Dışarıda ve içeride var olan kargaşaları, husumetleri, kin ve nefretleri azaltacağız ve ülkemizde de dışarıda da barışı ve kardeşliği tesis edecek, komşularımızla iyi ilişkiler kuracak bir yok haritasını izleyeceğiz." denildi ve bununla birlikte de komşularımız da dâhil olmak üzere birtakım temaslar yapıldı. Bunun en son örneği de ayın 9'unda Sayın Cumhurbaşkanı Rusya Federasyonu'nu ziyaret etti.
Bunlar güzel şeyler, iyi şeyler ve doğru şeyler ama buna benzer çalışmaları içeride de yapmamız gerekiyor. Türkiye çok üzücü otuz dört-otuz beş senelik bir süreç yaşıyor. Düşük yoğunluklu bir savaş, onlarca insanımız, vatandaşımız, yurttaşımız, polisimiz, askerimiz, güvenlikçimiz, orada görev yapan kamu görevlisi dâhil olmak üzere hayatını kaybetti. Bundan çok büyük bir üzüntü duyuyoruz. En son, birkaç gün önce, yine, Şırnak'ta 5 güvenlik görevlisi şehit edildi. Bunları kabul etmek, bunları onaylamak doğru değildir arkadaşlar. Kesinlikle, terör ve şiddet kimden, nereden gelirse gelsin herkesin, hepimizin karşı çıkmamız gerekiyor, şiddet kimden gelirse gelsin, buna karşı çıkmamız gerekiyor.
Şimdi, bu yasal düzenlemeleri yaparken bunların ne getirip ne götürdüğünü çok ciddi bir şekilde incelememiz gerekiyor. Şimdi, yerel yöneticiler, baktığımızda, benim elde ettiğim rakama göre, Güneydoğu'da yaklaşık olarak, HDP'nin yüzde 6'ya yakın büyükşehir il, ilçe ve belde belediyesi var arkadaşlar. Şimdi, peki, bunların terörle ilişkileri, terörle bağlantılarını neye göre kuracağız? İçişleri Bakanlığına göre mi kuracağız, o ilde görev yapan valiye, kaymakama mı, neye göre kuracağız biz bunları ve neye göre bunlarla ilgili işlem yapacağız?
Şimdi, görebildiğimiz kadarıyla, 51, 52, 53'üncü maddelere göre, yargı kararlarının ötesinde İçişleri Bakanlığı, mülki amir, vali ve o ilçedeki kaymakam burada yetkili olacaktır ve görevden alma, el çektirme onların kararları doğrultusunda, onların vereceği kararla yapılacaktır. Şimdi, bu doğru bir yöntem midir? Değildir. Yani, halkın oyuyla seçilmiş olan belediye başkanlarını, belediye meclis üyelerini İçişleri Bakanlığı, vali ve kaymakam marifetiyle görevden almak seçilmişlere karşı yapılan büyük haksızlık, oy verenlere karşı da büyük haksızlık. Ha, elinizde yeteri kadar delil vardır, yeteri kadar belge vardır; mahkemeye götürürsünüz, mahkeme marifetiyle yargılatırsınız ve onlar mahkeme kararıyla görevden alınır. Buna kimsenin söyleyecek bir şeyi kalmaz arkadaşlar. Ama bunlar yapılmaksızın sadece iktidar partisinden, kim olursa olsun, hangi parti tarafından olursa olsun o marifetle görevden almak kabul edilebilir bir anlayış değildir.
Şimdi, bu düzenlemeyle birlikte 51'inci madde de İçişleri Bakanlığı vali, kaymakam, mülki idare amirleri vasıtasıyla görevden almalar söz konusu olacaktır. Peki, bu doğru mudur? Bana göre doğru değildir. Bu oradaki yaşanan olayları yumuşatır mı? Bana göre yumuşatmaz. Hazır zaten Türkiye'de bir yumuşama yaşanırken güneydoğuda yaşanan bütün bu olayların üstesinde gelebilmek açısından bir kanal olarak açılabilir.
Evet, hendeklerin kazılması, yolların kazılması, şunlar bunlar kabul edilebilir işler değil, bunları onaylamak mümkün değil. Ama şimdi bütün bunlara karşılık "Siz onları yaptınız, biz de bunları yapıyoruz." demek intikam almak duygusudur ki ben intikam duygusuyla Türkiye'de yaşanan sorunların ve sıkıntıların aşılabileceğini de sanmıyorum.
Bütün bunlar sonuçtur ama esas bir sorun vardır, Kürt sorunudur. Bunu iktidar partisi, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere geçmiş dönemlerdeki bakanlar, başbakanlar dâhil olmak üzere bunların hepsini söylemişlerdir arkadaşlar. Türkiye'de bir Kürt sorunu vardır, bu sorunun çözülmesi gerekir. Şu anda hâlâ İçişleri Bakanı olan Sayın Efkan Ala dedi ki: "Biz PKK'yle anlaştık Oslo'da ama bozdu." dedi. Bugün burada sayın müsteşar yardımcımızın yerine İçişleri Bakanı olsaydı biz bunları onunla birlikte konuşabilme şansını... Bunu Sayın İçişleri Bakanı söyledi, "Biz PKK'yle Oslo'da anlaştık ama sonra bozdu." dedi. Bu anlaşmanın içerisinde neler vardı, neler yoktu, niçin bozuldu, neden bozuldu, kim parmak attı oraya, kim tekerleğe çomak soktu? Bunların hiçbirini bilmiyoruz. Bütün bunların konuşulması ve detaylarının en ince ayrıntısına kadar ortaya konulması ve kimin nerede yanlışlığı var, nerede verilen sözler tutulmadı; bunların hepsinin ortaya dökülmesi gerekiyor.
Dolayısıyla, halkın oyuyla seçilmiş belediye başkanlarını, belediye meclis üyelerini yargı kararı olmaksızın görevden el çektirmek doğru bir yöntem ve usul değildir. Bunun mutlaka bir kez daha gözden geçirilmesi gerekiyor ve bunun -yani biz önereceğiz tabii, öneriyoruz- geri çekilmesi ve önümüzdeki süreçte Parlamentoda bunların konuşularak çözülmesinde fayda olduğunu düşünüyorum. Halkın oyuyla seçilmiş belediye başkanları beş yıl sonra halkın karşısına giderler. Halk reyini verir. Beğeniyorsa devam ettirir, beğenmiyorsa alaşağı eder, yeni birisi seçer arkadaşlar. O yönden, 51'inci madde vatandaşların iradesine karşı yapılmış olan bir düzenlemedir, doğru ve kabul edilebilir bir düzenleme değildir diyorum.
Teşekkür ediyorum.