LEZGİN BOTAN (Van) - Sayın Başkan, 1982 yılından buyana otuz üç yıldır süregelen bir disiplin yönetmeliği üniversitelerde uygulanıyor. Bunun mağduriyetlerini herkes yaşadı, her düşünceden insan yaşadı. Üniversiteleri akademik anlamda insanların kendi fikirlerini özgürce ifade ettikleri, ifade özgürlüğünün geliştiği, gençliğimizin olgunlaştığı, kendisini ifade ettiği, dünyadaki evrensel değerlerle buluştuğu bir yer, bir mekân olarak algılıyoruz. Farklı kültürlerden, inançlardan, düşüncelerden, felsefik, sosyal, siyasal kültürel aidiyetlerden gelen insanların buluştuğu, hoşgörünün aslında öğrenildiği, pratik anlamda öğrenildiği mekânlar fakat bu süregelen otuz üç yıllık süre antidemokratik, demin de vurgusunu yaptığımız, 12 Eylül askerî darbesinden kalan, bunun yarattığı mağduriyetlerin asla Anayasa Mahkemesine giden birtakım uygulamaların da mahkûm edildiğini biliyoruz. Dolayısıyla, hani bir tarafta yeniden bir düzenleme yaparken çağın ruhuna, çok kültürlülüğü, çok sesliliği, çok renkliliği esas alan bir yaklaşımı esas almalıyız. Tabii ki üniversitelerimizde cinsiyet ayrımcı, ırkçı tutumları mahkûm eden, bunu reddeden, şiddet ve terör olaylarını reddeden bir noktada... Bunu yaparken bunun sınırlarını da doğru çizmek gerekiyor. Bunun sınırlarını doğru çizemezsek, üniversitedeki özgürlük alanlarını kendimize göre yorumlarsak bu sefer üniversitelerimizde hedeflediğimiz özgür düşünceyi de örseleyebiliriz. Buna çok dikkat etmemiz lazım. Yani, bunun sınırlarını iyi tartışıp iyi düşünmek gerekiyor.

Teşekkür ediyorum.