Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Türkiye Varlık Fonu Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişikilik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı(1/750) |
Dönemi | : | 26 |
Yasama Yılı | : | 1 |
Tarih | : | 12 .08.2016 |
GARO PAYLAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, bu kadar önemli bir yasanın torbada olması ve Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülüyor olmasından hicap duyuyorum yani bir milletvekili olarak ve İçişleri Bakanımız bir Müsteşar Yardımcısıyla burada temsil ediliyor. Yanlış anlamayın, şahsınızla ilgili değil ve bunun mutlaka İçişleri Komisyonunda -yani böyle bir şey varsa bunun gerekçesi nedir- gerekiyorsa bir kapalı oturumda... Hani bundan ne medet umuyorsunuz? Getiriyorsunuz, az önce vekilimiz söyledi, siz bizi ikna edin, deyin ki: "Biz bunu getireceğiz, belediye başkanlarına da kayyum atayacağız ve bütün meseleler çözülecek, ülkemiz güllük gülistanlık bir ülke olacak." Geçmişte yaptıklarımız var. 1990'larda Çiller bunu yaptı, 1980'de Evren bunu yaptı, onlar yanlış yaptılar bunları. 1938'de yapılanlara, Türkiye tarihinde yapılanlara bakalım el birliğiyle, birbirimize anlatalım yaşadıklarımızı ve sonra diyelim ki: Onlar yanlış yaptılar bunları, bu uygulamaları. Biz bu sefer yaptığımızda şöyle yapacağız bu kayyum atamalarını ve Kürt meselesi çözülecek, memleketimizin bütün meseleleri çözülecek, ötekileştirme, ayrıştırma olmayacak. Bir toplum, ülkemizin özellikle belli bir bölgesindeki toplum, seçtiklerini yanlış seçmiş onlar, belediye meclislerini yanlış seçmişler. Biz seçilmişlerin yerine atanmışları atayacağız, bu sefer ülkemizin bütün meselelerini çözmüş olacağız diye kapalı bir oturumda... Bakın, bizi ikna edin, vekilimiz dedi ki: "Ben de el kaldıracağım bu yasayla ilgili, ilk ben el kaldıracağım." Ama şunu biliyoruz ki Einstein'ın lafıdır: "Aynı şeyleri yapıp farklı sonuç beklemek ahmaklıktır." Yani kimyacılar bilir, bir deneyde aynı girdileri koyarsanız aynı sonucu alırsınız. 2 tane H, 1 tane O koyarsanız su çıkar, azot çıkmaz, başka bir şey çıkmaz. Aynı şeyleri yaparsanız aynı sonuçları alırsınız ve biz Türkiye tarihinde bu şeyleri hep darbe dönemlerinde, hep tek adam dönemlerinde defalarca yaptık ve manşetlere bakın, "Onlar muzaffer komutanlar." gibi manşetler attılar. "Kürt meselesi bitti." "Dersim'i çözdük, temizledik." 1990'lardaki manşetler, 1938'deki manşetler, 1980'deki manşetler, bütün bunlara bakalım ve bu sefer bu yapılacak ve ülkemizde bu mesele bitecek diyebiliyorsak hep beraber birbirimizi ikna ederek buna evet diyelim. Ama şunu biliyoruz ki dünya örneklerine de bakalım. Bakın, sırf Türkiye değil, İngiltere'nin IRA meselesine bakalım. Onlar da yaptılar, denediler bunu. Seçilmişleri aldılar, yerine kayyum atadılar. İspanya Bask'ta bunu yaptı, Franco otuz yıl boyunca bunu yaptı, çözemedi. Kolombiya bugün meselesini çözüyor, kırk yıl boyunca şiddetle, baskıyla seçilmişin yerine kayyum atayarak bu meseleyi devam ettirdi, çözemedi ama bugün geldiğimizde bütün bu meseleler çözüldü. Dünyada bu kadar uzun süre meselesini çözemeyen tek ülke de Türkiye'dir. Bu, hepimizin basiretsiz olduğunu gösteriyor siyaset kurumu olarak. Bütün meselelerimizi güvenlikçilere havale edelim. İçişleri Bakanlığına diyelim ki: Böyle atama yap. Orduyu devreye sokalım, orduyu siyasetin yerine sokalım ve biz size bir yıldır diyoruz ki: Gümbür gümbür darbe geliyor arkadaşlar. Bize inanmadınız. Cumhurbaşkanının dibindeki yavere kadar darbeciymiş. Ceylanpınar'da 2 polisimizi öldürenler bakıyoruz ki darbeciymiş. O akşam Davutoğlu "İstihbarat geldi Kandil'den." dedi, istihbaratı Davutoğlu'na veren darbeciymiş. O gece uçakları kaldıranlar darbeciymiş, Roboski'de 34 köylümüzü bombalayanlar darbeciymiş, Paris'te 3 kadın arkadaşımızı öldürenler darbeciymiş. MİT üyeleri oradaymış, darbecilermiş. Oslo sürecini manipüle etmeye çalışanlar darbeciymiş, Habur'u manipüle edenler darbeciymiş. Cizre'yi, Sur'u, Silopi'yi vurup sizin madalya verdikleriniz meğer darbecilermiş. Bakın, bütün bunları başımıza çorap örenlere karşı...
