GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 15 Temmuza en büyük ihanetin olağanüstü hâl kararı ile 15 Temmuzu eşleştirmek olduğuna, olağanüstü hâl kararının bütün partilerin imzasıyla FETÖ'yle mücadele için çıktığına, TRT Yönetim Kuruluna yapılan atamalara, Osman Öcalan'ın TRT'ye değil TRT Kurdî'ye çıktığına ve orada YPG ile PKK'yı lanetlediğine, Türkiye'deki demokrasi yarışında partilere karşı şiddet kullanan kim varsa karşısında olduklarına ve kınadıklarına, 14 Temmuz Türkmen katliamının yıl dönümüne ve 15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümüne ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:4
Birleşim:103
Tarih:14.07.2021

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Aslında gündeme geçmeden önce Grup Başkan Vekillerimize, tüm partilerimize bu hakkı tanımanız, siyasi polemiklerden uzak, sadece gündemi değerlendiren kısa birer konuşma niteliğinde. Ancak arkadaşlarımız konuları polemik zeminine çekince, biz cevap vermeyince bu başka bir tartışma konusu oluyor. İsterdik ki bugün sadece 15 Temmuzu, şehitlerimizi, gazilerimizi analım; isterdik ki benzer konuları değerlendirelim; Kerkük var, siyasi partilere saldırılar var, bunları değerlendirelim ama böyle, her biri ayrı başlık olan ve çok uzun tartışmayı gerektiren konuları bu zeminde açmamak daha doğru diye düşünüyorum Sayın Başkanım, takdirlerinize sunuyorum.

Örneğin, şimdi, ben nasıl, kendi konuşmamı yapmadan önce son konuşan Grup Başkan Vekilinin FETÖ'cüler ile olağanüstü hâlin neredeyse aynı dile devşirildiği, dönüştüğü bir ithamı cevapsız bırakabileyim? Yani burada neredeyse FETÖ'nün dışında herkes suçlu oldu, sırf FETÖ suçlu olmadı.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Olur mu!

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Böyle bir yaklaşım olabilir mi?

15 Temmuza en büyük ihanet olağanüstü hâl kararı ile 15 Temmuzu eşleştirmektir Sayın Başkan. Olağanüstü hâl kararı bütün partilerin imzası ile kararlarıyla FETÖ'yle mücadele için çıkmıştır. Uygulamada hatalar varsa revize ederiz, düzeltiriz; kaldı ki binlerce ihraçtan bizim kurduğumuz Komisyonun inceleme sonucunda çok azı geri dönmüştür yani doğru işler de yapılmıştır, onu demeye çalışıyorum.

Şimdi, siz olağan...

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Niye terk etmiyorsunuz hâlâ...

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Hanımefendi, hep böyle yapıyorsunuz, susar mısınız Allah rızası için ya, bu ne ya!

Meral Hanım...

Sabahtan beri hakaret ediyorsunuz. Şehitleri anmadınız, grubunuz 15 Temmuzu görmedi bile, ağzımı açınca konuşmaya başlıyorsunuz; yapmayın bunu, yapmayın bunu!

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Yarın, yarın; bugün değil.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Hanımefendi bağırma sorumlusu mu? Her başladığımda aynı şeyi yapıyor, dün de yaptı aynısını.

SEPRİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Niye OHAL'e sarılıyorsunuz hâlâ? Onu soruyorum.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Lütfen...

Sayın Başkanım, müdahale eder misiniz?

Hazmedemiyorum Sayın Başkan; 15 Temmuzu anmayacaksınız, daha bir cümle edince de itham edeceksiniz. Bu yanlış bir şey Sayın Başkan.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Bülent Bey, yarın 15 Temmuz, göreceksiniz...

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Değerli arkadaşlar, olağanüstü hâli FETÖ'cülerle eşleştirmek en büyük ihanettir

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Başkan.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Olağanüstü hâl, FETÖ'cülerle mücadele etmek için, hatta tüm partilerimizin oy vererek kabul ettiği, destek olduğu bir arınma mücadelesinin başlangıcıdır. O yüzden, olağanüstü hâli itham etmek iddiası ile FETÖ'cüleri kıymetli kılmak aynı şey; yapmayın bunu!

Sayın Başkan, ne yapacaktık olağanüstü hâli ilan etmeyip de, ne yapacaktık? Yani şunu demek istiyorum: Ortada bir gerçek var, elli yıllık bir örgüt var.

SEPRİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Hapishaneler siyasetçilerle dolu.

ÇİĞDEM ERDOĞAN ATABEK (Sakarya) - Bir dinlemeyi öğrenin!

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bu elli yıllık örgüt her tarafa girmiş, her tarafta olmuş; bunlarla mücadele etmeyeceğiz...

SEPRİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Hapishaneler siyasetçilerle dolu.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Siz FETÖ'nün avukatı mısınız hanımefendi?

SEMİHA EKİNCİ (Sivas) - Grup Başkan Vekiliniz dururken...

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bir susar mısınız.

Bir daha söylüyorum Sayın Başkan: Biz konuşurken çok rahatsız oldum, Osman Öcalan'la ilgili bizi suçladılar, FETÖ'yle ilgili bizi suçladılar; bir kişi ağzını açmadı, bir kişi itham etmedi ama utanmadan hâlâ FETÖ'nün ayağına basınca birisi bağırmaya başlıyor, buna izin vermeyin artık.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) -FETÖ sizin içinizden çıktı.

ÇİĞDEM ERDOĞAN ATABEK (Sakarya) - Hâlâ konuşuyorsun!

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Siz de lütfen müdahale edin Sayın Başkanım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Başkan.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bakınız, derdim bu değildi aslında, konuşmam başkaydı ama ağırıma gidiyor. FETÖ'cüleri bir anlamda aklayan, OHAL'i itham eden bir anlayışın kime faydası olduğunu, konuşan başta olmak üzere tüm Meclisin takdirine sunuyorum Sayın Başkanım.

Değerli arkadaşlar, bir diğer mesele -yine, konunun dışındaydı bu, siz açtınız- TRT'de yönetim değişikliği olmuş, buradan çıkıp sistem tartışmasına, şahsi atamalara, birtakım yazarların, Yönetim Kurulu üyelerinin ithamına varan söylem. Bir defa, kendisi burada olmayan insanların bu denli rencide edilecek şekilde ithamını doğru bulmuyorum, ahlaki bulmuyorum ancak bu değişim -çok zor değil, girin Google'a bakın- herkesin kendi alanında -İletişim Başkanlığından var, gazetecilerden var, TRT'nin eskilerinden var- çok kıymetli çalışmalarla yapılmış bir atama. Sizin dediğiniz olmayınca herkes yandaş, dediğiniz olunca tersi. Bu, doğru bir yaklaşım değil. Bir daha söylüyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - TRT, şu son dönemde muazzam bir vizyonla, büyük bir uygulamayla 14 televizyon kanalına sahip olmuş, 41 dilde hazırlanan internet siteleri, çok sayıda bölgesel, yerel, ulusal radyo kanalıyla sayısız filme, çizgi filme, belgesele imza atarak örnek bir devlet kurumu hâline gelmiş. Keşke bütün kurumlar bu kadar çalışsa da her kurum başarılı olsa bu kadar. O yüzden gururla söylüyorum: İbrahim Eren'i de yönetimini de tebrik ediyorum.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Almasaydınız görevden.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Ama şimdi, yeni gelen arkadaşlarımızın İbrahim Bey'den, yönetiminden daha büyük işler yapmasını bekliyoruz. Her bir arkadaşımız kıymetlidir; yok "Fahrettin Altun'un adamıymış", yok "pelikancıymış..." Değil kardeşim.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Değil mi? Bülent, yemin et.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bir dakika, müdahale etme.

Atanan insanlar, İletişim Başkanlığında çalışmış, Basın İlan Kurumunda yöneticilik yapmış ilgili arkadaşlarımız. Göreceksiniz, çok kıymetli işler yapacaklar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Fakat Sayın Başkan, bir konuyu daha revize etmek isterim. Ne zaman "TRT" dense ne zaman bir siyasi polemik olsa dönüp grubumuza karşı "Vay, Öcalan'ı çıkardınız, Osman Öcalan'ı çıkardınız." diye ithamda bulunmanızdan artık gına geldi, bu, dilinize pelesenk oldu.

Bakınız Sayın Başkan, nedir bu mevzu? Hiç buna bakmadan, ayrıntısını incelemeden bu kadar ağır ithamı biz hak etmiyoruz Sayın Başkanım. Bakınız, Osman Öcalan TRT'ye çıkmadı, TRT Kurdî'ye çıktı, bu bir. (İYİ Parti sıralarından gülüşmeler)

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Hiç komik değil. Bir yere geleceğim.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Haydi, haydi(!)

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Beyefendiler böyle bir konuya gülüyorlar ya söyleyeceğim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, izin verecek misiniz.

BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Başkan.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - TRT Kurdî'ye çıktı ve konuşması Kürtçe verildi, Türkçe altyazı bile verilmedi ve o konuşmada...

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Biz anlamayalım diye!

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Türkler duymasın diye!

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Ne kadar terbiyesiz bir yaklaşım ya!

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Terbiyesizlik değil.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Çok terbiyesiz bir yaklaşım!

