| Konu: | Madencilerle ilgili konunun takiplerinde olduğuna, görüşülen torba kanun teklifine "olağanüstü hâl kanunu" denilmesinin doğru olmadığına, memuriyetten men konusundaki usulle ilgili mahkeme yolunun açık olduğuna, gözaltı süresine, Çanakkale'deki ormanlaştırma çalışmalarına ve Mimar Sinan'ın vefatının 433'üncü yıl dönümüne ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 105 |
| Tarih: | 17.07.2021 |
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Özgür Bey'in ifade ettiği madencilerle ilgili meselede cevabımızı geçen hafta vermiştik; konu takibimizde, tekrar bilgi veririm ben bir gelişme olduğu zaman arkadaşlarımıza.
Onun dışında, Sayın Başkan, ısrarla bazı arkadaşlarımız görüştüğümüz kanun teklifiyle ilgili "olağanüstü hâl kanunu" dediler; bakınız, bunu ben doğru bulmuyorum. Teknik ifadelerin, kavramların çok kıymetli olduğunu düşünen bir insanım. "Torba yasa" diye ifade edilen bu yasa teklifinin içerisinde çekten tütüne, depremden birçok desteğe çok farklı konular var. Bu kadar farklı konunun olduğu yerde sadece içerisindeki birkaç maddeden yola çıkarak "olağanüstü hâl kanunu" demek hem Türkiye demokrasisine hem bizlere haksızlık diye düşünüyorum. Pandemiden kaynaklı gecikmeler ve benzer gerekçelerle iki konudaki sürenin uzatılması gündemde; asla olağanüstü hâl değil, asla temeli, niteliği olağanüstü hâli andıran bir mesele değil. "Olağanüstü hâl" dediğiniz, bu 26 madde içerisinde 1-2 maddenin ithamıyla ilgili bir şey. Bu haksızlık diye düşünüyorum.
Değerli arkadaşlar, bununla ilgili eleştirilen iki konu var: Bir tanesi memuriyetten men konusundaki usulle ilgili bir tartışma. Buna ilişkin zaten mahkeme yolu açık ancak malum örgütün sinsiliğinden kaynaklı daha pratik iş yapmak için ve pandemiden kaynaklı gecikmeden dolayı bir yılı aşmayan bir süre talep edilmekte.
İkincisi, gözaltı süresi; kural dört gün, bu değişmiyor ancak terör iltisaklı olan konularda, yoğunluk, çok sayıda insan vesaire olduğunda mahkeme kararıyla -yasa bu hakkı direkt savcıya veya Emniyete vermiyor- bu dört günlük sürenin en fazla 2 kez uzatılması imkânı veriyor, ihtiyaç olduğu takdirde. Dolayısıyla, olağanüstü hâli kaldıran Meclisimize bu kanunla ilgili ifadenin doğru olmadığını ifade etmek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, aslında daha önce de ifade etmiştim, Grup Başkan Vekillerinin bu konuşmalarının uzamasını doğru bulmuyorum, gündemimizden çıkmayı doğru bulmuyorum ancak Kıymetli Grup Başkan Vekili "Çanakkale ormanlarına sahip çıkmadı." gibi ağır bir ithamda bulundu, bunu da külliyen reddediyorum. Birçok ilde bir tek haslet vardır, örneğin bazı illerimizin sahili vardır, başka bir özelliği olmayabilir; bazısında orman vardır, başka bir özelliği olmayabilir; bazısında sanayi vardır, başka bir şey olmayabilir ama Çanakkale'mizde Türkiye'de ne varsa -hamdolsun- var. Orman da çok kıymetli Çanakkale'de; orman köylümüzün çalışması, emeği çok özel. Uzamasın diye, sadece birkaç şey söylemek isterim. Çanakkale Köprüsü'nün planında Sayın Başkan, Kilitbahir hattı var, orman hattı; Kilitbahir'den Çanakkale'ye geçilecekti -küçük bir alandır orası- çok daha büyük masraflar yapılarak, sadece ormana, tabiata, doğal güzelliğe zarar vermesin diye 30 kilometre daha geniş bir yere alınarak Lapseki-Gelibolu hattına alındı. Sırf ormana, tabiata zarar vermeyelim diye.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bu hassasiyetimizi lütfen anlayın artık.
Onun dışında, Sayın Başkan, nerede yanan bir tek ağacımız varsa mutlaka hemen, derhâl orayı ormanlaştırıyoruz, ağaç dikimine başlıyoruz. Sadece son yılda Orman Bölge Müdürlüğümüz -omuz verdik, destek olduk- 6 milyon fidan yetiştirdi. Bu 6 milyonun 3 milyonunu köylüye dağıttık, köylülerimiz diktiler; 3 milyonu için de ilgili kamu kurumları adım attı.
Türkiye'de özel bir proje, bal ormanı kuruyoruz. Çanakkale küçük bir ilimizdir, biliyorsunuz; buna rağmen şu an Çanakkale'de 15 tane bal ormanımız oldu, bunu da artıracağız. Türkiye'nin gelecek dönemde en kıymetli ballarından bir tanesinin de Çanakkale'de üretildiğini görme imkânı bulacağız.
Tıbbi aromatik bitki bahçeleri kurmaya başladık, bunları artırıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Türkiye'de yangın helikopterleri ortalama 2-3 ton su taşır. En büyüklerden bir tanesi olan, 10 ton su deposu olan özel bir helikopteri yangınla mücadele için Çanakkale'ye konuşlandırdık gibi sayfalarca not aktarabilirim. Ben Sayın Başkanı bu konuda insafa davet ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün çağları aşan büyük deha Mimar Sinan'ın vefatının 433'üncü yılı. Mimar Sinan'ın yaptığı Selimiye Camisi, Kuşkonmaz Camisi, Süleymaniye Camisi gibi eşsiz eserler, köprüler, külliyeler hâlen tüm heybetleriyle zamana meydan okuyor; âdeta tarihi selamlıyor, bizleri selamlıyor.
Mimarlık tarihine damga vurmuş büyük usta "Koca Sinan" olarak anılan Mimar Sinan'ı rahmetle, minnetle yâd ediyoruz.
Başarılı bir yasama günü olmasını temenni ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.