GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:100
Tarih:07.07.2021

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

13'üncü madde üzerinde zaten Komisyonda söylediğimiz, önerdiğimiz hiçbir şeyi dikkate almadınız dolayısıyla ben, bu hafta memleketin değişik yerlerinden muhtarlarımızın bazı talepleri var, onları burada gündeme getirmeye çalışacağım.

Birincisi, Havza Hacıdede Mahallesi Muhtarı Rıza Kurt diyor ki: "Samsun'un Havza ilçesine bağlı Hacıdede Mahallesi yol problemiyle karşı karşıyadır. Geçtiğimiz ay yaşanan sel felaketinde oldukça zarar gören, öncesinde alınmayan tedbirler neticesinde yürünemeyecek hâle gelen Hacıdede Mahallesi'ni Şeyhkoyun mahallesine bağlayan ortak yol acilen parke taşıyla döşenmelidir. Hacıdede köyünün merkezinde olan köy yolu 700 metre uzunluğundadır, toplam uzunluğu 1 kilometredir. Başvurmadığımız yer kalmadı. Yağan yağmurlarda köye gitmemiz mümkün değil. Artık mevsim başladı; buğday, ayçiçeği ve şeker pancarı yetiştiriyoruz ama maalesef, ürünümüzü pazara ulaştırmakta zorluk çekiyoruz. Artık Mecliste sesimizi gündeme getirin."

İkincisi, Kelkit Merkez Mahalle Muhtarı Muhammet Dağdelen de diyor ki: "Kelkit ilçesinde bulunan Sadak Barajı 2014 yılında su tutmaya başladı. 2016 yılında sulama projesinin ihalesi yapılmasına rağmen yedi yıldır bitmeyen arızalar süreci yaşanmaktadır. Bu arada, arazi tamamen kuraklığa teslim edilmiştir. Toplam arazi 63 hektar. Kuru fasulye yetiştiriciliğinde Türkiye'de 8'inci sırada olan Gümüşhane'mizin verimlilik katsayısı, Sadak Barajı inşaatının uzaması nedeniyle düşmektedir. Kelkit havzasında geçimini tarım ve hayvancılıktan sağlayan çiftçilerimiz şu dönemde suyla buluşmak istiyorlar, artık şu işi bir an önce çözün."

Yine, hafta sonu Ankara'nın göbeğinde Keçiören ilçesi Yeşilöz Mahallesi Muhtarı Mustafa Birer diyor ki: "2011 yılında Esenboğa Havaalanı protokol yolu yapımı gerekçesiyle Ankara'nın Keçiören ilçesi Yeşilöz Mahallesi İlköğretim Okulu yıkılmıştır. TOKİ, Büyükşehir Belediyesi, EGO Genel Müdürlüğü, Ankara Valiliği ve hayırsever Nebahat Taşkın arasında okulun yıkılıp yeniden yapılması için protokol bulunmasına rağmen on bir yıldır, mahalle, okuluna kavuşamamış durumdadır. Protokol hükmüne göre öğrencilerin taşınması işi EGO tarafından sağlanmaktadır fakat her gün yaklaşık 300 kadar öğrenci 5 kilometre uzaklıktaki kuzey Ankara'daki Nebahat Taşkın İlkokuluna ve Ortaokuluna gitmektedir. Henüz ilkokul çağında olan çocuklar EGO otobüslerince taşınmaktadır. Evlatlarımız, herhangi bir servis görevlisinin eşliği olmadan, emniyet kemeri kullanmadan her gün tehlikeli bir yolculuk yapmaktadır. 21'inci yüzyılda Ankara'ya bu yakışmıyor. Ankara'nın göbeğinde Yeşilöz Mahallesi'nde, herkes söz verdi, artık gelin, şu okul işini bitirin.

Yine, aynı şekilde, Ankara'da diğer bir esnafımız, optikçi esnafımız Akif Kara'da diyor ki: "Sosyal Güvenlik Kurumu, gözlük çerçevesi için 40 TL, gözlük cam için 11 TL ödemektedir. Her şeyin enflasyona yenik düştüğü bir ülkede maalesef vatandaşın göz sağlığı da enflasyon karşısında yenik düşmüştür. Piyasada devletin verdiği gözlük ve çerçeve ücretiyle gözlük yaptırmak mümkün değildir. Piyasa şartlarında uzak ve yakın gözlüğü camının maliyeti ise vatandaş için yaklaşık 500 TL'dir. Özellikle pandemi döneminde bir kez daha gerçekliğini ortaya koymuş olan sağlığın vazgeçilmezliği, konumu, maalesef Hükûmetin, vatandaşın enflasyon karşısında durumunu hiçe saymasından kaynaklı olarak zedelenmiştir. Artık bu rakamlar komiktir, bunlarla bu işin yapılması mümkün değil."

Biraz önce de yine, Keçiören'den, Aktepe Mahallesi'nden bir hemşehrimiz aradı, Musa Kalınsazlıoğlu. Bakın, bu resimdeki Zehra Meva Kalınsazlıoğlu, bu resimde gördüğünüz SMA hastası bir kızımız. Şimdi Musa Kalınsazlıoğlu Ankara Valiliğine müracaat ediyor. Vali Yardımcısı Osman Akbaş -7'nci ayın 6'sı 42039 sayılı oluruyla- bununla ilgili para toplamaya onay veriliyor. Şimdi, biz devletimizin büyüklüğünden bahsediyoruz, "büyük devlet" diyoruz, "büyük imkânları olan devlet" diyoruz, "büyük ekonomi" diyoruz, "Dünyada 20'nci ekonomi içindeyiz." diyoruz. Maalesef, valilik kanalıyla diyoruz ki: "Gidin, başınızın çaresine bakın." Bu hastadan onlarca var. Hakikaten bu devirde, 21'inci yüzyılda, içinde bulunduğumuz şartlarla bu ülkeye işte, "Henüz daha güvenirliliği kanıtlanmamış." gerekçesiyle...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Toparlıyorum Başkanım.

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Madem güvenilirliği kanıtlanmadıysa o zaman valilik kanalıyla da bu onayları verip bu hastaların sahiplerini ona buna dilendirmekten vazgeçin. Sosyal devlet olmak vatandaşına sahip çıkmakla olur. Hakikaten üzüntü verici bir şey; bunlar belli bir zaman dilimi içerisinde bunu toparlaması lazım. Bu yavrularımızın gözyaşlarını silmek önce devlete düşer ama maalesef, bugün, devletimiz bununla ilgili gerekli katkıları sağlamıyor. Ben buradan, bu konuyla ilgili -bütün milletvekillerimiz de arzu ederlerse- hesap numaraları, bilgileri de var...

Sayın Dışişleri Bakanımız söylemişti "Antalya'da bir hemşehrimize sahip çıkıyoruz." diye. Ben de Türkiye Büyük Millet Meclisinden, başkent Ankara'dan bu konuda bizden destek isteyen minik Zehra'nın babası Musa Kalınsazlıoğlu'nun talebini size iletiyorum. Katkı sağlayacağınızı ümit ediyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)