KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, ben arkadaşlarımla tekrara düşmek istemiyorum, o yüzden kısa bir iki sorum olacak.

Bu, çok geniş yetkiler içeriyor. Düşünün ki bazı sektörlere yeni oyuncular sokacaksınız ve o yeni oyuncular çok büyük avantajlar elde edecekler. Düşünün ki yarışta diğerlerinin sırtında yükler var -vergi yükü, şu yükü, bu yükü- siz yükü az olan bir oyuncu soktunuz sektöre ve sektörü tarumar edebilir. Bu anlamda, nasıl bir tedbir düşünüyorsunuz? Yani benim önerim, Maliye Bakanımıza da söyledim geçen yasada, Rekabet Kurumu diye bir kurumumuz var. Rekabet Kurumunun görüşünün alınması gibi bir şey eklemeyi düşündünüz mü, düşünüyor musunuz? Düşünelim derim. Çünkü, Türkiye'de diyelim ki tıp alanında bir madde üretilmiyorsa, hiçbir oyuncu yoksa böyle bir teşvik verilebilir, gelir ithalatımızı düşürür, anlaşılır ama zaten belli oyuncuları olan bir sektöre başka bir oyuncu sokarsanız, diyelim ki o oyuncu size şunu söyleyebilir: "Ben çip üreteceğim." der ama yarın çip değil de mevcut oyuncuların ürettiği başka bir şeyi de üretebilir o oyuncu bu avantajlarla. Siz onu denetleyemezsiniz ki yani ne ürettiğine kadar sözleşmesini belirlersiniz ama bir şey yatırır, yarın başka bir şey de üretir, mevcut oyuncuların ürettiği şeyleri, bunları denetleyemezsiniz ve oyuncuları tarumar eder, ciddi handikaplar üretebilir sektörlerde. Bununla ilgili çerçeve nasıl oluşacak? Rekabet Kurumunu nasıl devreye sokarız? Ben bunu öneriyorum yani mutlaka Rekabet Kurumunun görüşünü alarak bunu yapalım, imtiyazlı şirketleri denetleyelim derim.

Bir de burada benim bir kaygım daha var: Partizan bakışı nasıl denetleyeceğiz burada? Yani belli yabancı oyuncular gelecek, burada, içerideki bazı oyuncular devreye girecek ve siyaset kurumu da tabii ki partizan bir bakışa doğru yönelebilir iç oyuncular anlamında ve sektöre herkes, her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı girebilirken, AKP'nin bilmem ne yandaşı şirketler devreye girebilirler. Buradaki partizan bakışı nasıl denetleyeceğiz? Yani bu AKP'lidir, bu CHP'lidir, bu HDP'lidir; AKP'linin belli bakanlardan, Cumhurbaşkanından, şuradan buradan avantajlar, imzalar, referanslar alarak bu teşvikten yararlanmasının önüne nasıl geçeceğiz? Yani burada da ciddi bir handikap var. Bunun nasıl önüne geçmeyi düşünüyorsunuz?

Bir de bu tip teşvikler önemli ama neden biz bu teşviklere ihtiyaç duyuyoruz? Yatırım ortamımızda bir sıkıntı var, ülkemizin pırıltısı anlamında bir sıkıntımız var. Darbe geçirmiş bir ülkedeyiz maalesef 2016 dünyasında ve hâlâ da iç barışımızla ilgili sıkıntılar var. Bu teşvik yasasıyla turkuaz halı seriyorsunuz yatırımcının önüne, neredeyse "Gel arkadaş, senden ne vergi alacağım, ne şunu yapacağım." Buna ihtiyaç duyuyoruz. Neden? Çünkü ülkemizin ışıltısı anlamında bir sıkıntımız var; maalesef diyorum, dünyadaki algısı anlamında. Bence iç barışını sağlamış, güçlü bir demokrasisi olan bir ülkenin böyle bu kadar teşvik yasasına ihtiyacı yok. Yani tabii ki bu tip şeyler yapabilirsiniz ama yine bir Bakan olarak size, naçizane önerim: Bugünlerde darbeden ders çıkarmamışız gibi yürüyoruz. Maalesef darbecilerin eğer ki başarılı olsaydı yapacağı bazı uygulamalar bugünlerde oluyor. Bugün İstanbul il binamız basılmış gece, bir hınçla tarumar edilmiş. Fotoğraflarını gördünüz mü bilmiyorum. Yani gerçekten bir gangsterlik gibi, yani bir arama yapılma gerekçesi ama il binası yıkılmış, içi tarumar edilmiş. Bu da tabii ki toplum içindeki kutuplaşmaya, o şiddet sarmalına can veren hareketler bunlar. HDP'nin yok sayılması, efendim bunun gibi pek çok uygulama var. Bu da tabii ki iç barışımızı tehdit eden uygulamalar.

Bence, bu tip yasalara tabii ki enerji harcayalım ama esas ülkemizin ışıltısını sağlayacak şey, birliğimizi, gerçek birliğimizi sağlamak üzerine çalışmalıyız, demokrasimizi güçlendirmeliyiz. İç barışımızı sağlarsak bu tip, bu kadar teşvik vererek yasalara gerek kalmaz; herkes ülkemize yatırım yapmak ister, biz seçeriz Sayın Bakan.

Teşekkür ederim.