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sen niye böyle bir şey yapıyorsun ya! Bana da neler söylüyorlar.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Müdahale etmeyin gözünüzü seveyim ya!

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Neyse, tamam.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Çok ayıp bir şey Başkanım ya!

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, yani istirham ediyorum, konular...

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Çok ayıp bir şey ama ya! Hep böyle yapıyorlar ya! Hiç ağzımı açmadım siz konuşurken ya.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Ne dedik ki? Terbiyesizlik değil ki "Türkler duymasın." dedi.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - "Türkler duymasın." dedim.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Hayır, başka bir şey söyledi.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Her şeyi yanlış anlıyorsun, kendi kendine yükseliyorsun.

BAŞKAN - Sayın Turan, lütfen buyurunuz.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan "TRT Kurdî" deyince gülüyorlar ya, gülsünler; biz ne yaptığımızı biliyoruz. TRT Kurdî Kürtçe yayın yaparak Kürtçeden başka dil bilmeyen vatandaşlarımıza terör örgütünün nasıl bir melanet olduğunu anlatan bir kanal. Öcalan'ın konuşmasını elime aldım, şimdi çıkardım, siz de bakın lütfen. Ne demiş diye baştan aşağı bakıldığında, bu adam ısrarla bu örgütün Kürtlere zarar verdiğini söylüyor; yapmış olduğu konuşmada ısrarla Kandil'in meşruiyetini kaybettiğini söylüyor; ısrarla YPG'yi, PKK'yı lanetliyor. Adam özür diliyor âdeta, pişmanlık duyuyor âdeta. Siz şimdi, bu adamın konuşmasını hiç duymayacaksınız, görmeyeceksiniz bu adamın Kürt vatandaşların üzerindeki muhtemel etkisini değerlendirmeyeceksiniz ama daha ötesi, bu adamın TRT'den önce...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Turan.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - ...Habertürk'e, İHA'ya, NTV'ye, Milliyet'e; onlarca kanala çıktığını görmeyeceksiniz; sadece İbrahim Eren'e kızmak için, AK PARTİ'ye çatmak için bunu kullanacaksınız. Bir defa olsun, NTV'ye çıktığında, Milliyet'e çıktığında, aynı şekilde İHA'ya çıktığında ağzınızı açtınız mı? Sadece Öcalan değil, çok sayıda, terör örgütüne gitmiş ama pişmanlık duymuş kişi çıktı o televizyona. Hatta 14 yaşında bir kızımız, terör örgütüne gidip pişman olduktan sonra, o konuşmalarında, annesi -Diyarbakır Annelerinden- bunu görerek teslim aldı, yani büyük bir hayra vesile oldu.

Altını çiziyorum: Öcalan'ın çıkması değil, Öcalan'ın ne dediği önemli. Siz bundan niye rahatsızsınız, onu anlamıyorum ben. Eğer bir terör örgütü mensupluğu yapmış, sonradan da yaptığı işin ne halt olduğunu görmüş, pişmanlık duymuş, gelip de "Yapmayın, bu örgüt yanlış." demişse, "Kızlara tecavüz ediliyor, erkekler dağa kaçırılıyor." demişse bundan niye rahatsız oldunuz?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Turan.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bundan PKK rahatsız olabilir, bundan YPG rahatsız olabilir ama bundan sizin rahatsız olmanızı çok garipsiyorum Sayın Başkan.

Osman Öcalan'ın diğer kanallara çıkmasını söylemeyip de sırf TRT'yi kullanıyor olmanın da hangi anlama geldiğinin altını çizmek istiyorum. Bakınız, şimdiye kadar "Osman Öcalan çıktı." derken bu arkadaşlarımızın bir kez olsun "YPG terör örgütü değildir." diyen Genel Başkana ağzını açmamasının da altını çiziyorum. Aynı şekilde "Osman Öcalan TRT'ye çıktı, TRT bunu niye çıkardı?" diyen arkadaşlarımızın "Apo'nun heykelini dikeceğiz." diyenlerden kahvaltı randevusu beklemesinin altını çiziyorum. O yüzden diyorum ki Sayın Başkan: Hilal Kaplan ve diğer yönetim kurulu üyeleri... Yeni dönemde Osman Öcalan'ın TRT'de yemek programı yapmayacağından eminim ama siz Demirtaş'la kahvaltı yaparsanız bunun magazin programlarında sunulacağından da aynı şekilde eminim Sayın Başkan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Sayın Başkan...

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, bitmedi daha.

Gündeme geçiyorum.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Daha bitmedi mi?

BAŞKAN - Tamamlayalım efendim.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, az önce ifade ettiğim "Polemikler bizi buraya getiriyor." bölümüydü, şimdi gündeme geçiyorum izin verirseniz.