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - PKK'yla birlikte çalışıyorlar.
NURSEL AYDOĞAN (Diyarbakır) - Mesele PKK değil, biz şeyi tartışıyoruz, her şeyde PKK'yi katmayın.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Başkan, müdahale edilmesin lütfen.
BAŞKAN - Siz devam edin.
Arkadaşlar, lütfen.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Bütün bu başımıza örülen çorapları, yüz yıldır, seksen yıldır, yirmi yıldır, son AKP iktidarında on dört yıldır o örülen çorapları görmeyeceğiz ve bir darbe yaşamış olacağız ve ancak darbecilerin darbede başarılı olursa çıkaracakları bir yasayı buraya getireceğiz ve görüşeceğiz. Bakın, şunu söyleyeyim: Siz bu yasayı geçirirseniz bu ülkede istikrara bir darbe vurmuş olacaksınız ve yeni dönemin darbecileri -Sayın Erdoğdu'nun uyarısı önemli- bu yasayı buraya getiriyorlar ülkeyi birbirine düşürmek için ve nihayetinde, yeni dönemin darbecileri kutuplaştırma, kamplaşmadan medet umuyorlar ve 15 Temmuza giderken defalarca uyardığımız gibi şimdi de uyarıyoruz. Siyaseti devre dışı bırakan her türlü yasa hep, maalesef, şiddeti ve gerilimi artırmıştır. Ne zaman siyaset kurumu devreye geçmişse, seçilmişler devrede olmuşsa çatışma da azalmıştır ama ne zaman ki seçilmişler devre dışı bırakılmışsa, Evren siyaseti devreye sokulmuşsa, biliyorsunuz, Evren başçavuşları, yüzbaşıları belediye başkanı olarak Türkiye'nin her yerine atadı, mesele büyüdü.
O açıdan, sayın arkadaşlar, darbe yasalarını bir darbeden sonra Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine getirmek hepimiz için züldür. Buna hiçbirimizin cevaz, yol vermemesi gerekir.
Bakın, idamı tartışmaya açıyorsunuz. Ancak bir darbeci olsa bunu yapabilir. Az önce söylediğim gibi, bu yasaları çıkarırsak bu yasaları kimin uygulayacağını bilemezsiniz arkadaşlar. Yarın bu yasa bir darbecinin elinde olsaydı, darbeden önce çıkmış olsaydı, darbeciler başarılı olsaydı -Allah korusun- bugün bütün belediye başkanları bu yasayla görevden alınırdı. Bir tek HDP'li değil, CHP'li, MHP'li, AKP'li. O idam yasası da geçerse, tartışılırsa o ilmeğin kimin boynundan geçeceğine güç kimdeyse o karar verir. Yarın başka birisi "Ben Kanuni'yim." der, o ilmeği kimin boynundan geçireceğine, kimi vatan haini ilan edeceğine o karar verir. Bugünlerde at izi it izine karışmış durumda, herkes birbirini FETÖ'cü diye suçluyor. Yarın Beşiktaş Belediyesinin, Şişli Belediye Başkanının FETÖ'cü diye itham edilip görevden alınmayacağının hiçbir garantisi yok. MHP'li belediyeler, AKP'li belediyeler, hepsine bu bürokrasi, kimse darbeci artıkları, onlar istedikleri gibi yaftayı yapıştırıp infaz edebilirler.
O açıdan, böyle bir darbe yasasını geri çevirelim arkadaşlar, buradan başlayalım. Bu bir işaret olur, bu demokratik siyasetin de işareti olur. Bölge halkının şu anda zaten gönül bağlarını koparmak isteyenler bir yıldır, on yıldır, yirmi yıldır istediklerini elde etmek için her şeyi yaptılar, Roboski'yi yaptılar, onu yaptılar, bunu yaptılar. Şimdi, yeniden gönül bağlarını koparacak bir yasayı Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçirmek üzeresiniz, bunu yapmayın arkadaşlar.
Teşekkür ederim.