YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkanım, şimdi, Doğu Anadolu Bölgesini, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ni gezenler çok daha iyi bilir, şimdi orada çok büyük bir sıkıntı var, öğretmen açığımız var ama kimse gitmiyor gerçekten. Aslında gittiğiniz zaman da o kadar büyük tehlikeler de görmüyorsunuz ama en tehlikeli yerler mezralar vesaire gibi yerlerdeki okullar.

Şimdi, ben bu önergeye şu şekilde yaklaşmak gerektiğini düşünüyorum: Birincisi: Öğretmenler hangi bölgelere sözleşmeli olarak atanacak, bu bölgelerin belirlenmesi lazım, yani "İç Anadolu'ya atanmayacak, batı Anadolu'ya atanmayacak." Yani bölgelerin belirlenmesi lazım.

İkincisi: Bu bölgelere atanacakların ücretleriyle ilgili de bir belirginlik ortaya koymak lazım.

Üçüncüsü de: 3+2 olmalı. Neden? Gerçekten tutamıyorsunuz, tutamazsınız ama gittiğiniz zaman orada kalan bir sürü insan olacaktır. "3+2" derken, kadrolu olarak da iki sene kalacak orada; sekiz yıl olmayacak. Sekiz yıl olursa zaten devridaim yapamazsınız yani öğretmenleri bir beş yıldan sonra dinlendirmeniz lazım, başka yerlere almanız lazım. Yani hep orada o istim üzere öğretmenlik yapmak kolay değil.

Dördüncüsü: Merkezî alanlarda YİBO'ların teşkil edilmesi çok daha önemli, mezralarda tutturamıyorsunuz. Şundan dolayı: Mezrada zaten 30 kişi oluyor, 20 kişi oluyor ve burada eğitim vermeniz de mümkün olmuyor. Dolayısıyla bunların belirlenmesi lazım.

Bir de mülakatın olması gerekiyor. Mülakat şundan dolayı gerekiyor: Şimdi, siz kişiyle konuşacaksınız. Sıralamayı zaten yapıyorsunuz bu sınavla beraber, evet, yapacaksınız ama kişi gerçekten orada ne kadar görev yapabilir, ne kadar yapamaz, bunları görmeniz lazım. Oradaki mülakatta eğer "AKP'li kişileri göndereceğiz, EĞİTİM-SEN'lileri göndereceğiz." diyorlarsa göndersinler gidiyorlarsa, gidiyorlarsa göndersinler, yani hatta sıraya da koysunlar, göndersinler gidiyorlarsa, ben bundan hiç çekinmiyorum. Gitmezler zaten, onun için torpil yapmazlar, başka yere torpil yaparlar. Dolayısıyla, bırakın gitsin. Ama beş yıl fazla, 3+2 olması lazım.

Sözleşmeli şundan dolayı: Kişiye garanti verirsiniz üç yıl, ayrılmadığı takdirde herhangi bir şekilde onu görevden almazsınız. Yani kadrolu gibi orada aslında görev yapar ama stajyer dönemini geçirmeden direkt, iki yıl da kadrolu öğretmenlik yapmak üzere, beş yıllığına oraya atanır. Bakın, o zaman eksiklikleri giderebiliriz, yoksa gerçekten gitmiyorlar. Yani, aşağı yukarı her yeri gezdik ama -tekrar ediyorum- hangi bölgeler olacağının belirlenmesi lazım. Bunu belki yönetmelikle mi belirlersiniz, burada mı belirlersiniz... İlk kısmına bakmadım, belki vardır. "Kalkınmada 1'inci derece" deniyor, belki onun içine her yer giriyor mu bilmiyorum ama...

Şimdi, Yozgat'ta da var teşvik açısından baktığınız zaman, oralar olmamalı. Güneydoğu, Doğu Anadolu Bölgesi olmalı, oralara gitmiyorlar çünkü. Ve 3+2, mülakat olsun ama ücretleri belli bir seviyede, daha iyileştirici olsun ki onlar da, yani, gençlerimiz bunlar bizim, çok fedakârlıkla çalışıyorlar, onu da söyleyeyim, gittiğimiz zaman akıl almaz derecede bir başarı gösteriyorlar hatta yeni öğretmen olmasına rağmen. Keşke tecrübelileri gönderebilsek ama tecrübelileri göndermek şu an için mümkün olmadığından bu usulün ben doğru olduğuna inanıyorum. Bu şekliyle bahsedebiliriz.