| Konu: | Makine ve Kimya Endüstrisi Anonim Şirketi Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 98 |
| Tarih: | 30.06.2021 |
HASAN SUBAŞI (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
275 sıra sayılı Makine ve Kimya Endüstrisi Anonim Şirketi Hakkında Kanun Teklifi'nin 8'inci maddesi hakkında partim adına söz almış bulunuyorum. Ben kanun hakkında konuşmadan önce "Elmalı davası" olarak anılan konu hakkında konuşmak istiyorum.
Bütün Türkiye'yi, Türkiye kamuoyunu derinden yaralamıştır ama Antalya Milletvekili, Elmalı doğumlu, Elmalılı birisi olarak bizim incinmemiz, yaramız daha büyüktür; Elmalılı hemşehrilerimin de bu konudaki incinmişliği çok fazladır, ben burada onu da dile getirmek istedim. Olay çok vahim, tanımlamaktan hicap duyduğum bu çocuk istismarının böyle anılması çok daha üzücü olmuştur.
Konu Antalya Elmalı sınırları dışında yıllar önce yaşanmış bir olaydır ancak ortaya çıktıktan sonra, ihbarlardan sonra failleri -bulundukları, yaşadıkları şehri terk etmesi üzerine- Antalya'nın ilçelerinden birine yerleşmişlerdir ve davası, soruşturması orada görülmeye başladıktan sonra da Elmalı ilçesinde ağır ceza mahkemesi olması nedeniyle dava Elmalı'ya intikal etmiştir, orada görülmeye başlamıştır. Elmalı'yla hiçbir ilgisi olmamakla beraber -benim de doğduğum Elmalı ilçesi, Osmanlı döneminin kadim bir kültür şehri ve sancak merkezi olarak tarihî önemiyle de anılan bir yerdir- ilçemden gelen telefonlar ve üzüntülerini bildirmeler üzerine ben de buradan açıklama gereği duydum. Elmalı'yla ilgisi olmayıp sadece davanın ağır ceza mahkemesinde görülmesi nedeniyledir.
Tabii, çocuk istismarı konusu son yıllarda katlanarak artmaktadır. Kadına şiddet, cinsel istismar ve kadın cinayetleri de yine son yıllarda katlanarak artmaktadır. Bu olayların failleri cüret ve cesaret kazanmakta, istismara uğrayan çocuklar ve kadınlar da suskunluğunu giderek muhafaza etmeye başlamışlardır. Onlara cesaret vermenin yolu, istismara uğrayanlara cesaret vermenin yolu İstanbul Sözleşmesi'ydi. Türkiye'de bir ilk olan, bütün kamuoyunun benimsediği, bütün partilerin de oy birliğiyle benimseyip kabul ettikleri çok önemli bir uluslararası sözleşme; maalesef, bu fırsat kaçırılmış, Cumhurbaşkanının tek taraflı bir tasarrufuyla yok sayılmıştır. Bu ne yapmıştır? Yok sayılmakla kalmamıştır, cüreti artırmıştır ve istismara uğrayanların suskunluğunu artırmıştır.
Ayrıca, önümüzdeki günlerde görüşülmesi planlanan dördüncü yargı paketinde de çocuk istismarları ve istismar suçlarında somut delil aranması -aynı bu Elmalı davasında görüldüğü gibi- uygulamasına şimdiden geçilmiştir yani delillerin kaybı ihtimali olmadığına göre, somut deliller de yeterince görülmediğine göre failler tahliye bile edilmektedir. Dördüncü yargı paketinden sonra, inanın, bu somut delil arayışından sonra katlanarak bugünlere gelen cinsel istismar ve çocuk istismarları çok daha büyüyerek içinden çıkılmaz bir hâl alacaktır.
Yargı niye böyledir? Maalesef, yargı HSK baskısı ve siyasi baskılarla görevini yapamaz hâldedir. Dün görüştüğümüz, tartıştığımız OHAL Komisyonunu da düşündüğümüz zaman onun da yandaşların telkiniyle görev yaptığı izlenimi vardır ve bu konuda da açıklama gelmemiştir.
Zamanım bittiği için ben sözlerime son veriyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)