| Konu: | Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 80 |
| Tarih: | 29.04.2021 |
HASAN SUBAŞI (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi hakkında, partim adına, 1'inci maddeyi konuşmak için söz almış bulunuyorum.
Pandemi şartlarında on sekiz günlük kapanmaya girme sürecinde gönül isterdi ki işsizlere, aşsızlara birtakım destekler için tedbirler arayalım ama yine her zamanki gibi, vergi cezalarını artırmak, vergiyi çabuklaştırmak, para toplamakla ilgili birtakım kanunlar torba yasa olarak karşımıza gelmiş bulunuyor. Ama burada dikkati çekmek istediğim husus şudur: Vergi Usul Kanunu'nda değişiklik yapılıyorsa bunun Bütçe Komisyonundan değil de Adalet Komisyonundan geçmesini tercih ederdik çünkü Vergi Usul Kanunu'nda değiştirilmesi gereken, üzerinde durulması gereken çok önemli maddeler vardır.
Bunlardan bir tanesi, benim şahsen 25 Ocak 2021 tarihinde Vergi Usul Kanunu'nun 359'uncu maddesiyle ilgili değişiklik teklifim olmuştur. Keşke bu madde Adalet Komisyonunda ve Bütçe Komisyonunda görüşülüp gelseydi ama gördüğümüz üzere, 359'uncu maddede bir iyileştirme yerine, bu teklifin 4'üncü ve 5'inci maddelerine eklemeler yapılarak genişletilmiş, sorun büyütülmüştür; öyle görünüyor.
"Benim değişiklik istediğim bu 359'uncu madde nedir?" dersek, kayıt ve belgelerde tahrifat yapmak, yine, kayıt ve belgelerde birtakım vergi hileleri yapmaktan ibarettir 359'uncu madde. Diyelim ki bir kayıt ve belgede usulsüzlük yapılmış ya da naylon fatura dediğimiz bir fatura düzenlenmiş, üç yıl hapis cezası; peki, bu düzenlenen faturayı vatandaş kullanmış, üç yıl da oradan, altı yıl hapis cezası; beş vergi döneminde kullanmışsa otuz yıl hapisle cezalandırılmakta. Bu, basit bir konu değil, orantısız bir cezadır; Türk Ceza Kanunu mantığından da çok büyük bir uzaklaşmadır, sapmadır. Bu, on binlerce yurttaşımızı ilgilendirmektedir ve Yargıtay 11. Ceza Dairesinin yüzde 60-70 dosyası da bununla meşguldür.
Bakın, kanunda bununla ilgili bir düzenleme olmadığı için Türk Ceza Kanunu'ndan yararlanılması gerekir. Türk Ceza Kanunu böyle durumlarda -burada "zincirleme suç" denen tabir vardır, TCK 43'üncü madde- şunu söyler: "Aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır." Bizim Türk Ceza Kanunu'nun mantığı budur. Oysa bu vergi müfettişlerinin düzenlediği sistemde her dönem için ayrı suç uygulandığı için otuz yıla, kırk yıla çıkan cezalar bulunmakta; bu da on binlerce yurttaşımızı, esnafımızı mağdur etmiştir.
Bakın, Yargıtay 11. Ceza Dairesi Başkanının muhalefet şerhini okuyorum: "Her bir takvim yılının ayrı bir suç olduğuna dair herhangi bir yasal düzenleme bulunmaması, TCK'nin genel hükümlerinin uygulanması gerekmesi, sanığın eylemlerinin her birinin yenilenen kasıtla işlenmiş ayrı suçlar olduğunu kabule imkân bulunmaması, sanık hakkında TCK'nin 43'üncü maddesinin de uygulanarak sonuç cezanın belirlenmesi yerine sanık hakkında her takvim yılında ayrı ayrı zincirleme sahte fatura düzenlemek ve kullanmak suçlarından toplam on sekiz yıl dokuz ay hapis cezası verilmesine dair hükümlerin bozulması gerektiği..." şeklindedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HASAN SUBAŞI (Devamla) - Sayın Başkan, bu çok önemli, vergi düzenlemesiyle ilgili.
BAŞKAN - Ama söyledim bir dakikayı vermeyeceğim diye.
HASAN SUBAŞI (Devamla) - Söylediniz ama mutlaka değişiklik yapılması gereken bir konu.
BAŞKAN - Peki, çok hızlı bir şekilde tamamlayın.
HASAN SUBAŞI (Devamla) - Çok teşekkür ediyorum, çok teşekkürler; çok bekleyenler var çünkü.
Bu, 11. Ceza Dairesi Başkanının mütalaası ve olumsuz şerhi.
Yine, Cumhuriyet Başsavcısının itirazını okuyorum: "Vergi Usul Kanunu'nun 359'uncu maddesi sahte belge düzenleme ve sahte belge kullanma fiillerini aynı fıkrada düzenlemiştir. Bu eylemler seçimlik hareketlerdir. Dolayısıyla aynı fıkra içerisinde hem düzenleme hem de kullanmanın düzenlenmesi nedeniyle sanığın düzenleme ve kullanma eylemlerinden ayrı ayrı cezalandırılması yerinde değildir."
Bakın, uzman kişilerin, hem Yargıtay Başsavcısının hem de Daire Başkanının görüşleri bu doğrultudadır. Bu maddenin mutlaka düzeltilmesi gerekir ama biz hukukun esasını maalesef kaçırıyoruz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)