GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ENERJİ SEKTÖRÜNÜN SORUNLARINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:58
Tarih:29.01.2013

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; enerji sektörünün sorunları hakkında gündem dışı söz aldım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Basın toplantıları dâhil, Türkiye Büyük Millet Meclisinin her zemininde, zaman zaman enerji sektörü ve sorunlarına ilişkin görüşlerimi yüce Meclis ve kamuoyuyla paylaşma imkânı buldum. Bu konudaki konuşmalarımda zaman zaman eksiklikleri ifade ve tenkit, zaman zaman yapıcı eleştirilerimi de dile getirdim. Son dönemde, iktidarın, özensiz, zamansız birtakım çakma tasarı ve çıkma tekliflerle enerji sektörü problemlerine çözüm buluyormuş edası ile işleri iyice karmaşık hâle getirdiğini görmekteyiz. İktidar, özellikle enerji konusunda işlerini iyi takip etmemektedir. Komisyonlarda üyelerin daha detaylı bilgi edinmesi engellenmekte, iktidar mensupları kulislerde özel sektörle görüşmeyi ve komisyonlarda âdeta özel sektörle bilgi paylaşmasında muhalefetin olmamasını gerektiren hareket tarzını benimsemektedir.

Enerji sektöründe problem artık iktidarın bizatihi kendisi olmuştur. Ülke, elektrik üretiminin yarısını doğal gaz ile gerçekleştiriyor. Ülke, ithal ettiği doğal gazın yüzde 50'sini, 60'ını elektrik üretmek için kullanıyor. Dünyada ithal doğal gaza elektrik üretimi için bu kadar bağımlı ülkeler herhâlde parmakla sayılabilecek kadar azdır. Ülkemiz ithal doğal gaz bağımlılığı ile Rusya Federasyonu ve İran ile diğer bazı ülkelerin insafına terk edilmiş durumdadır. Dış politikamız da bu ülkelerle iyi gitmemektedir. Bu durum stratejik olarak, tabiri caizse, sakattır.

Hükûmetin anlamadığı, enerji politikalarının salt piyasanın insafına bırakılamayacağıdır. Salt piyasa sizi Erbil'e giderken Kayseri'ye indirir, siz de cevap veremezsiniz. Zaten son günlerde söylentisi bile çok yoğun olan, Kuzey Irak'ta Barzani'yle yapılan ve kamuoyundan gizlendiği söylenen antlaşmanın Irak ve ABD tarafından benimsenmediğidir. Hükûmet ise bu konuda şeffaf davranmamaktadır. Enerji yüzünden ülkeler savaşları bile göze almaktadırlar. Çevremizin ateş çemberi hâline gelmesinin nedenlerinden biri de budur.

Türkiye'de enerji talebi rekor seviyede artıyor. Yıllık enerji talep artışı hızı ortalama, Avrupa Birliğinin 3 misli. Enerji tüketimi artışının en belirleyici alanı elektrik talebidir. Her on yılda bir katlanmaktadır. Elektrik talebi yüzde 7-8 artacak. Bu, gelecek on yılda 100 milyar dolarlık yatırım istiyor. Bunların tartışılacağına Hükûmet ve iktidar bundan kaçıyor.

Şimdi, Hükûmet, Elektrik Piyasası Kanunu Tasarısı'nı komisyondan nasıl olur da en az görüşmeyle çıkarırız peşinde. Sadece adında adalet olan iktidar bu konuda şeffaf değil. Muhalefetin mümkün olduğunca bu işten uzak kalmasını arzu ediyor. Teşvik mevzuatı hazırlanırken Sayın Bakanın bile haberi yok, AKP milletvekillerinden bazılarının haberi var. Bunu toplantılarda sorduğumuzda -hepimizin önünde- açık ve rahat bir şekilde görüyoruz. Bizce anlaşılır bir durum da değil bu durum ama AKP'lilerce olabilir mi? "Bilmiyorum" diyemeyeceğim, gözümüzün önünde olan biten bir olay.

Hükûmetin bakanı Afyon'da konuşuyor -kayıp kaçak konusunda ibretlik sözler- ne diyor? "Dicle ve Van bölgesi ile alakalı kayıp ve kaçakları bir yana bırakırsak" diye izahata giriyor. Dicle ve Van bölgesi "müzakere" denilen zillete, bir yana bırakılmaya karar verildiyse bilmem ama Denizlili sanayicinin hakkını kim, Patagonya hükûmeti mi koruyacak?

Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ederim Sayın Başkan. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Ayhan.