KOMİSYON KONUŞMASI

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Teşekkür ederim Başkanım.

Şimdi, efendim, burada ben iki konu üzerinde durmak istiyorum: Rehberlik ve Denetim Başkanlığının adının neden değiştirildiğini merak ediyorum yani Teftiş Kurulu Başkanlığı şeklinde neden konulduğunu merak ediyorum çünkü rehberlik ve denetim çok daha güzel bir kelime aslında teftişe göre. Onların tümünü içerisine alan bir nitelik taşıyor. Teftişin de üzerindedir çünkü rehberlik ve denetim. Bu bir değişiklik hâline getirildi.

Diğer taraftan, maarif müfettişlikleri biliyorsunuz geçmişi yaklaşık iki yüz yıl falan olan bir müessese yani dünyanın hiçbir ülkesinde müessese isimleri böylesine değiştirilmez yani kurumlar böylesine lağvedilmez, onun devamı sağlanır. Yoksa siz tarih yazamazsınız, tarihiniz olmaz. Sürekli olarak her dönemde yeni yeni isimlerle yeni birtakım birimler ortaya çıkarmanız mümkün değil. İşte, Lordlar Kamarasına bakın İngiltere'de, yüzyıllardır aynıdır. Başbakan 10 numarada oturur, başka hiçbir yerde oturmaz, kim olursa olsun değiştirmez. Yani tarih böyle yazılır. Biz neden değiştiriyoruz, onu anlamadım. Yani bakanlık müfettişi şeklinde bir çatı altında mı toplanmak isteniyor? Zaten maarif müfettişleri aynı statüde değil mi, Bakanlığa bağlı değil mi? Yani neden isim illaki değiştirilecek, illaki bir şeyler yapılmak arzusundalar? Bunu anlamakta zorluk çekiyorum.

Dolayısıyla bu 6'ncı madde için söylediklerim ama 13'üncü madde farklı, orada çok daha farklı şeyler konuşacağız ama burada sadece bunun üzerinde duruyorum ben. Niye tarihi tahrip ediyoruz? Yani ya her gelen bir yerde yeni bir bina yapmaya... Yani diyelim ki Anıtkabir'i her gelen yeniden değiştirsin, böyle gibi bir şey bu. Bu çok yanlış. Yani niye buna ihtiyaç duyuluyor, neden değiştirilmek isteniyor? Bunu anlamakta zorluk çekiyorum. Birçok konuda da buna benzer şeyler yapılıyor. Şimdi, o zaman biz Yargıtayın adını değiştirelim, Danıştayın adını değiştirelim. Bunların hepsi var. Osmanlı'dan beri geliyor bunlar. Ya bunların hepsini niye böyle değiştirme ihtiyacını hissediyorsunuz? Yani bu yeni Türkiye değil yani, onu söylemek istiyorum. Tam tersine Türkiye'yi yok etme anlamına gelir çünkü tarihinizi yok ederseniz Türkiye'yi de yok edersiniz, milleti de yok edersiniz.

İSMET UÇMA (İstanbul) - Yapma Hocam ya!

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Yapıyorum. Hayır, yapıyorum çünkü bakın, burada -"Yapmayın." demeyin- siz eğer kendi geçmişinizi silmeye çalışıyorsanız milleti de yok edersiniz, yapmayın. Siz yapmayın asıl. Sizin o zaman... Kaç yaşındasınız? 60 yaşındasınız. 60 yaşının otuz senesini sildim. Hadi bakalım neyi hatırlayacaksınız? Olur mu öyle şey? Yani bu böyledir. Hayır, tarihi bana öğretmeyin yani yapmayın Allah aşkına. Bir sene geriyi biliyorsanız, gerisini biliyorsanız bir sene önünüzü de görüyorsunuz demektir. Ben de bunu söylüyorum.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Müdahil olmak istemiyorum ama burada isim üzerinden yani sadece teftişe bu iki bölümü, rehberlik ve denetlemeyi sadece teftişe indirgiyorsunuz. Teftiş, müfettiş de aynı kökten gelir, Arapça bir kelime.

Şimdi, teftiş kurulu başkanlığı yaptığınız zaman düzeliyor mu her şey ismini değiştirmekle? Bakın, sizin söylediğiniz, tamam, iki işi birden yapabilecek bir ismi var zaten bunun. Yani illaki bir isim altında toplamakla bu işi daha iyi yapacağız anlamına gelmez ki. Yönetmeliklerle bunlar hallolmaz mı?

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Müdahil olmak istemiyorum ama burada isim üzerinden yani sadece teftişe bu iki bölümü, rehberlik ve denetlemeyi sadece teftişe indirgiyorsunuz. Teftiş, müfettiş de aynı kökten gelir, Arapça bir kelime.

Şimdi, teftiş kurulu başkanlığı yaptığınız zaman düzeliyor mu her şey ismini değiştirmekle? Bakın, sizin söylediğiniz, tamam, iki işi birden yapabilecek bir ismi var zaten bunun. Yani illaki bir isim altında toplamakla bu işi daha iyi yapacağız anlamına gelmez ki. Yönetmeliklerle bunlar hallolmaz mı?