| Konu: | Lisanslı Harita Kadastro Mühendisleri ve Büroları Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 75 |
| Tarih: | 21.04.2021 |
MHP GRUBU ADINA AHMET ERBAŞ (Kütahya) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Lisanslı Harita Kadastro Mühendisleri ve Büroları Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, LİHKAB ülkemizde ilk olarak 1980 yılında bir fikir olarak ortaya atılmış olsa da ancak 2005 yılında yasal olarak yürürlüğe girmiştir. Bununla beraber, 11 Ekim 2009 tarihinde Anadolu Üniversitesi tarafından ilk LİHKAB sınavı yapılmıştır. Türkiye'de 222 LİHKAB bürosu, yaklaşık 3 bin serbest büro ve 20 bine yakın harita mühendisi bulunmaktadır.
Değerli milletvekilleri, bir kanunun herkesi, tüm kesimleri memnun edebilme imkânı yoktur ancak tüm tarafların asgari şartlarda buluşmasıyla ortaya sağlıklı bir kanun çıkar. Komisyonda uyumlu bir şekilde çalışılmış ve Meclisimizin huzuruna gelmiş olan bu kanun teklifinde, daha ziyade oluşan harita mühendisi enflasyonuna çare bulmak gerekmektedir. Sorunların köklü çözümlerini tespit etmemiz lazım. Bugün harita mühendisleri, yarın çevre mühendisleri, sonra makine, sonra gıda; iş yapma becerisi olan, iş yapma kapasitesi olan her mühendisimize de devlet olarak güç vermemiz bize güç katacaktır.
Mühendis, eğitim sırasında edindiği teknik bilgiyi gerçek hayata aktarmaya çalışan kimse demektir. Her geçen gün Türkiye'de birçok devlet ve vakıf üniversitesinde mühendislik bölümleri ve bunlara bağlı olarak da alt bölümler açılmaktadır. Türkiye'de mühendislik eğitimi veren 219 fakültedeki 1.274 programda mühendislik eğitimi alan öğrenci sayımız 2020-2021 öğretim yılı itibarıyla 350 bindir. Peki, üniversitelerde verilen eğitimler ne kadar yeterlidir? Bu üniversitelerden mezun olan bireyler gerçekten mühendis sıfatıyla mezun olabilme şansını yakalayabiliyorlar mı? Türkiye'de, üniversite sınavında ilk 100'e giren öğrencimizin yüzde 58'i elektrik veya elektrik-elektronik, yüzde 18'i bilgisayar mühendisliğini tercih etmekte, yüzde 15'i de tıp fakültelerini tercih etmektedir. Bu sonuç açıkça göstermektedir ki mühendislik Türkiye'de en başarılı öğrencilerin seçtiği mesleklerin başında gelmektedir. Mühendislik alanındaki eğitimde gerek açılan okullar gerek artırılan kontenjanlar açısından planlama anlayışının olmaması, özellikle belirli bölümlerdeki mezun mühendislerin istihdam sorunlarını artırdığı gibi bu kitlenin mesleki kimliklerinde de erozyon yaratmaktadır. Örnek vermek gerekiyorsa, Avrupa Birliğinin dünyanın en büyük ekonomisine sahip olmasının nedenlerinden birisi yüksek oranda yapmış oldukları mühendislik işleridir. Ülkemizin sanayide üst liglerde yer almasını istiyorsak önceliğimiz eğitim kalitesini artırmak olmalıdır.
Değerli milletvekilleri, 27-29 Nisan 2021 tarihleri arasında İsviçre'nin Cenevre kentinde Kıbrıs'la ilgili "5+1" formatında Birleşmiş Milletler tarafından gayriresmî bir toplantı düzenleneceği için konuşmamın bu bölümünde Kıbrıs'la ilgili hususlara değinmek istiyorum. Kıbrıs'ta 1974 yılında yapılan mutlu Barış Harekâtı'yla adaya barış ve huzur gelmiş, o günden bu yana şanlı bayraklarımız semalarımızda dalgalanmakta, Kıbrıs Türkü güven içinde yaşamaktadır. Rum tarafı, uluslararası toplum, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği tarafının yanlı tutumları neticesinde haksız yere AB üyesi yapılarak tanınmanın ayrıcalıklarını yaşamaktadır. Bunun yanında Kıbrıs Türkü de yıllardır ağır ambargolar ve izolasyonlar altında yaşamak zorunda bırakılmıştır, Türkiye Cumhuriyeti'nin desteğiyle hayatına devam etmektedir.
