GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:87
Tarih:02.06.2021

İYİ PARTİ GRUBU ADINA BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bu kanun teklifini yani bazı alacakların yeniden yapılandırılmasını maalesef bugün 9'uncu kez çıkarıyoruz. Bunu ben 4 ana başlık altında toplamak istiyorum.

Birincisi, vergisini düzenli ödeyen mükellefler. Şimdi, bunlar diyorlar ki: "Siz 8-9 sefer bu af yasasını çıkardınız. Biz düzenli vergimizi ödüyoruz, bizim günahımız ne?" Bu ne oluyor biliyor musunuz? Toplumda insanların vergiye yönelik hassasiyetlerini ortadan kaldırıyor. Biz diyoruz ki o zaman bu konuda bir iyileştirme yapmak lazım. Yani vergisini ödeyen mükelleflere yönelik siz yüzde 5 indirim yaptığınızı söylüyorsunuz ama biz bunun yeterli olduğunu düşünmüyoruz, dolayısıyla düzenli vergisini ödeyen mükelleflere yönelik muhakkak suretle bir iyileştirme yapılması lazım.

İkincisi, vergisini ödeyemeyen yani gerek Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik şartlar gerekse kendi ticari faaliyetlerinden dolayı ödemek isteyip de vergisini ödeyemeyen mükellefler var. Bence kanun teklifi daha çok bunları kapsıyor, bunlara yönelik. Pandemi süreci içerisinde siz yıllık 4,2 faiz uyguladığınızı ifade ediyorsunuz; bizim önerimiz, bu zor şartlar altında bu mükelleflerin de mümkün olduğunca hiç faiz alınmadan bu borçlarının yapılandırılması.

Üçüncüsü, bununla ilgili bir takviminiz var. E, pandemi süreci bitti mi? Bitmedi. Ne zaman biteceğine dair bir fikir var mı? Yok. Dolayısıyla, ödeme başlangıcında mümkün olduğunca, hiç olmazsa yıl sonundan itibaren -o zamana kadar pandemiyle ilgili de bazı konular netleşir- ona göre bir ödeme planı yapılmasında biz fayda mütalaa ediyoruz.

Dördüncüsü, vergisini ödemeyenler... Bakın, ikincisi ödeyemeyenlerdi ama üçüncüsü ödemeyenler. Yani bunu alışkanlık hâline getirip "Nasıl olsa ileride bir af çıkar." deyip kötü niyetli olanlardan bahsediyorum. Şimdi, tabii, vergiye uygulanan faiz oranları da düşük olduğu için bunu bir noktada finansman olarak kullanıyorlar. Göreceksiniz, şu anda müktesep hâle gelmiş olan borçlarını, bu sizin uyguladığınız 0,35 yani yıllık 4 olan faiz üzerinden rakamları ödeyecekler; bundan sonra doğacak KDV, vergi ve diğer sorumluluklarını yerine getirmeyecekler; nasıl olsa bundan sonra da yine bir şey çıkar diye bekleyecekler.

İşte, bütün bu hengâmede eğer bu işler doğru düzgün olsa, doğru düzgün bir vergi sistemimiz olsa, inanın, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, bunlara biz de hiç muhatap olmayacağız.

Mesela, size basit bir düzeltmeden bahsedeyim: Vergiyi doğuran en büyük sebeplerden biri gayrimenkul alım satımları; işte, yüzde 2 alan, yüzde 2 satan... Ne oluyor? Herkes biliyor, bu salondaki herkes de biliyor ki herkes bir gayrimenkul alırken gidiyor belediyeye, bunun rayiç bedeli neyse, rayiç bedeli üzerinden işlemlerini yapıyor; aradaki fark, işte sizin bu söylediğiniz, gayriresmî, yasal olmayan matrahlar oluşturuyor. Ben size bir öneride bulunuyorum, diyorum ki: Gelin, mesela, bu gayrimenkulle ilgili alışverişleri yüzde 2 değil, sıfırlayın Sayın Başkanım. O matrah artışından dolayı alıcıda da satıcıda da hiçbir problem olmaz. Gerçek rakamlar üzerinden ticaret döner, gerçek rakamlardan alışveriş üzerinden de o matrah artışıyla beraber herkes üzerine düşen vergisini de öder, sorumluluğunu da yerine getirir. Uzun vadede ben bu işten daha yüksek seviyede devletin istifade edeceğini düşünenlerdenim.

Yine, aynı şekilde, bugün, biliyorsunuz, devletten KDV alacağı olan bir sürü arkadaşımız var, bir sürü yatırımcı, iş adamı arkadaşımız var. Bakın, bu KDV'yi devletten istemenin bir yolu var; müracaat ediyorsunuz, diyorsunuz ki: "İnceleyin." Bu incelemenin sonunda KDV alacağını vergi ve SSK borçlarınıza saydırabiliyorsunuz. Ben diyorum, bakın, burada size somut bir şey söylüyorum: Her iki taraf da devlet, her iki taraf da devlet olduğuna göre demek ki benim doğan KDV alacağımı devlet benim doğan SSK ve vergi borçlarına saysa ne olur? Hiçbir şey olmaz. Bakın, ekonomiye çok ciddi bir hareket kazandırmış olursunuz ama şimdi öyle değil. Siz "Bu incelemenin sonucunu bekleyin. İncelemenin sonucunda alacağınız kesinleşir. Bu kesinleşen alacağınızı vergi ve SSK borçlarına saydırabilirsiniz." diyorsunuz ama bugünkü ekonomik şartlar içerisinde... Yani neticede devlet açısından bir şey değişmiyor. Bir taraftan KDV'yi öderken bir taraftan da vergi ve SSK alacağını tahsil ettiğine göre bir eliyle verdiğini öbür eliyle alacak ama bunun ekonomiye çok ciddi katkısının olacağını hepimiz biliyoruz.

