KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ben sonra konuşacaktım, önce bir konuşulanlardan öğrenecektim.

BAŞKAN - O zaman hemen Sayın Çam'a vereyim, Sayın Çam hazırım ben diyor.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yok, devam ediyorum, hazırım, kısa birkaç cümle...

Şimdi, bu torba yasanın gerekçesinden ve Sayın Bakanımızın sunumundan anlaşılan şey -özet olarak- yatırım ortamının iyileştirilmesi amacıyla... Türkiye'de yatırım ortamı iyileştirilecek, buna bağlı olarak da Türkiye zenginleşecek, refah artacak, istihdam artacak, insanlar mutlu olacak. Böyle bir genel gerekçe ortaya konuluyor. Şimdi, tabii aslında bütün bu gerekçelerde, sunumda, bize gelen belgelerde bunların nasıl olacağına dair çok inandırıcı, doyurucu açıklamalar yapılamamakla beraber böyle olduğunu kabul edelim, birtakım teknik düzenlemeler yapılıyor. Ancak, Türkiye'de on dört seneden beri bu ülkeyi yöneten bir Hükûmetle, o Hükûmetin Bakanıyla karşı karşıyayız, o Hükûmetin yani on dört seneden beri devam eden 5'inci Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmetinin bir tasarısıyla karşı karşıyayız. Dolayısıyla, ne oldu da bu yatırım ortamı on beş senede hiç düzelmedi mi ya da ne oldu da yatırım ortamı, Türkiye'deki yatırım ortamı kötüleşti? Bunların cevabının da verilmesi gerekirdi, bunların cevabı yok.

Arkadaşlar, teknik konular üzerinde konuşulacak, maddelerde konuşulacak. Bir ülkede yatırım ortamının iyileşebilmesi, büyümenin devam etmesinin başka şartları da var, bu yapılan teknik düzenlemelerin ötesinde başka şartları da var. Küreselleşmede, globalleşmede dünyanın bir yerinde olan şeyin bir başka ülkede anında etki ettiğinden söz edildi, hep de bunun üzerinde konuşulup duruluyor. Türkiye'de yatırımların yapılabilmesi için sadece bu teknik değişiklikler değil, buna eş zamanlı olarak demokrasinin ve hukuk devletinin iyileştirilmesi... Yani bu konuyla ilgili önemli eksikliklerin olduğu, yakınmaların olduğu bilinen konulardır. Dolayısıyla, Hükûmet eğer Türkiye'deki yatırım ortamını iyileştirip refahı artırmak istiyorsa demokrasiyi iyileştirecek, hukuk devletini iyileştirecek düzenlemelerin de eş zamanlı bir şekilde getirilmesi gerekiyor. Yargı bağımsızlığıyla ilgili ciddi problemlerin olduğu bir ülkede yatırım ortamını öyle iki tane teknik değişiklik yaparak iyileştiremezsiniz.

Şimdi çok enteresan bir şey yaşıyoruz şu anda. Plan ve Bütçe Komisyonunda yatırım ortamını iyileştirmek için teknik değişikler yapıyoruz; dışarıdan nasıl para gelir, kara mıdır, değil midir filan bunları tartışırken aşağıda, Genel Kurulda da Türkiye'de yargı sistemini -yani bağımsız ne kadar var, o da ayrı bir tartışma konusudur- ciddi bir şekilde zedeleyen, Hükûmet çoğunluğuyla muhtemelen çıkacak olan bir tasarı üzerinde konuşuluyor. Yani böyle bir ülkede işte kara para konusunda araştırma yapılır, gelen bir para nereden geldi? Hemen Türkiye şaibeli, şüpheli işlemler dolayısıyla inceleme altına alınır diyoruz ama bunun ötesinde çok daha büyük bir şeyle karşı karşıyayız. Eğer biz hukuk devletiyle ilgili hem kendimize hem dışarıya, herkese güven verebilecek değişiklikler yapamazsak, bu konuları, hukuk devleti ilkelerini bütünüyle yerleştiremezsek ciddi problemler var demektir, yatırım ortamı hiçbir zaman iyileşmeyecek anlamına gelir.

Öbür taraftan, tabii iç barış, bütün bunlar da çok önemli şeyler. Eğer bu demokrasi, hukuk devletinin yerleşmesi ile ülkedeki iç barışın yerleşmesi de önemlidir. Yani bu iç barış sadece çalışma hayatıyla ilgili barış filan değil, bütünüyle, genel anlamda iç barışı kastediyorum.

Öbür taraftan da bir ülkede gerçekten yatırım ortamının yerleşmesi, iyileşmesi, o ülkenin uluslararası güvenilirliğiyle, uluslararası ilişkileriyle de çok ciddi derecede çok önemlidir. Evet, şimdi birkaç günden beri hızlı bir şekilde Türkiye'nin uluslararası imajının düzeltilmesi ve ilişkilerin geliştirilmesi, sorunların azaltılması için herkesin "Aman ne oluyor? Birisinin başına taş mı düştü?" dediğimiz açıklamalar... İşte İsrail'le anlaşmalar var, Rusya'dan özür diledik, öbür taraftan yarın işte Esed'in Esad olacağına dair ciddi işaretler filan görüyoruz ama... Bir ülkenin bu şekilde ilişkilerinin her gün değiştiği, her gün bir taraftan işte "Ey Obama", "Ey Putin" diye bağırdığımız, öbür taraftan da "Özür dilerim Putin." dediğimiz böylesine bir ortamda nasıl bir güven tesis edileceği ve bu şekilde yatırım ortamının iyileştirileceği merak konusudur. Bunun altını çizmek istiyorum, sunulan gerekçe dolayısıyla.

