| Konu: | Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 87 |
| Tarih: | 02.06.2021 |
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
265 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 3'üncü maddesi üzerine söz almış bulunuyorum.
Değerli milletvekilleri, hepimizin bildiği gibi, bu, vergiyle ilgili getirdiğimiz 9'uncu yasa teklifi. Bundan altı ay önce de yine 8'inci yapılandırmayı yaparken -yani 7256 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun- yine bu kürsüde demiştim ki: "Altı ay geçmez, siz yeni bir teklif getirirsiniz." O zaman da söylemiştik "Hiç olmazsa bu matrah artışı gündeme gelsin, onu ilave edelim." demiştik ama aradan altı ay geçti ilaveleriyle beraber gündeme geldi.
Şimdi, maalesef ne acı ki burada "Pandemi koşulları nedeniyle bu borçları yapılandırıyoruz." diyoruz ama pandemi yasaklarından kaynaklanan cezalar bu yasa teklifinde yer almıyor. Yani, burada bir tezat var ama hâlâ bir şey kaybetmiş değiliz çünkü hepimiz gördük ki kongrelerde, belli merasimlerde, cenaze namazlarında vatandaşlarımızdan daha fazla bu ülkeyi idare eden insanlar bunu ihlal ettiler. Ama hiç olmazsa bu yasa teklifiyle de onların bu haklarını iade etmiş oluruz diye düşünüyorum.
Bu yasa teklifi diyor ki, dava konusu olan alacakların yüzde 50'sini ödeyin, helalleşelim. Zaten bu dava konusunda davaya müracaat edenlerin, bununla ilgili mahkemeye gidenlerin önemli bir kısmı kazanmak ümidiyle, kazanacağını düşünerek bu müracaatlarını yaptılar. Ama bizim bir önerimiz vardı, demiştik ki: "Hiç olmazsa bu maddeyi biraz daha uygun hâle getirmek için 'yüzde 35'ini -yani yüzde 50'sini değil de- ödemek' şeklinde değiştirelim." En azından bu konuyla ilgili bir adım atmış oluruz diye düşünüyorum.
Tabii, bunun dışında Sayın Grup Başkan Vekilimizle de toplantı öncesinde görüşmüştük. Aradan uzun yıllar geçmiş olmasına rağmen on yıl, on beş yıl, yirmi yıl, devletin belli vergi ve sigorta alacakları oluştu, o şirketler bugün hayatta değil. Hepimizin bildiği gibi zaten Türkiye'deki mevcut ekonomik şartlardan dolayı son on yıldaki ilk 500'deki şirkete baktığınız zaman son beş yılda yüzde 10'unun, 15'inin, 20'sinin gittiğini, aşağı düştüğünü görürüz. Türkiye'nin devasa şirketleri gerek aile içi meselelerden gerekse farklı sebeplerden dolayı çoğu iflasın eşiğine gelmiş ve onların mirasçıları bu borçları ödemekten çok uzakta kalmış, şirketlerin varlığı ve de ailenin ticarete devam etme yükümlülüğü ortadan kalkmıştır. Buradan biz diyoruz ki tarihte geriye doğru gidebiliriz, on yıl, on beş yıl, yirmi yıl, bilemiyorum, bu takvime bir bakalım. Nasıl bankalar tahsil edemediği alacakları belli firmalara yüzde 10, yüzde 15 neyse satarak bu yükümlülüğü bilançolarından çıkarıyorlar, Sayın Başkanım, biz de en azından on beş yıl geriye gidip... İflas masalarında ama devletin resmi evrakları üzerinde borçlu görünen bu şirketlerden bu paraların tahsili mümkün değil yani yedi sülalesini de çağırsanız mümkün değil. Hiç olmazsa bunlarla ilgili de bir çalışma yapılır, Bakanlık yetkilileri burada, bunun süresini onlar da tespit edebilirler. En azından bu şirketlerin hem isimleri yaşar hem bu şirketlerin veliahtlarının çoğu da bu borçlarından dolayı ülke dışında ticaretlerine devam ediyor, ülkede şahısları adına bu borç yüklerinden dolayı ticaret yapmaları mümkün değil. En azından devlete de muhakkak yine bir gelir olur, "yüzde 10'u" denir, "yüzde 5'i" denir, ne tahsil edilebiliyorsa. Yani bunun tahsili mümkün değilse de bu da bir çözümdür, bu yük de bir şekilde devletin üzerinden kalkar. Gruplar arasında böyle bir mutabakat sağlanırsa bu konuya sıcak baktığımızı ben bu kürsüden ifade etmek istiyorum. Çünkü hepiniz bakıp gördüğünüz zaman Türkiye'de yüz yıllık şirket yok, yüz yılını tamamlayıp ikinci, üçüncü kuşağa devredilen şirket sayısı maalesef bir elin parmakları kadar değil. Dolayısıyla, bunların devamındaki en önemli problem de vergi ve SSK'den kaynaklanan borçlar. Artık bunlar verasetle merasetle çözülecek gibi değil. Bunlarla ilgili de bir kanun çalışması yapılırsa, geriye doğru on yıl, on beş yıl, yirmi yıl neyse bir rakam tespit edilir, belli oranda da bunun tahsiline gidilirse hem Maliyenin üzerinden ciddi bir yükü kaldırmış oluruz hem de bu şirketlerin veliahtları veyahut da bu şirketlerin çoğu mirası reddediyor, "Biz borçları ödeyemeyiz." diyor, bu da bir çözüme kavuşturulur diye düşünüyorum. Bu konuyla ilgili yapılacak her türlü çalışmaya da katkı vereceğimi buradan ifade ediyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)