GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CEZA MUHAKEMESİ KANUNU İLE CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:57
Tarih:24.01.2013

GÜRKUT ACAR (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 365 sıra sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 6'ncı maddesiyle ilgili önergemiz üzerine söz aldım. Sizleri saygıyla selamlıyorum.

Önergemizin amacı, ödüllendirme sisteminde keyfîliğin önüne geçmektir. Ödüllendirme sisteminin kötüye kullanılması durumunda, bu konunun da yargısal denetime açılması yerinde ve doğru olacaktır. Önergenin amacı budur, kısaca belirtmek istiyorum.

Değerli arkadaşlarım, bu tasarı, Türkiye'nin, Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği açısından çok kritik, çok önemli bir düzenlemedir. Arkadaşlarımız ısrarla söylediler ama hiçbir şey değişmiyor. AKP bütün bu seslere kulaklarını tıkıyor, daha fazla ses duymamak için elinden geleni yapıyor. Bu tasarı bunun örneğidir. İki kanunda değişiklik yapan on beş maddelik bir tasarı nasıl oluyorsa temel kanun olarak getiriliyor çünkü az konuşulsun, halk duymasın, anlamasın isteniyor.

Az önce söyledim, çok kritik bir adımdır bu; şu anda, cumhuriyeti çökertme projesi yürürlüktedir. Oslo'da ülkemizde ayrı bir ulus yaratmanın altyapısı kabul edilmiştir. Devamında eyalet yasası çıkarılmıştır. Şimdi de sıra, ülkedeki dil birliğini bozmaya gelmiştir. Savunma hakkının kutsallığı kullanılarak Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini oluşturan Lozan Anlaşması'nın ve Anayasa'nın "dil birliği" ilkesinin delinmesi amaçlanmaktadır. Mahkemelerde dil birliğinin bozulması, ülkenin geleceğini ve birliğini Yugoslavyalılaştıracak nitelikte ciddi bir anayasal ihlaldir. Bugün Türkiye'de herkes ana dilini onurla konuşmaktadır.

Değerli arkadaşlarım, bakın, "Atatürk", "Türkiye Cumhuriyeti" gibi kavramlar kanunlardan çıkarıldı. Bu düzenleme ile "Türkçe" kelimesi de CMUK'tan çıkarılıyor. Bu çok ağır bir ihlaldir. Bugün savunma hakkı üzerinden yürütülen ihlalin, başka haklar üzerinden, devlet erkini kullanan diğer kurumları da kapsamayacağı söylenemez. Hukuku uygulamak mahkemelerin temel görevidir. Mahkemelerce sorunu çözmek için yargısal anlamda hiçbir hukuki işlem yapılmayarak, hiçbir adım atılmayarak sürüncemede bırakılması ve işin Türkiye'nin egemenlik sorunu olan dil birliğini bozma noktasına taşınması, belirli bir planın parçalarıdır. Bu plan da, dediğim gibi, Oslo'da hazırlanmış, bugün İmralı'yla sürdürülen görüşmelerde masada olan plandır.

Doksan yıldır, Türkçeyi yeterince bilmeyenler tercümanla yargılanmışlardır. Milyonlarca ceza kararından bir teki bile bu nedenle AİHM'den dönmemiştir. Türkiye, çağdaş, güçlü ve onurlu bir ülke olarak yoluna devam edecekse cumhuriyetin temel niteliklerini koruyarak bunu yapabilecektir; dil birliğini, vatan birliğini, amaç birliğini koruyarak bunu yapabilecektir. Cumhuriyeti ters yüz ederek varacağımız hiçbir yer yoktur. Bu tasarı, başka dilde kamu hizmeti, başka dilde eğitime giden yolu açmak için kullanılan bir anahtardır ama bunlar Türkiye'yi ayrıştıracak, parçalayacak adımlardır. Bizim ayrışmayı değil, bütünleşmeyi savunmamız gerekir.

Değerli arkadaşlarım, Amerika Birleşik Devletli düşünür Arthur Schlesinger'in "Amerika'nın Birliğinin Bozulması" adlı eserinde, resmî dilin tek olmasının önemiyle ilgili, resmî dilin tek olmaması hâlinde tarafsız kamu kurumları kurulamaz, ortak bir kamuoyu oluşamaz tespitlerini yapıyor. Yani diyor ki: "Eğer ortak değerleriniz olmazsa, ortak amaçlarınız olmazsa varacağınız yer yıkımdır." Bu tasarı da yıkıma giden yolda bir taş döşemektedir. Bu nedenle, Anayasa'ya aykırı, ülke bütünlüğüne, birliğine aykırı bu düzenlemeyi şiddetle reddediyorum.

Değerli arkadaşlarım, son olarak şunu söyleyeyim ki, Sayın AKP, bu konuda BDP'yle iş birliği yapıyor, bir yandan da PKK'yla savaştığını ileri sürerek kamuoyunu aldatma peşinde yürüyor. Biz bu konuda halkımızın dikkatini çekmek istiyoruz. Kürt yurttaşlarımızın her zaman başımızın üstünde yeri var ama ülke bütünlüğü parçalanırsa bu, ülke için çok büyük yıkım getirir.

MEHMET METİNER (Adıyaman) - Başınızın üstünde yerimiz olmasın, biz yerimizi biliyoruz.

GÜRKUT ACAR (Devamla) - Hepinize bu duygularla saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.