KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ya bu kadar önemli bir maddede söz isteyen olmaması gerçekten çok manidar. Yani düşünebiliyor musunuz dört il sayıldı yani Diyarbakır, Mardin, Şırnak, Hakkâri. Herhâlde bizim ülkemizin şehirleri değil bunlar yani bu kadar önemsiz; hiç kimse söz almadı. Çok ilginç ve yüzbinlerce insanın mağduriyeti var ve on beş günde, hani otuz günü on beş güne indirelim, on beş günde kimi bulursak başvursun, zaten mağdur olmuş insanlar, gadre uğramış, herkes mağdur o bölgede ve şöyle deniliyor: "İlgililerin muvafakati aranmaksızın." Yani tamam orada pek çok tapu problemi olabilir, söz konusu olabilir ancak rızayla her şeyi yapmamız da lazım. Yani bu kadar ivedi, acil bir şeyde pek çok hak kaybı, mağduriyeti söz konusu olabilecektir. "Resen yapılır ya da yaptırılır." Yani bütün bu ifadeler ürkütücü ifadeler.

Bir de siz bu alanların hepsini herhâlde -bir bilgi verirseniz sevinirim- mevcut yıkılmış alanlarda yapmıyorsunuz ki yani yenileme alanları değil mi; yeni alanlar, yeni rezerv alanlarda yapılıyor.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKAN YARDIMCISI MEHMET CEYLAN - Her ikisi de var.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Nerede? Oysa o bilgiyi verseniz, nerede ne yapıyorsunuz bir bilelim. Yani Sur'da bir proje var, ortadan geçen proje. O ayrı bir olay yani hemen olacak bir şey de değil, bu kışa yetişmesi mümkün değil Sur Projesi'nin ancak bir yıl sonra ilk adımları atılabilir gibi geliyor. Sur'un içindekinden bahsediyorum çünkü ciddi bir projelendirme ki ne aşamada o konuda bilgi verseniz...

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKAN YARDIMCISI MEHMET CEYLAN - Hay hay.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Yani bir bilgi alsak; ya Diyarbakır... Şimdi Şırnak yıkılıyor, Şırnak şu an dümdüz edildi. Şırnak diye bir şehir zaten kalkacak mı kalkmayacak mı o da belli değil. Şimdi burada Komisyonda görüşeceğiz bu olağanüstü şartlarda. Hakkâri diyorsunuz, Hakkâri şehri kalkıyor. Hani böyle bir yasa geçireceğiz, bundan sonra da Hakkâri'yi, Şırnak'ı kaldıracağız yani önce onu mu görüşmek lazım sonra bunu mu görüşmek lazım. Hakkâri ve Şırnak'ı yeniden kuruyoruz, Cudi'yi yapıyoruz, işte Yüksekova şehir olacak; önce onları görüşsek, şehri kaldırsak da sonra bunlara mı baksak? Ya, kalkmasın istiyoruz ama bütün bunlar manidar. O açıdan önce bir bilgi verseniz. Ne yapıyorsunuz, nereyi yıkıyorsunuz, nereyi yapıyorsunuz, nereye rezerv alanı kuruyorsunuz? Hak kayıplarını nasıl gidereceğiz? On beş günde başka şehirlere göç etmiş insanların nasıl mahkemeye başvurmasını bekliyorsunuz? Niye on beş günle kısıtlıyorsunuz?

Bütün bunlarla ilgili cevap bekliyorum.