Değerli milletvekilleri, Kıbrıs Türkü 1968 yılından bu yana hakkını almak üzere müzakerelere devam ediyor. Yönetim, güç paylaşımı, ekonomi, AB, mülkiyet, toprak, güvenlik ve garanti başlıkları altında yürütülen federasyon görüşmeleri, en son 2017 yılında İsviçre'nin Crans-Montana kentinde, her zaman olduğu gibi Rum tarafının çözüm istemeyen tutumları sonucunda sonuçsuz kalmıştır.
Son olarak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde Sayın Ersin Tatar'ın Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra hem Türkiye Cumhuriyeti hem de KKTC, Kıbrıs sorununda çok köklü bir söylem değişikliğine giderek tüm dünyaya bir kez daha federasyonu görüşmeyeceklerini ilan etmiş, egemen, eşitliğe dayalı, iki devletli çözümü görüşeceklerini söylemişlerdir.
Değerli milletvekilleri, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi'nin de ifade ettiği gibi, Kıbrıs'ta birlikte, huzur içinde, barış ve saygıya dayanan bir gelecek isteniyorsa eşit haklara dayanan iki kesimli egemen devlet yapılanması artık mecburidir. Bununla birlikte çok üzülerek ifade etmek istiyorum ki Kıbrıs'taki tek yolun federasyon olduğunu söyleyen bazı Rum hayranları bulunmaktadır. Ağır pandemi ve ekonomik şartlar altında Türkiye Cumhuriyeti Kıbrıs Türkünün yanında yer almaya devam etmiş, yalnızca bu yıl ekonomik iş birliği anlaşması altında 3,25 milyar TL yardımın yanında 100 bine yakın Covid aşısı da göndermiştir. Hâl böyleyken Rum tarafından gelen az sayıdaki aşıyı överek yere göğe sığdıramayanlar, keşke hayatlarını sürdürdükleri Kuzey Kıbrıs davasına inanmış, can vermiş, mücadele vermiş kişilerin aziz hatıralarına saygı duymayı öğrenselerdi.
Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; ne Türkiye Cumhuriyeti eski Türkiye'dir ne de Kuzey Kıbrıs eski Kuzey Kıbrıs'tır. Çünkü Covid'den önce yılda 1,5 milyon turist ağırlayan, nüfusunun dörtte 1'i oranında yükseköğrenim öğrencisi barındıran; artık sadece balık yemeyi değil, balık tutmayı öğrenmeye çalışan, kendi iç dengelerini düzenlemeye çalışan bir Kuzey Kıbrıs vardır. Artık sahada ve masada güçlü bir Türkiye ve Kuzey Kıbrıs vardır, tüm dünya bu gerçeği kabullenmelidir.
Türk milleti, tarihî acılarla yoğrulmuş bir millettir. Bunu gelecek nesillere aktarmanın en güzel yollarından birisi tarihî dönem dizi ve filmleridir. Bu anlayışla Kıbrıs Türkleri ve Kıbrıs Harekâtı'nı konu edinen Bir Zamanlar Kıbrıs dizisi için TRT'ye ve emeği geçen TMC yapım şirketine ve dizide rol alan sanatçı, yönetmen ve teknik ekibe de teşekkür ediyorum; çok önemli bir iş yapıyorlar. Biz, Türk milleti olarak kin ve nefreti körüklemiyoruz, şovenizm ve ırkçılık yapmıyoruz.
Değerli milletvekilleri, şimdi, dikkatinizi 1 Nisandaki Güney Kıbrıs Cumhurbaşkanının basın açıklamasına çekmek istiyorum: Terör örgütü EOKA'nın -1 Nisan 1955 tarihinde- silahlı eylemlere başlamasının 66'ncı yıl dönümünde EOKA'yı anması, hâlâ kanlı zihniyetlerin hayatta olduğunu göstermektedir. Rum tarafı bu örgütle ilgili pul bastırırken bir de utanmadan Kuzey Kıbrıs'taki Türk belediyelerine göndermekten çekinmemiştir. Unutulmasın ki Kıbrıs Türk'tür, Türk kalacaktır.
