| Konu: | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 104 |
| Tarih: | 16.07.2021 |
AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine şahsım adına söz almış bulunuyorum.
İktidar partisinin adı "adalet"le başlıyor ama maalesef, şu anda, adaletle ilişkilendirmek için zorlama yapmamız gerekiyor. Hâlbuki adalet, hem millî hem de dinî kültürümüzün ana unsurudur. Bakın, Kutadgu Bilig'de "Hükümdar, adalet, doğruluk ve kanundur; üç ayaklı bir tahtı vardır, üç ayak sağlam oldukça taht sallanmaz." deniyor. Ayrıca, hükümdar Kün Togdı şöyle der: "Ben işleri bıçak gibi keser atarım, hak arayan kimsenin işini uzatmam." Yani adalet gecikmemelidir; mazluma tatlı dil, güler yüz, zalime çatık kaş ve sertlik haktır. Hükümdarın oturduğu bu tahtın ayaklarından birisi adalettir, adalet olmazsa taht sağlam duramaz.
Maalesef, "adalet" kavramı bugün devlet yönetiminden silindi. Adaletin yozlaşması iktidarın elinde bir tehdit unsuru olarak duruyor. İktidar partisi, muhaliflerini bastırmak, otoritesini korumak ve güçlendirmek için hukuksuzluğa sığınıyor. Bunun için de olağanüstü hâl büyük nimet.
Değerli arkadaşlar, bakın, biz terörle sonuna kadar mücadele edilmesini istiyoruz fakat burada da bir hukuk devletine yakışır şekilde adil olunmasını bekliyoruz. Terör örgütünü bahane ederek adaletsiz hükümler vermek devletimize yakışmaz. Yaptıklarınız sadece sizi bağlamıyor, Türkiye Cumhuriyeti devletinin imajını da etkiliyor.
Bugün, FETÖ bağlantısı somut delillerle ispat edilemeyen kişiler işlerinden edilebilirken, terör örgütü lideri Fetullah Gülen'e methiyeler düzen, örgüte destek verenlerden üst düzey görevliler, iktidara yakın isimler hâlâ kaldıkları yerden devam ediyor. Hiçbir tanıdığı olmayan insanlar "Gazeteye abone oldu." diye cezalandırılırken, bir gazeteci tanıdıklarına kefil olup onları kurtarabiliyor. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Parası olmayan, örgüt üyesi de olmayanlar "Bank Asyaya para yatırdı." diye terörist ilan edilirken, bu bankada on altı sene yöneticilik yapan bir kişi kamuda üst düzey bir göreve atanabiliyor çünkü sadece sizin zümreniz aklını kiraya vermiyor, tabii ki size göre. Vatandaşlar için suçun şahsiliği ilkesi görmezden gelinirken, kardeşi FETÖ'cü olanlar bakan ya da büyükelçi olabiliyor. Evet, burada doğru olan suçun şahsiliğidir, adil olan budur fakat maalesef, sizin kurduğunuz düzende yargınız yalnızca nüfuzlu insanlara adil davranıyor. "FETÖ borsası" adı altında -bu tabir de bize ait değil- ilgisiz de olsa birçok kişi resmen fidyeye bağlanmış, malları, mülkleri gasbedilmiştir. Bu durumlar yapılmış basit hatalar değildir, "At izi it izine karıştı." diye geri çekebileceğiniz bir şey değil; terörle mücadele meselesi önemlidir, taviz vermemek gerekir fakat siz terörle mücadeleyi muhalifleri baskılamak için de kullanırsanız, gözaltıları işkence uygulamalarına dönüştürürseniz terörle mücadele itibarsızlaşır.
Değerli milletvekilleri, maalesef, iktidar partisi FETÖ'yle etkin ve hızlı bir mücadele gerçekleştiremedi. Bugüne kadar geçen beş yıllık sürede yeterli tedbir alınamamış, siyasi ayağıyla mücadele için gerekli adımlar atılmamış fakat şimdi OHAL'i bir sene daha uzatarak terörle etkin mücadele edeceğinizi söylüyorsunuz.
Bu kanun teklifiyle bir sene daha gözaltı süresini on iki güne kadar uzatmanız, iltisak gibi soyut suçlamalarla kişi veya kuruluşların mülkiyetini gasbetmeniz, ayrıca bu suçlamalarla kişileri işten çıkarmanız, meslek icrasından men etmeniz ya da pasaportuna el koymanız terörle mücadelemize ne gibi bir katkı sağlayacak?
Değerli arkadaşlar, Türkiye acilen normale dönmelidir, bu durum dünya nezdinde imajımızı olumsuz etkiliyor. Evet, Türkiye'nin terör örgütleriyle mücadele etme hakkı vardır, biz de onun arkasındayız. Terörle mücadele konusunda bir engel varsa ya da siz bir engel görüyorsanız hukuka uygun gerekçesiyle bunu getirin düzeltelim, biz buna hazırız; yeter ki atalarımızdan tevarüs ettiğimiz adaletli devlet geleneğine uygun olsun.
Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)