GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Askeri Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:95
Tarih:23.06.2021

MHP GRUBU ADINA YÜCEL BULUT (Tokat) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 268 sıra sayılı Askeri Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin birinci bölümü üzerinde MHP Grubu adına söz almış bulunuyorum. Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Görüşülmekte olan kanun teklifinin genel gerekçesinde de ifade edilmiş olduğu üzere, güçlü ordular için askerî disiplin olmazsa olmaz unsurlardan biridir. Askerlik hizmetinin temelinin dayandığı disiplin kavramının tesis edilebilmesi için askerlik hizmetine yönelik özel ceza kurallarının ihdas edilmesi gerekliliği kaçınılmaz bir gerçektir. Bu nedenle toplumun genelini ilgilendiren genel ceza hükümleri dışında ordulara yönelik olarak ve askerlik hizmetine ilişkin özel düzenlemeler tüm ülkelerde mevcut bulunmaktadır. Bu düzenlemelerin temel amacı, askerliğin temeli olan disiplini tesis etmek suretiyle orduyu her türlü harekâta her an hazır, etkin, verimli, caydırıcı ve saygın bir konumda tutabilmektir. Askerlik hizmetine ilişkin olarak getirilen ve genel ceza hükümlerinden farklılık arz eden hükümler, tarihsel bir birikimin ve elbette muharebe alanlarında kazanılan tecrübelerin bir neticesidir. Bu yönüyle genel mevzuattan ayrılan ve askerlik hizmetine ilişkin olarak getirilen düzenlemeler ülkemizin göz bebeği ordumuzun varlığı için kaçınılmaz düzenlemelerdir.

Daha önce yargı sistemimiz içerisinde yer alan askerî mahkemeler, 21 Ocak 2017 tarihli ve 6771 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun çerçevesinde kaldırılmış, sadece savaş dönemlerinde kurulabilmeleri öngörülmüştür. Olağan dönemlerde askerî suçlara ilişkin yargılama görevleri de adli yargı mercilerine bırakılmış; nitekim kanun teklifinin gerekçesinde de ifade edilmiş olduğu üzere, askerî suçlara ilişkin yargılama faaliyetlerinin mutlaka ayrı bir yargı kolu tarafından icra edilmesine gerek duyulmayan başkaca örnekler de mevcut olup Almanya, Belçika, Fransa, Hollanda, Macaristan gibi ülkeler buna örnek olarak gösterilebilecektir. Bu doğrultuda huzurdaki kanun teklifiyle beraber 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu yürürlükten kaldırılmaktadır. Ayrıca, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu'nda da değişiklik yapılmak suretiyle askerî suçların soruşturma ve kovuşturmasında uygulanacak istisnai hükümlerle soruşturma ve kovuşturma mercileri de belirlenmektedir. Nitekim kanun teklifinin 1'inci maddesiyle askerî suçların tanımı yapılmakta ve "sırf askerî suç" kavramı da netleştirilmektedir. Bugüne kadar Askerî Yargıtay içtihatlarıyla şekillenmiş ve askerî mevzuatta tanımı bulunmayan bu kavramların tanımı da kanunda yer bulmuş olmaktadır.

Kanun teklifinin 2'nci maddesinde ise amir-maiyet ve ast-üst ilişkisinin hangi durumlarda dikkate alınmayacağı netleştirilmektedir. Maddede yer alan düzenlemeyle birlikte kanun teklifinde sayılan hâllerde genel mevzuatın uygulanması öngörülmüş, bu gibi hâllerde genel hükümlere göre yetkili ve görevli mahkemenin tespit edilmesi sağlanmıştır. Yine aynı madde çerçevesinde yükümlü er ve erbaşların da lehine bir düzenleme getirilmiştir. Er ve erbaşların kendi aralarında işlenen suçlar bakımından ast-üst ilişkisinin dikkate alınması için fiilin askerî hizmetlerden kaynaklanması gerekmektedir. Böylece sürekli bir arada yaşayan er ve erbaşın askerî hizmet ve görevlerine ilişkin bir muameleden kaynaklanmayan suçlar bakımından ast-üst ve hiyerarşi ilişkisi dikkate alınmayacaktır.

Kanun teklifinde Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 90'ıncı maddesine paralel olarak bir düzenleme getirilmiştir. Teklifin 3'üncü maddesiyle eklenen maddenin ikinci fıkrasında yine 5271 sayılı Kanun'un 90'ıncı maddesi esas alınmak suretiyle tutuklama kararı veya yakalama emri düzenlenmesini gerektiren ve gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, cumhuriyet savcısına derhâl başvurma olanağı bulunmadığı takdirde amir, üst, askerî karakol, nöbetçi, devriye, askerî inzibat ve kolluk memurlarının asker kişiyi yakalayabileceği düzenlenmektedir. Yakalanan asker kişi ve olay hakkında cumhuriyet savcısına derhâl bilgi verilmesi ve alınan talimat doğrultusunda işlem yapılması gerektiği de düzenlenmektedir. Cumhuriyet savcısı, yakalanan kişiyi serbest bırakmaz ise en yakın askerî inzibat karakoluna ya da askerî makama veya adli kolluk görevlilerine teslim edilmesine karar verecektir. Özellikle suçun işlendiği yerde askerî inzibat karakolu ya da askerî makamların bulunmadığı yerlerde suç işleyen kişinin adli kolluk görevlisine teslim edilmesi zorunluluğu yine kanuna dercedilmiştir, bu nedenle cumhuriyet savcısına alternatifli bir yetki tanınmaktadır. Ayrıca asker kişilerin gözaltına alınması ve tutuklanması hâllerinde kıta komutanı ve askerî kurum amirine de bilgi verileceği düzenlenmiştir.

