| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu Tasarısı (1/753) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 18 .08.2016 |
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Bakan, esasında biz Milliyetçi Hareket Partisi milletvekilleri olarak burada hiç söz almayıp çok hızlı bir şekilde bu tasarının geçmesini arzu ettik, temel amacımız da buydu, önerge de verme niyetinde de değildik, yine de önerge vermeyeceğiz ama şunu da ifade etmeden geçemeyeceğim çünkü burada inancımız şuydu: Bu tasarı geçer, aksayan, eksik yönleri olursa da -sizin iyi niyetinize güvenerek, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin Bakanısınız- bu mevzular size intikal ettiğinde o düzenlemeleri gerek Bakanlığınızda alt düzenlemeler olarak gerekse burada yapabilirsiniz, bunu da biz destekleriz diye düşündük çünkü bize de aynı yoğunlukta şeyler geliyor. Burada bir iki hususa değinip bırakacağım, yine önerge falan da vermeyeceğiz. Şimdi, hukukçu olmanız hasebiyle bir şeyin üzerinde durmak istiyorum Sayın Bakan. Bir kere, 1'inci maddede gerekçeyi madde açıklıyor. Yarın bir gün madde açık olmadığı zaman netice itibarıyla bu gerekçeye ve üzerindeki muhalefet partisi veya iktidar partisi veya Hükûmetin mensuplarının konuşmalarına bakacağız, ona göre değerlendirecek millet. Burada bir sıkıntı var, sadece burada değil. Yaşanmış bir olayı anlatarak söylemek istiyorum. Tasarının birinde, yine Komisyonda, bir cümlelik bir ifade ama madde dört sayfaydı. Adalet Bakanlığından bir genel müdür arkadaş da temsil ediyordu. Dedim ki: "Bu gerekçe bu maddeyi açıklıyor mu?" "Efendim, fazla yanlış anlaşılmaması için böyle yaptık." dedi. Belki Mehmet Bey şahitti o dönemde. Ben de dedim ki: "Hiç yazmasaydın hiç sıkıntı olmazdı." Burada buna biraz dikkat etmemiz lazım. "Ya, Haluk Bey, zaten madde açık." diyeceksiniz ama en azından bunun neden olduğu yazılabilirdi. Ne yazılırdı? "Uzun zamandır değişiklik yapılamadığından, bu ihtiyaç karşılanamadığından bugün bu ihtiyacın giderilmesi amacıyla..." falan denilebilirdi. İllaki bunu mu arayacağız? Ben bunları söylemeyecektim ve ben söylerken çok net söylerim, isimle söylerim, tenkit ederken de söylerim. Şimdi, hafif değinip de kaçmanın falan bir anlamı yok. Bizim müktesebatımızın sadakası epey adama iş gördürür.
Sayın Nebati, akreditasyon kanunu değişikliği geldiğinde, TUSKON'u, açığını, yazıldığında ben söylemedim mi?
NUREDDİN NEBATİ (İstanbul) - Evet.
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - "Bu nedir burada, nasıl konuyor?" demedim mi? Sizin karşı çıkış nedeniniz: "Ya, ben MÜSİAD mensubuyum." Yanlışsam söyle, yalan söylüyorsam söyle. Herkes bunu ister. Siz söylediniz. Ben hatta iktidara mensup milletvekili arkadaşların...
NUREDDİN NEBATİ (İstanbul) - "TUSKON" olarak gelmemişti, "açılma" olarak gelmişti.
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Yahu "açılır" yazınca, kapatınca TUSKON gelmiyor mu Hocam, başka bir şey mi oluyor? Tutanakları aldınız, ben yanlış söylüyorsam, yalan söylüyorsam... Şimdi, bütün bunları koyuyorsunuz... Ticaret ve sanayi odalarından arkadaşlar vardı, onlara söyledim: "Ya, bu işe niye sahip çıkmıyorsunuz?" Hatta ona yönelik bir şey oldu, ilgili bakanla da konuştuk.
Muhalefet katkı veriyor, muhalefet niye katkı vermesin? Birçok adamdan da iyi biliyoruz. Böyle değinmeyeceksin, filanca adamın hiç katkısı yok diyeceksin, tam, net söyleyeceksin. Burada baktığınız zaman, konuştuğumuzda -sayın heyeti tenzih ediyorum- seviye açısından irtifa kaybettirecek bir şeyler söylemememiz lazım.
Dolayısıyla, ben fazla uzatmak istemiyorum, söyleyeceğim bu. Bunlara dikkat edilirse -sizin akademisyen kimliğiniz de var- memnun oluruz. Biz buradaki eksikliklerin düzeltileceğini biliyoruz ve destekliyoruz ama bu konuya olan hassasiyetimizi de yazacağımız şerhte dile getireceğiz. Bu kadar basit. Bundan sonra da önerge vermeyeceğiz ama muhalefete de sağından solundan kimse öyle dokunup durmasın. Muhalefet katkı veriyor, hanginiz ne verdi? Bir tanesi bir şey söyledi, onu da Sayın Bakan cevapladı. Söylerken, ilzam ederken net söyleyeceksiniz. Ne yaptın şimdiye kadar, on senedir milletvekilisin; bana söyleyeceksiniz, ona söyleyeceksiniz. Söylüyorum, filanca bakan diyorum, falanca bilmem ne diyorum, gayet net. Siz benim bu konulara çalıştığımı da biliyorsunuz. Şimdi, bu işi de biraz düzgün tutmak lazım.
Ben saygılar sunuyorum. Bundan sonra da önerge vermeyeceğiz, katkı sağlamaya devam edeceğiz. Genel Kurulda farklı düşünebiliriz.
Ben teşekkür ediyorum.