GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sigortacılık ile Diğer Bazı Alanlara İlişkin Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:82
Tarih:20.05.2021

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

2001 yılının Mart ayında Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu çıkarılmış, Ekim 2001'de yürürlüğe girmiş ve nihayetinde Ekim 2003'te ilk emeklilik planlarının onaylanmasıyla birlikte fiilen başlamıştır. Yapılan araştırmalarda 2003 yılında 15.245 kişi olan bireysel emeklilik katılımcı sayısı 2012 yılında 3 milyon 128 bine ulaşmış, 2012'den sonrasında ise devlet katkısının uygulamaya girmesiyle beraber bu sayı 6 milyon 870 bine yükselmiştir. 2018 yılında bu sayıya ulaşan rakamda ne yazık ki 2018 yılından bu yana ciddi bir artış görülmemiş, sadece 25 bin artış sağlanabilmiştir.

Bireysel emeklilik sisteminin getirildiği dönemde TÜİK ve Kalkınma Bakanlığı verilerine göre ülkemizdeki yurt içi tasarruf oranı yüzde 14 civarındaydı, sonrasında TÜİK bir millî gelir revizyonuna giderek bir gecede yurt içi tasarruflarımızı yüzde 14'ten yüzde 25'e yükseltti. Mevcut bireysel emeklilik sistemi tasarruflar yüzde 14 iken şekillendirilmişti. Eski şartlara göre düzenlenen BES, sisteme yıllık 6 milyar civarında bir yük getirmektedir; bu nedenle, devletin, yüzde 25 devlet katkı payına istinaden sisteme giren insanlara "Bu katkı payından vazgeçtim." demesi uygun olmayacaktır. Ancak, bu kadar maliyetli bir sistemi genişletme konusunda dikkatli olmak gerekmektedir. Sistemi genişletip genişletmeme hususundaki karar sağlıklı bir etki analizine dayanmalıydı. Maalesef yoksulluğun bu kadar arttığı ülkemizde BES, yüksek gelirli ailelerin faydalandığı bir sistem hâline dönüşmüştür. Bu sistemde iştirakçi vatandaşlardan daha ziyade bireysel emeklilik şirketleri büyük kazanç sağlamaktadır. Bu sistem yeni baştan dizayn edilmelidir.

Değerli milletvekilleri, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz hafta içinde yaptığı bir açıklamada bu yıl kuraklık yüzünden bazı tarım ürünlerinin rekoltesinde azalma olacağını; bu nedenle, kuraklıktan dolayı zarar gören çiftçilerimizin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri Birliğine olan borçlarının erteleneceğini söyledi.

Bilindiği gibi on dört aydır tüm dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan Covid-19 virüsü her kesimi olduğu gibi çiftçilerimizi de olumsuz yönde etkilemiştir. Bu nedenle, kuraklıktan zarar görecek olan çiftçilerimizin sadece yüzde 5'i kuraklık sigortası yaptırmıştır. Şu anda Doğu ve Güneydoğu Anadolu başta olmak üzere, İç Anadolu Bölgemizdeki tarımla uğraşan çiftçilerimizin özellikle kırsal alana ektikleri ekinlerin -maalesef- kuraklık nedeniyle yüzde 40 civarında kayba uğrayacağı ifade edilmektedir. Bu nedenle biz, siyasi iktidarımıza -bu dönem için yani bu pandemi dönemiyle ilgili bu süreç içerisinde çiftçilerimizin kayıplara uğrayacağı bir gerçek, büyük bölümü sigortasız yani kuraklık sigortası yaptırmamış- buradan diyoruz ki: Kuraklıktan zarar gören çiftçilerimize dekar başına 200 TL yardım yapılması gerekiyor. Bu tespitlerin yapılarak mutlaka çiftçilerimizin bu pandemi döneminde sıkıntılarının giderilmesi lazım. Sadece bu da yetmez; hepimiz biliyoruz ki çiftçilerimizin büyük bölümü borç batağında, çiftçilerimizin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifi borçları yeniden yapılandırılmalı, faizleri kaldırılmalı, üç yıla yayılarak anapara hasat döneminde ödenmeli, böyle bir sisteme acilen geçilmelidir.

Değerli milletvekilleri, akaryakıt fiyatlarına yapılan özel tüketim vergisi zammıyla vatandaşlarımıza yıllık 20 milyar TL'nin üzerinde vergi yükü getirildi. Bugün itibarıyla, yeni gelen zamla birlikte vatandaşımız 50 litrelik bir benzin deposuna 27,5 lira, 50 litrelik bir mazot deposuna 33,5 lira, 50 litrelik bir LPG deposuna 14 Türk lirası ek ücret ödeyecek.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla) - Bağlıyorum efendim.

BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Yokuş.

FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla) - Şimdi, 23 milyondan fazla araç olan ülkemizde bu 20 milyar, sadece bu insanların sırtında kalmayacak. Hepimiz biliyoruz ki benzin ve mazot gibi temel ürünlere gelen zam enflasyonu artırdığı gibi, taşıma maliyetlerini artırdığı gibi, üretimin de maliyetini artıracak ve kısa bir hesap yaptığımız zaman, bir yıl içinde bu, topyekûn vatandaşlarımıza 100 milyar civarında yük getirecek.

Şimdi, bu gerçekler ortadayken, Allah aşkına, Sayın Cumhurbaşkanımız hani diyor ya "Esnaflarımıza, 1 milyon 200 bin esnafa 4,6 milyar Türk lirası verdik." Vallahi de billahi de siz, bu benzin zammıyla, mazot zammıyla, akaryakıt zammıyla, esnafımızdan daha fazlasını bir yıl içinde alacaksınız. Yaptığınız şu işe bir bakın, Allah aşkına, hiç mi vicdanınız sızlamıyor? Bir de "Müjde, müjde, müjde..." diye veriyorsunuz. Onun için sizi protesto ediyorum, esnaflar adına protesto ediyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)