Askerî suçların soruşturulması ve kovuşturulmasına ilişkin düzenleme de kanun teklifi içerisinde yer bulmuş, 1632 sayılı Kanun'a eklenen 14'üncü maddeyle subay ve astsubayların şüpheli sıfatıyla ifadelerinin bizzat cumhuriyet savcısı tarafından alınacağı, askerî amirlerin suçun işlendiğini öğrendiklerinde cumhuriyet savcısının olaya el koymasına kadar delillerin kaybolmasını önleyecek tedbirleri alabileceği, ülke sınırları dışında görev yapan birliklerde ya da sınır ötesi harekât gerçekleştiren birliklerde işlenen suçlarda delillerin kaybolmasını önlemek ve diğer soruşturma işlemlerinin yapılmasını sağlamak üzere cumhuriyet savcısının adli kolluk görevlileri tarafından yapılması gereken soruşturma işlemlerinin Millî Savunma Bakanlığınca yurt dışında görevlendirilen hukuk sınıfı subaylar tarafından yapılmasını isteyebileceği, sırf askerî suç nedeniyle askerî disiplinin ağır şekilde ihlal edilmesi ve kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunması hâlinde asker kişi hakkında tutuklama kararı verilebileceği, sırf askerî suçların işlenmesi durumunda askerî disiplinin temin edilmesi amacıyla tutuklama yasağına ilişkin hükümlerin bu suçlar bakımından uygulanmayacağı düzenlenmektedir.

Yine, kanun teklifiyle birlikte askerî suçlara ilişkin soruşturma ve kovuşturmalardaki izin usulü ve izin vermeye yetkili merciler netlik kazanmakta ve usul, kanuni bir düzenleme hâline getirilmektedir. Aynı çerçevede, Yüce Divanda yargılanacak asker kişilere mahsus olmak üzere izin usulleri de kanuni bir çerçeveye kavuşturulmuş olmaktadır. Ayrıca, askerî yargı kolunun kaldırılması neticesinde, adli yargı kolunun görevli olduğu askerî suçlara ilişkin yargılamalarda belirli bir ihtisasın sağlanabilmesi için kanuni düzenleme yapılmış, il ya da ilçe merkezlerinde bulunan asliye ceza mahkemesi ve ağır ceza mahkemelerinden bir tanesinin askerî suçlara ilişkin yargılamaları yapmakla görevlendirilebileceği hükme bağlanmıştır. Böylece, askerî yargı kolunun kaldırılması sonucunda oluşan uzmanlaşma boşluğu adli yargıda yeniden tesis edilmiş olacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; milletimizin göz bebeği olan Türk Silahlı Kuvvetleri millî birliğimizin ve bu topraklarda hür ve bağımsız yaşamamızın teminatıdır. Ordumuzun disiplini, etkinliği ve saygınlığı elbette ki milletimizin istikbali ve gelecekteki birliği için hayati önem taşımaktadır. Bu nedenle huzurdaki kanun teklifi bu amaca matuf bir düzenleme olmakla, MHP Grubu adına desteklediğimizi bir daha ifade etmek isterim.

Silahlı Kuvvetlerimizin özverili çalışmaları, milletimiz için yüksek fedakârlığı karşısında ordumuzu hedef alan her türlü çarpık zihniyet ve küresel iş birlikçilere karşı Silahlı Kuvvetlerin itibarının muhafazasını sağlamak, ordumuzun manevi şahsiyetini korumak her Türk evladı için millî bir görevdir. Anadolu evlatlarından müteşekkil bu kutlu dergâh milletimiz tarafından Peygamber ocağı olarak adlandırılmaktadır. Kendi ordusuna Peygamber ocağı payesini veren, evlatlarını bu kutlu ocağa düğün bayramla teslim eden dünyada başka bir millet var mıdır? Milletimiz kendinden ayrılmaz bir parça telakki ettiği bu kutlu makamı ve onun şerefli mensuplarını kendi evladı gibi görmekte ve sahiplenmektedir. Milletimizin ordusuna karşı sarsılmaz hisleri, şefkati ve sevgisi, siyaset kurumunun da yetki aldığı Türk milletinden kendisine tevdi edilen mübarek bir emanettir.

Bugün, sinsice bütün kurumlarımızı, başta Silahlı Kuvvetlerimiz olmak üzere güvenlik güçlerimizi itibarsızlaştırmak, milletimizin bu kurumlara olan sonsuz güvenini sarsmak gayesiyle algı yönetimi yapan odaklar bilmelidirler ki bu kurumlar Türk milletinin bizzat kendisidir. Bizler, başta ordumuz olmak üzere güvenlik güçlerimizi bölücülere gözyaşı dökenlerin gözünden değil, bu millet uğruna şehit düşenlere ağıt yakanların dilinden tanımaya devam edeceğiz.

Bu vesileyle, bu toprakların huzuru, selameti ve birliği uğruna şehit düşen bütün memleket evlatlarını bir kez daha rahmetle anıyor, ailelerine sabırlar diliyor, Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)