Yine, buna paralel sicil affı yani bugün biz ne kadar bu sicil affını çıkarırsak çıkaralım özel bankaların muhakkak kendilerine göre kriterleri var. Diyecekler ki... Bu da normaldir yani ticaret kendi kuralları içerisinde cereyan eder. Biz sicil affını getirsek bile... Gelsin, buna gelmesin diye bir şeyim yok ama ben genel manada piyasadaki uygulamalardan bahsediyorum. Onlar özel bankalar, muhakkak kendilerine göre bir portföy oluşturacaklar, o portföy üzerinden işte aynı durum, aynı şartlara göre kredilendirmeyi yapacaklar. Buradaki mesele şu: Geçmişte sıkıntı yaşamış şirketler bütün borçlarını ödemiş olmalarına rağmen, hâlâ bunlarla ilgili, işte "On sene önce bir çekin yazıldı, bir senedin protesto oldu." gibi, belki bunlar orta yerden kalkarsa bir nebze -yani normal işini yoluna koyanlar için söylüyorum- bir anlam ifade edebilir. Ümit ediyorum ki devlet bankalarında bu siciller silindiği andan itibaren kötü niyetli uygulamalar olmaz, bütün endişemiz bu yoksa ticaret kendi kuralları içerisinde cereyan eder diye düşünüyoruz.

Tabii, bu kanunun getirdiği başka bir şey daha var. Yani siz matrah artışı da dâhil bundan istifade etmiş olsanız bile cezai sorumluluktan kurtulamıyorsunuz. Yani, diyor ki: Tamam, bunun, vergi kaçırmanın ayrıca yasal bir boyutu var ve hapis cezası var. Yani bütün bunlardan istifade etmiş olsanız bile bu işin cezai sorumluluğundan maalesef kurtulamıyorsunuz.

Yine, davalar meselesi var, onu 3'üncü madde üzerinde de söylemiştim. Diyorum ki: İyi niyetli yani bu dava konusu olanları biraz daha aşağıya çekersek bu konuyla ilgili de muhakkak talepler oluşacaktır.

Tabii, yine, inanın, namusuyla şerefiyle bu ülkede ticaret yapan esnafın bu yasaya en büyük katkıyı sağlayacağını siz de göreceksiniz. Zaten altı ay önce "Ya, bu matrah artışını getirin yani en azından insanlar bir miktar rahatlamış olur..." Bütün bu zor şartlara rağmen sadece ve sadece inceleme yani "Bizi incelemeyin, bir daha devletle uğraşmayalım, hesapla kitapla uğraşmayalım..." Göreceksiniz, normal şartlarda vergisini düzenli ödeyen insanlar bu yasadan daha fazla istifade edecekler. Sadece "Aman başımız ağrımasın, başımız belaya girmesin, normal şartlar altında ticaretimize devam edelim." mantığıyla yine en fazla onlar bu konuda bundan istifade edecekler.

Daha önceki önerim vardı, onu yine buradan yinelemiş olayım: Yani hiç ödemeyenler veyahut da ödemeyenleri, kötü niyetlileri bir tarafa bıraktık ama şirketler iflas etmiş, yapacak bir şey yok. Hatta çoğunun, ebeveynlerin veraset ve intikal vergilerini verasetlerde bile kabul etmediği "Ben artık babamın, şirketimin bana doğan borcunu da istemiyorum, alacağını da istemiyorum..." Yirmi yıldır, yirmi beş yıldır ödenmeyen borçlara yönelik daha önce belirtmiştim, bu konuyla ilgili çalışma yapılabilir diye düşünüyorum. Yani yirmi yılını doldurmuş, artık alınması, tahsil edilmesi mümkün değil. Her borç yapılandırmada da gündeme geliyor, hep aynı şeyler geçip gidiyor. Bununla ilgili cüzi ödemelerle, bunlarla ilgili yüzde 5, yüzde 10'la ödemeyle bunların tümünün ortadan kalkmasında da ben fayda görüyorum. Yoksa, devletin yaptığı da yanlıştır. Bu borçlar nasıl devam ediyor? Devlet memuru o borç ödeniyor gibi gösteriyor. Ne yapıyor? 1 lira yatırıyor, 25 kuruş yatırıyor, müvekkil adına yatırıyor, devletin alacağı da devam etmiş gibi oluyor. Normalde böyle ödenen, gerçekleşen bir şey yok ama bu konuyla ilgili ciddi bir çalışma olursa iyi sonuçlar alınacağını ümit ediyorum.

Ben kanunun hayırlı uğurlu olmasını diliyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)