KOMİSYON KONUŞMASI

MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan, yeniden söz verdiğiniz için.

Benim ilave bir sorum olacak, atlamışım: Gelir tablosu kalemlerine baktığımızda aslında esas faaliyetle ilgili gelir ve giderlerden ziyade, diğer faaliyetlere ve olağandışı faaliyetlere doğru bir kayış var yani biz buna bu tablolardan baktığımızda bunlar sonuçta çıktı, sonuçtur daha doğrusu. "Acaba esas faaliyetlerden farklı alana doğru gidiyor mu?" diye bir soruyla araştırmaya başlarız. Böyle bir risk olabilir, nedir bilemiyorum. Dolayısıyla, buradaki kaymanın sebebi nedir? Onu da ben bir soru olarak ilave edeyim. Aslında belki de bu soruya bir cevap gibi de olabilir, onun da teyidini sizden isteyeceğim.

Bağımsız denetim raporuna baktığımızda mali tabloların, uluslararası finansal raporlama standartlarına göre dönüştürüldüğündeki tablolar aslında burada bize sunulan tablolardan çok farklı. Yani o zaman muhasebe metot ve yöntemlerinde herhâlde ciddi farklılıklar var. Yine benim fark ettiğim, araştırma giderlerinin dönem giderleri içerisinde giderleştirildiğini, bekletilmediğini, olağandışı giderlerdeki bu kadar artışın sebebi de o olabilir diye...

TPAO GENEL MÜDÜRÜ BESİM ŞİŞMAN - Yani bu yurt dışı...

MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - Yurt dışı. Oradan kaynaklanıyor, tamam. Bunun ben bir detayını... Bir de uluslararası finansal raporlama standartlarına göre düzenlenen finansal tablolar ile bize sunulan finansal tabloların arasındaki farklılık. Mesela bize sunulan da 2013 için söyleyeyim 1 milyar 325 milyon kâr raporlanırken bu uluslararası finansal raporlama standartlarına göre düzenlediğimizde 454 bine düşmekte. Ciddi, vahim bir şey var. Ya burada muhasebe yöntemleri açısından durumu daha net görmek için o bilgiyi istiyorum.

Bir de tüm şeylerde oluyor ama 2002 yılı takıntısı var, hakikaten var yani böyle bir kurumlar oradan bu tarafa alıyorlar. Bunun bazen herkes kendine göre gerekçelerini veriyor ama Sayın Genel Müdür, sunumunuzda "2003 yılından itibaren ivme kazanmaya başlayan yurt içi, yurt dışı arama..." Ama devam kısımlarında da aslında şunu söylüyorsunuz: "Teknolojinin çok etkili olduğunu, şartların bu alanda ciddi şekilde değiştiğini, yarını bile görmenin mümkün olamayacağını."

Bir de bütçeyi kim veriyor size?

TPAO GENEL MÜDÜRÜ BESİM ŞİŞMAN - Biz genel bütçeden değil, kendi paramızı kendimiz harcıyoruz. Tabii bizim sahibimiz sonuçta hazine. Kendi gelirlerimizden harcıyoruz, paramız olmadığı zaman kredi çekiyoruz, hazineye de zaman zaman başvurarak talepte bulunuyoruz sermaye artırımı veya işte temettü alınmaması gibi hususlarda.

MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - Ben de öyle biliyordum, ben de KİT genel müdürlüğü yaptım, ben de öyle biliyordum da, şu sunumunuz: "2003 yılından itibaren ivme kazanma falan filan hamleleri..."

TPAO GENEL MÜDÜRÜ BESİM ŞİŞMAN - Ama tabii Kalkınma Bakanlığı Sayın Vekilim onaylıyor tabii yani biz kafamıza göre yapmıyoruz.

MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - "Hükûmetçe tahsis edilen..." Yani Kalkınma Bakanlığı. Bakın, yani özellikle KİT'lerde bu dile dikkat edelim. Yani öyle olunca hemen bir şey başlıyor. Bakın, ondan sonra yani buraya gelen sunumlar, ifadeler farklı şekilde değerlendirilmeye başlanıyor. Ben tabii sektörü çok fazla bilmiyorum. Onun için genel bir değerlendirmesine zaten girmedim ama ya burada bu kadar ihtisaslaşmış... KİT'ler hakikaten bir okuldur. Sayıştay, eski Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu, biz Fikret Bey'le uzun süre çalıştık, çok yakın, hakikaten çok da istifade ettik. Ama KİT'ler bir okul Türkiye'de; hakikaten, birçok alanda hem mesleki alanda hem finans alanında ciddi bir okul yani o anlamda ihtisaslaşmış kurumlar, daha dikkatli olmaları lazım. Yani, 2002 yılında... Ben şuna çok şaşırmıştım, hükûmet değiştiğinde o dönemin maliye bakanı -Allah selamet versin, sağlık versin- beni aradı, KİT genel müdürü olarak, "Sana para vermeyeceğim." dedi. Dedim ki: Sayın Bakanım ben zaten bankadan alıyorum, kendi kaynaklarımı kullanıyorum. Dolayısıyla, bu dillere de dikkat etmek gerekir diye düşünüyorum.

Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan, sabrınızı tekrar zorladık. İki dakika diye alıyoruz ama uzuyor işte bu.