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Başkanım, hangi partiye olursa olsun, Türkiye'deki demokrasi yarışında partilere karşı silah kullanan, şiddet kullanan kim varsa karşısındayız, kınıyoruz, geçmiş olsun diyoruz.

Sayın Başkan, bugün 14 Temmuz, Kerkük katliamının 62'nci seneidevriyesi. Tarihe kara bir hatıra olarak geçen bir katliam daha yaşadık. "Kerkük benim, demek ayrı gördüler / Şu döşüme paslı hançer vurdular / Sanki benim öz evime girdiler / Oğlum gibi ağlayan vatan Kerkük." diyor; katliamda şehit olan Türkmen kardeşlerimizi rahmetle, minnetle yâd ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yarın 15 Temmuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Turan.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, yarın 15 Temmuz, hain darbe girişiminin 5'inci yıl dönümü. Şehitlerimizden, gazilerimizden dolayı hüzünlüyüz. Milletimizin yazdığı destandan dolayı da büyük gurur taşıyoruz. 15 Temmuz, milletimizin sonsuza kadar büyük bir gururla taşıyacağı bir şeref nişanesidir. 15 Temmuz, darbecilere geçit vermeyen bir demokrasi mücadelesidir. 15 Temmuz, imanla, inançla verilen mücadele karşısında tankların, silahların, bombaların çaresiz kaldığının tüm dünyaya gösterildiği özel bir gündür. 15 Temmuzda teslim alınmak istenen milletimizdi, millî iradeydi ancak teslim alınan darbeciler oldu. Millet olarak ne yazık ki darbelerden, darbecilerden, bunlara sessiz kalanlardan çok çektik. Ülkemizi onlarca yıl geriye götüren darbelerden dolayı büyük bedel ödediğimizi biliyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Turan.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - O karanlık yıllara bir kez daha dönmek istemeyen milletimiz, millî iradesine canı pahasına sahip çıktı. FETÖ orijinli küresel bir proje olan 15 Temmuz, milletin kararlılığı karşısında mahvoldu. Ülkemizin dört bir yanında olduğu gibi, Gazi Meclisimiz de asrın ihanetine direndi. Meclisimizi 11 kez bombaladılar, tanklarla Meclise girmeye çalıştılar. Gazi Meclisin açılması, Meclisimizin görevinin başında olduğuna, millî iradeyi temsil etmeye devam ettiğine ve teslim olunmayacağına yönelik önemli bir mesaj oldu.

O gece tüm partilerden Gazi Meclise gelen vekillerimize tekrar yürekten teşekkür ediyorum. 15 Temmuz hain FETÖ darbe girişiminden sonra geçen beş yılın ardından milletimizin istiklali, istikbali ve istikrarı adına gösterdiği kararlılığın devamını diliyoruz, bekliyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Turan.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - 15 Temmuzda kastedilen bir diğer husus aslında birlik ve beraberliğimizdi. 15 Temmuzda emellerine ulaşamayanlara karşı güçlü bir şekilde durmak, birlik ve beraberlik mesajı vermek, biz siyasilerin ortak sorumluluğu olması gerekir. FETÖ'yle ve diğer tüm terör örgütleriyle mücadele etmek, partilerüstü bir mesele olması gerekir Sayın Başkan. Türkiye'nin demokrasisini ve ekonomisini daha da güçlendirmek, hepimizin ortak sorumluluğu olması gerekir. Bu konuda liderlerin, Grup Başkan Vekillerinin, siyasi partilerimizin vekillerinin sosyal platformlarda, STK toplantılarında ama Genel Kurulda hassaten daha dikkatli bir dil kullanması gerekir Sayın Başkan. FETÖ'yü cesaretlendiren, 15 Temmuzu itibarsızlaştıran adımlardan, ifadelerden uzak durmak gerekir Sayın Başkan. Unutmayalım ki bugünün adı, 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü'dür. Her türlü kavgamızı, tartışmamızı, polemiğimizi elbette yaparız, yapacağız ancak bugün, bir olmayı, ortak söylemde buluşmayı başarmalıyız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım efendim.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Ne o gece yaşananları unutacağız ne de unutturacağız. Şehitlerimize layık olabilmenin bilinciyle, daha güçlü bir Türkiye inşa etmek için gece gündüz demeden çalışmaya devam edeceğiz. Bilinmelidir ki diğer terör örgütleriyle olduğu gibi, FETÖ'yle de sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.

Hain darbe girişiminin 5'inci yılında 15 Temmuz şehitlerimizi, gazilerimizi ve bu vatan uğruna can vermiş tüm kahramanlarımızı rahmetle, saygıyla minnetle yâd ediyoruz; aziz milletimizin 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü'nü kutluyoruz.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)