Şimdi, bu kara parayla ilgili gerçekten aklım almıyor yani dışarıda... Zaten Türkiye dışarıdan... Bakan da ifade etti, başka arkadaşlar da konuşacaktır. Şu anda namusuyla para kazanıp Türkiye'de yatırım yapmak isteyen ya da işte dışarıda yatırım yapıp da bir süre sonra artık "Memleket özlemi çekiyorum, ülkeye geleceğim." diyen insanlar çok rahat bir şekilde paralarını Türkiye'ye getirebilirler, herhâlde bunun bir sakıncası yoktur. Türkiye'de "Dışarıdan -sen namuslu bir şekilde para kazanmışsın, kaynağı belli, her şeyi belli- niye bu parayı getirdin?" diye kimse sormuyor, öyle bir şey yok. Şimdi bunu kolaylaştırmak için bunu teşvik edecek birtakım şeyler yapılabilir, bunu anlarız. Daha evvelki düzenlemelerde nitekim bu paraların nasıl geleceğiyle ilgili, usulle ilgili de birtakım şeyler söyleniyordu yani aslında paranın kaynağı da nasıl gelecek... Şimdi öyle bir şey yok. İsteyen bir insan... İlk defa bu üçüncü şahıslar. Niye buna gerek duyuldu Sayın Bakanım? Yani bununla ilgili buradaki gerekçeler nedir? Sizin konuşmanızda doyurucu bir şey bulamadık. Niye üçüncü şahıslar var, bunu bilemiyoruz.

Yani buradan, ister istemez bir şekilde yasa dışı yollardan dışarıda ya da Türkiye'de yasa dışı yollardan bir birikim yapılmış, bu birikim bir şekilde dışarıya gitmiş. Bir sürü söylentiler, Panama'dan, şuradan buradan, rüşvet... Bir sürü şeyler var. Kara para, uyuşturucu, dünya kadar işler var. Şimdi, bu paraların... Adalet şeyi açısından gerçekten bu paralar Türkiye'ye gelecek ve hiçbir şekilde sorgulanmayacaksa bu nasıl bir iş Sayın Bakanım? Bu anlaşılır bir şey mi? Türkiye'de kazanılmış, dışarı gitmiş ve şimdi geri geliyor. Böyle mi olacak? Bu soruyu soruyorum. Ya da dışarıda bütün uluslararası hukukun suç kabul ettiği yollarla kazanılmış, birikmiş paralar mı geri gelecek? Böyle mi olacak yani? Bu şüpheleri ortadan kaldıracak bir şey biz göremedik burada, aramızda konuştuk, burada öyle bir şey göremedik. Siz bize böyle bir şey söyleyebilecek misiniz? Netice itibarıyla "Hayır, bu sizin vehimlerinizdir, herkesin vehmidir, böyle bir şey yok. Bu paraların kaynakları belli olacak; adam şu şekilde içeride kazanmış, dışarı çıkarmış ya da dışarıda şu şu yollarla kazanmış, şimdi getiriyor. Bunlar, her şey belli olacak." diyebilecek misiniz? Böyle bir şey var mı? Yoksa "Bunlar bizi ilgilendirmez arkadaş." diyorsanız o zaman şüpheyle bakıyoruz. Türkiye'de soruşturmalar bile açılamamış, yargı şeyleri işlememiş. İşte 17 Aralık, 25 Aralıkta bir sürü işler olmuş bir ülkede... İşte Panama'dan söz ediliyor, şuradan buradan söz ediliyor. Biz de düşüneceğiz ki yanlış bile olsa aklımıza gelecek, böyle bir şey olmasa da gelecek. Ha, bu şekilde paralar gitmiş, şimdi de bir kanun çıkarıyorlar. Meclisi de, Türkiye Büyük Millet Meclisini de buna şey yaparak bir kanun çıkarıyorlar. Bu paralar Türkiye'ye gelecek ve rüşveti alan, şunu yapan, bunu yapanın hepsinin yanında kâr kalacak gibi bir intiba veriyor. Bu bile yani bu düşünce bile Türkiye'de yatırım ortamının iyileşmesini sağlamaz. Belki kısa vadede birisi para getirdi, bu para dolayısıyla yatırıma, bir yere gidecektir filan denir ama uzun vadede ister istemez Türkiye dünyanın bir parçasıdır, uluslararası hukukla, uluslararası anlaşmalarla da bağlı bir ülkedir, Anayasası var. İster istemez bütün bu düşünceleri... Türkiye, evet, dünyanın, yasalar çerçevesinde, anlaşmalar çerçevesinde bilinen üyelerinden biridir konusuna bir soru işareti oluşacak. Bazı ülkeler var, Panama, şurası burası. "Türkiye kara paranın da aklandığı bir ülkedir." gibi bir işaretlemeyle, bir etiketlemeyle karşı karşıya kalabilir.

Dolayısıyla, bu teknik düzenlemeler konusunda, tabii ilgili maddelerle ilgili herkes konuşacak ama genel olarak bu yasanın gerekçeleri, benim ifade ettiğim iki konu, iki başlıkla gerekçelerinin bütünüyle Komisyona sunulamadığı kanaatindeyim.

Teşekkür ederim.