GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Turizmi Teşvik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:103
Tarih:14.07.2021

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu madde kapsamında yapılan düzenlemede mera, yaylak ve kışlaklar turizm yatırımına açılmaktadır; böylece ot bedelini hazine adına tapuya tescil ettiren herkes hayvancılık için ayrılan mera, yaylak ve kışlakları amaç dışı turizm amaçlı kullanabilecektir deniyor. Şimdi, biz de biliyoruz ki bu tahsisler yapıldığı andan itibaren maalesef, hiç de kanunda görüldüğü gibi olmuyor, bunun geri dönüşü de mümkün değil yani bugün Türkiye'de hayvancılığın nereden gelip nereye gittiğini hepiniz gayet iyi biliyorsunuz; her geçen gün maalesef, geriye doğru gidiyoruz. Eğer biz bu doğal ortamları da bu yaylakları da turizm faaliyetlerine açarsak inanın, Türkiye'de doğal hayatı koruma yönünde çok ciddi sorunlar yaşayacağımızı ifade ediyorum, buradan bir kez daha sizlere hatırlatıyorum.

Yine, mera, yaylak ve kışlak gibi tarım ve hayvancılık açısından çok önemli olan doğal yaşam alanlarının turizme açılarak amaçları dışında kullanılmasına izin verilmesi, ülke çapında bu alanların dönüşü olmayan şekilde tahrip edilmesine ve asıl işlevini yitirmesine neden olacaktır.

Biz biliyoruz ki -özellikle son dönemde karavan turizmi de dâhil- sahilde 50 metreden başlamak üzere bazı yerlerde 50 metre, bazı yerlerde de 100 metreden itibaren yapılaşma oluyor ama karavan turizminde bu 50 metre. Şimdi, öyle şeyler geliştiriyorlar ki "Biz, burada karavan turizmi yapacağız." derken oluşturdukları yapılar kalıcı yapılara dönüşüyor. Yani, oraya koydukları konteyner tipi geçici gibi gösterilen, aslında kalıcı olan, elde edilen bu haklar -yirmi yıl, otuz yıl neyse- aynı şartlar altında dağıtılıyor ve satılıyor yani sonuç, amacının dışında kullanılıyor. Dolayısıyla, bu tahsisleri verirken, bunların üzerinde dururken çok ciddi düşünmek lazım, buna göre hareket etmek lazım. Bugün tahsis ettiğiniz alanlara baktığınız zaman turizm amaçlı tahsis ettiğiniz alanların üzerinde, işte oralarda 200, 300 hatta 1.000 yataklı tesisleri çok rahat görebilirsiniz. Onun için doğal hayata fazla dokunmamak lazım.

Mesela bunlardan bir başka örnek, özellikle Samsun için söyleyeyim: Samsun'da Kızılırmak Deltası var. Kızılırmak Deltası'nın üzerinde neler var, ben size söyleyeyim. Belki bu alandaki arkadaşlarımızdan bilmeyen de olabilir. Şöyle söyleyeyim: 386 çeşit kuş türü var, yine bunun yanı sıra Subasar Ormanları var, yine doğaya salınmış manda varlığı var, Türkiye'de bir başka yerde olduğunu düşünmüyorum; yine bu sit alanı içerisinde Kızılırmak Deltası üzerinde yılkı atlarının yaşadığı doğal ortam var. Burada tabii, belli tesisler yapıldı ama sonunda biz ne yaptık, biliyor musunuz? Orada bir yere dedik ya "Burada düğün salonu olsun." Ya, burada müzikli, eğlenceli bir şey olduğu zaman, orada yumurtlama dönemi olan kuş türleri var, barınma şansı var mı? Yok. Neyse, sağ olsun, sağduyu galip geldi ve bu, buraya yapılmaktan vazgeçildi.

Yine bunun üzerinde irili ufaklı 20 tane göl var, lagünler var. Yine bunun paralelinde, şöyle söyleyeyim: Belki de aynı anda onlarca leylek yuvasının olduğu doğal ortam var. Yani bizim buraların Dünya Mirası'na girmesi için zaten müracaat da yapıldı ama maalesef, belli eksiklikler olduğu için dünya doğal mirasına giremedi ama ümit ediyoruz, bundan sonra girer. Hatta orada geçtiğimiz dönemde bir de yangın çıktı bu alan içerisinde. Bu arada Türkiye'de özellikle orman yangınları dâhil, kıyılarda çıkan yangınlar dâhil çok meşhur. Burada da bizim endişemiz vardı yani "Yine burada bu yangından kaynaklanan bir yapılaşma olur mu?" diye, ümit ediyorum ki olmaz.

Yine bir başka doğal olaydan bahsetmek istiyorum. Burada yine Samsun milletvekillerimiz var, onlar da bilir. Mesela Alaçam'da ne var? Sahilde kum zambakları var, belki Türkiye'de hiçbir sahilde olmayan... Bir sahil düşünün, bir plaj düşünün, böyle, gelincik tarlası gibi zambakların olduğu bir alanı düşünün ama bu konuda uzman olmayan, hiçbir bilgisi olmayan belediye görevlileri bunların hepsini ot niyetine sıyırdı geçti gitti. Hâlbuki bunlar dokunulması bile yasak olan ürünler yani demek ki bizim bu konuyla ilgili daha ciddi bilinçlendirme yapmamız lazım. Bu turizm alanlarında faaliyet gösteren her kim ne olursa olsun, ne vasıfta insanlar olursa olsun muhakkak deneyimli ve de eğitimli olması lazım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Toparlıyorum Başkanım.

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Yine bir örnek -Gümüşhane milletvekillerimiz burada- meşhur bir gölümüz vardı, ne oldu? Bozuldu, suyla doldurduk, eski hâline döndü mü? Dönmedi ve bundan sonra da dönmeyecek. Demek ki bu doğal alanlarla ilgili muhakkak her zamankinden daha titiz davranmamız lazım ama maalesef bu alanlarla ilgili yapılaşma vardı, biliyorsunuz geçtiğimiz dönemde biz imar barışı çıkardık. İnanın, bu imar barışından istifade eden binaların -işte "yayla evleri" deyin, adına ne söylerseniz söyleyin- çoğu bu yaylak alanları üzerinde. Biz bunlarla ilgili bir sürü yasa çıkardık "Yıkılacak." diye, bunların yüzde 90'ı yerinde duruyor yani Türkiye'de hiç kimse yapılan bir şeyin yıkılacağına inanmıyor. Dolayısıyla, kanunların caydırıcı gücü olmadığı için, yaptırım gücü olmadığı için bu işlerle ilgili de sonuç alamıyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Toparlıyorum Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun.

BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Sonuç itibarıyla dediğimiz şudur: Biz bu yaylakların ve kışlakların -muhakkak Türkiye'nin turizme, turizm gelirine ciddi ihtiyacı var ama- turizme açılmaması lazım. Bunların biz değerini bilmiyoruz, tahrip ettikten sonra geri dönüşünün mümkün olmadığını onlarca örnekte gördük, yaşadık ve anladık.

Ben bunları dikkate alacağınızı ümit ediyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)