GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:105
Tarih:17.07.2021

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Maddede yapılan bu düzenlemeyle, 30 Nisan 2021 tarihine kadar işlenen çek suçlarından dolayı mahkûm olanların cezasının infazı durdurulmakta, hükümlü için 30 Haziran 2022 tarihine kadar çek bedelinin ödenmeyen kısmının onda 1'ini alacaklıya ödeme zorunluluğu getirilmektedir. Borç, ikişer ay arayla 15 eşit taksitte ödenecek, ödeme devam ettiği sürece mahkeme, ceza mahkûmiyetinin bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına kadar devam edecek.

Şimdi, değerli arkadaşlar, bu çek cezaları daha önce 2 sefer Meclise geldi. İlk defa borçları yapılandırırken vergi, SGK borçlarını yapılandırırken demiştik ki: "Pandemi şartları, ülkenin içinde bulunduğu durum bunların ödemesini mümkün kılmıyor, bunu erteleyelim." O zaman kanun teklifine almamıştınız. Aynı şekilde, en son, vergi borçları, tüm borçların yapılandırılmasına yönelik yine bir kanun teklifi getirdiniz. Orada da dedik: "Bu yeterli değil, ekonomik suçların karşılığı ekonomik olmalı." diye söyledik; bugün de yine bir yıl daha erteliyoruz. Peki, ülkede ne değişti? Yani pandemi şartları değişti mi? Değişmedi, hatta bugünlerde tekrar tersine döndü, işler alabildiğine de iyi gitmiyor. Yani bu şartlarda bu borçların ödenmesi mümkün görünmüyor. Tabii, çek netice itibarıyla bir ödeme aracı, senet de bir ödeme aracı. Senedi ödemediğiniz takdirde böyle bir olayla muhatap olmuyorsunuz ama maalesef çekle ilgili bu gündeme geldiği zaman bununla ilgili hapis cezaları gündemde. Şunu da unutmamak lazım: 2018 yılında yaklaşık 12.564 şirket, yine 2019 yılında 13.197 şirket yani iki yılda toplam 25.761 şirket kapandı. Ayrıca, 2018 yılında 1.094 şirket, 2019 yılında da 899 şirket konkordato ilan etti. Yani bu kadar şirketin kapandığı, bu kadar konkordatonun ilan edildiği, aynı şekilde devletten olan alacakların tahsil edilemediği bir dönemde, pandemi şartlarının da sürdüğü bir dönemde bu borçların muhakkak surette tekrar bir gözden geçirilmesi lazım. Yani biz buradaki çek mağdurlarının tamamına dolandırıcı gözüyle bakamayız, tümüne hırsız gözüyle bakamayız. Bugünlerde bile, bu yasa çıksa da çıkmasa da zaten çekler yazıldığı andan itibaren bankalar bu insanları kara listeye alıyor, yeni kredi vermeleri mümkün değil. Bunlar zaten itibarlarını düzeltmek adına, borçlarını düzeltmek adına bununla ilgili mücadelesini her zaman veriyor. Bunların hapse girmesiyle, içeri girmesiyle bu borçlar sıfırlanmıyor. Bunların hem mevcut işlerini devam ettirmeleri açısından hem de mevcut borçlarını yapılandırılmaları açısından mümkün olduğunca içeride değil dışarıda faaliyetlerine devam etmeleri lazım. Kaldı ki bugün biz çıkardığımız af yasasıyla yaklaşık altı yıllık cezaları infazla hepsini dışarıya bıraktık; evsafına da bakmadık, hırsız mı, dolandırıcı mı, ne olduğuna da bakmadan dışarıya bıraktık. Ben bunlara ticaretin kader mahkumları diyorum yani her şeyin bir kader mahkûmu var. Hiç kimse bilerek isteyerek şirketini iflas ettirmez, hiç kimse bilerek isteyerek milleti dolandırmaya kalkmaz. İstisnalar var mıdır? Vardır ama 10 kişi için 90 kişiyi de içeriye atmanın, hapse göndermenin hiç kimseye bir katkısı olduğunu düşünmüyorum.

Netice itibarıyla, ülkemiz bir sürü krizler yarışıyor, işte, 2000 krizi, 2008 krizi, 2016, 2017, 2018, neyse, pandemi süreci derken, gelişmekte olan bir ülke, kırılganlığın çok yoğun olduğu bir ülke, bazen insanlar istese de istemese de bu olayla karşılaşıyor. Bizim önerimiz şu: Yani bu yetmez ama evet, desteklediğimiz bir madde. Diyoruz ki: Ekonomik suçun karşılığı ekonomik olmalı; dolayısıyla, devlet iki tacirin arasına girmemeli, dolandırıcılar istisna diyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)