GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Askeri Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:95
Tarih:23.06.2021

HASAN SUBAŞI (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

268 sıra sayılı Yasa Teklifi'nin 11'inci maddesi hakkında konuşmak üzere söz aldım. 11'inci madde askerî suçlara bakma konusunda illerde ve ilçelerde mahkemelerin belirlenmesine ilişkin olup bu kanun yürürlüğe girdikten itibaren bir ay içinde belirlenmesi hükme bağlanmıştır ve görülen askerî dosyaların da yine, bir ay içinde bu mahkemelere devredilmesi hususu hükme bağlanmıştır. AK PARTİ, kovuşturması başlamış olanların sürmekte olan mahkemesinde davanın devam etmesine ilişkin yeni önerge vermiştir. Bu değişiklik önergesi de tarafımızdan olumlu bulunmuştur. Usule ilişkin bir maddedir, bu maddeyle ilgili herhangi bir itirazımız bulunmamaktadır.

Onun için, ben Antalya'yla ilgili, çevre konusundaki bir hususu belirtmek istiyorum ve ondan önce de bugün Genel Başkan Sayın Meral Akşener Hanımefendi'nin grup konuşmasından birkaç cümleyi aktarmak istiyorum. Şöyle söylemişti: "Biz milliyetçi, demokrat ve kalkınmacı bir partiyiz. Milliyetçi bir parti olarak, çevreyle, doğayla dost olmayan bir büyüme ve kalkınma modelini reddediyoruz çünkü milliyetçiliği topraklarımızın, suyumuzun bereketinden ayrı düşünmüyoruz." Ve sonra da Türkiye'nin enerji politikasıyla ilgili önemli birtakım bilgiler vermiştir. O da şöyle: "Türkiye'nin enerjide toplam kurulu gücü 97 bin megavattır. Yine, yıllık 100 milyon ton petrole eş değer güneş enerjisi potansiyelimiz bulunmaktadır." Bu rakam ne demek? İran'ın yılda ürettiği toplam petrol kadar güneş enerjisi potansiyelimiz var demektir. Biz enerjiyi nereden sağlıyoruz? Türkiye'de sağladığımız enerjinin önemli bir bölümünü kömürden sağlıyoruz. Oysa kömür dünyanın gelişmiş ülkelerinde vazgeçilen bir teknolojidir, vazgeçilen bir enerji kaynağıdır.

Bakın, Belçika beş yıl önce kömür santrallerini kapatmıştır, Avusturya ve İsveç geçen yıl tüm kömür santrallerini kapatmıştır; Fransa bir yıl içinde, İngiltere üç yıl içinde, İtalya da dört yıl içinde kömüre veda ediyor; kömürle enerji üretimi artan tek ülke ise maalesef Türkiye. Almanya'dan bir örnek vermek gerekirse, Almanya'nın güneş enerjisinde kurulu gücü 54 bin megavattır, Türkiye'nin ise 7 bin megavattır yani Almanya'nın güneşten elde ettiği enerji bizim tam 8 katımızdır. Oysa Türkiye'nin Almanya'dan çok daha güneşli olduğunu biliyoruz ve coğrafyasının, topraklarının da 2 kat daha geniş olduğunu biliyoruz. Ben bunu niye söylüyorum? Geçtiğimiz günlerde Korkuteli'ndeki Dereköy Yaylası'nda önemli bir yeşil vadinin 1.976 dönümünün kömür için tahsis edildiğini buradan vurgulamak için, huzurunuzda bunları önemine binaen belirtiyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Subaşı.

HASAN SUBAŞI (Devamla) - Ben bu yaylaya gittiğimde, Küçükköy, Dereköy, Varsak, Sülekler, Yağca ve Akyar Yaylası ile Başpınar ve Taşkesiği Mahallelerini ilgilendiren 7 bin konutluk meskûn alanda, tam da orta havzada, hem de su kaynaklarının bulunduğu, birinci sınıf tarım topraklarının bulunduğu yerde, 400 dönüme indirmek suretiyle "ÇED Gerekli Değildir" raporu alınmıştır ve kömür madeni için, bu kadar geri bir teknoloji için ruhsat alınmıştır. Buradaki 40 bine yakın hayvan varlığını, 5 bine yakın konutu ve yaşayanları önemli tehlike ve tehdit beklemekte ve maalesef bu konuda hâlâ Türkiye'de kömürle ilgili birinci sınıf tarım topraklarında ve su havzalarımızda bu cinayetler işlenmektedir. 56'ncı maddeye göre çevreyi korumak önce devletin ve yurttaşın görevidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HASAN SUBAŞI (Devamla) - Devlet korumadığına göre biz yurttaşlar olarak korumak zorundayız diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)