YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Kusura bakmayın ama detaylara girilmeyecekse niye burada konuşuyoruz, o zaman geçsin hepsi birden gitsin, öyle şey mi olur! Yani bakın, bir şey konuşuluyorsa onda muhakkak ki bir pürüz vardır da onun için buraya getirilmiştir. O pürüzün bir daha tekrarlanmaması, tedbirler alınması için konuşulur. Biz de onun için onu söylüyoruz. Diyoruz ki, bakın, onlarca vakıf üniversitesi kuruldu ve birçoğu mali sıkıntı içinde şu an. Bu mali sıkıntı içinde olanlar birileri tarafından destek verilerek kuruluyor. Yani, bir üniversite "Ben bunun garantörüyüm." diyor. Peki, bunun derken bakıyor mu onun şeyine, niye garantör oluyor? Olmasın. O zaman bir müeyyide getirin. Üniversiteler rastgele, her vakıf üniversitesine garantör olamasın. Oluyorsa da bunun cezasını o da yüklensin. Yani kefil verdiğiniz zaman nasıl yükleniyorsa bu da kefildir. Biz de onu söylüyoruz, yani tedbir alınsın buna. Getirilecekse bir yasa...

BAŞKAN - Peki.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Efendim, bir dakika.

Getirilecekse bu tedbirleri önceden, şimdi nasıl bunu getiriyorsak getirelim, bundan sonra ona göre bir uygulama yapılsın.

Şimdi, adam bütün malını mülkünü başkasına devredecek, satacak o arada her şeyini şu kadar parası varken, biz uyuyacağız, ondan sonra da bunları düzeltmeye çalışacağız. Niye yüklenelim? Yazık değil mi öteki üniversiteyi kazanan çocuklara! Bunlar para vererek bir yere girmişler, ötekilerle eşdeğer değil ki. Kontenjan fazlası çıkarıyorsunuz.