Değerli milletvekilleri, İstiklal Marşı'mızın kabulünün 100'üncü yılı olan 2021'de, Kütahya ve çinilerinin yani el emeğimizin Gazi Meclisimizde sergilenmesi ilimiz adına çok değerliydi. Serginin açılmasından ötürü Meclis Başkanımız Sayın Mustafa Şentop'a ve Kütahya Milletvekilimiz İshak Gazel Bey'e çok teşekkür ediyorum. Bin yıllık geleneğimiz olan çini sanatının önemli ustalarından UNESCO Yaşayan İnsan Hazinesi Ödüllü merhum Sıtkı Olçar'ın kızı Sayın Nida Olçar'ın sergisine katılan tüm milletvekillerimize ve misafirlerimize Kütahya halkı adına teşekkür ediyorum.
Daha önce de ifade ettiğim gibi adıyla, yapımıyla, her hâliyle bize ait olan çinimize hep birlikte sahip çıkalım. İnşallah, bu sergi bir başlangıç olsun, eserleri gün yüzüne çıkmamış kıymetli ustalarımızın da eserlerinin olduğu daha büyük sergiler açmamıza vesile olsun. 2023 yılında, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100'üncü kuruluş yılında tüm bu ustalarımızın eserlerinin olduğu bir serginin yüce Mecliste açılmasını bekliyoruz. Ayrıca, bu eserlerden bazılarının, inşaatı devam eden Atatürk Kültür Merkezi'nde inşaat bittikten sonra da daimî olarak sergilenmesinin geleneksel el sanatlarımıza katkı sağlayacağını düşünüyorum.
Değerli milletvekilleri, tüm dünyayı, ülkemizi ve Kütahya'mızı kasıp kavuran Covid sürecinde işini, aşını kaybetmiş kardeşlerimize, iş yerlerini açamayan küçük esnafımıza en önemli moral kaynağı şampiyonluğa adım adım yaklaşan Belediye Kütahyaspor'umuz olmuştur. Mavi şimşeklerimize kalan 2 maçında başarılar diliyorum. Bu yolun sonu şampiyonluktur. Buradan Gençlik ve Spor Bakanımız Sayın Kasapoğlu'na sesleniyorum: Kuruluşun ve kurtuluşun şehrinin şampiyon takımı Belediye Kütahyaspor'un bir stadı yoktur. Bu şampiyonluğu, sizin atacağınız stat temelimizle taçlandırmak istiyoruz, tüm şehrimizin beklentisi bu yöndedir, bu mutlu haberi bekliyoruz.
Değerli milletvekilleri, baharın müjdecisi olan, havaya, suya ve toprağa düşen cemre, bu yıl 5 Martta 11 şehidimizle Bitlis Tatvan'da aziz vatana düşmüştür. Bu sene bizim cemremiz de Osman Erbaş Paşa'mız ve silah arkadaşları oldu, bu bahar bizim payımıza düşen şehadetleri oldu. Son nefesini komutanları olarak yalnız bırakmadığı askerleriyle birlikte veren şehitler serdarı Osman Paşa'mıza, minnettar olduğumuz geçmişteki bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet, büyük Türk milletine başsağlığı diliyorum. Cenab-ı Allah'ın Bakara suresi 154'üncü ayetinde "Onlara 'ölüler' demeyin. Bilakis, onlar diridirler, fakat siz bilemezsiniz." buyurduğu gibi, onlar bizi görüyorlar ve duyuyorlar. Bu süreçte varlıklarıyla bize güç katan, dualarıyla güç veren yüce Türk milletine şükranlarımızı sunuyorum. Şehitlerimizin, şehit ailelerimizin, gazilerimizin ve değerli ailelerinin önünde tekrar saygı ve huşuyla eğiliyorum. Allah'ın selamı ve rahmeti üzerlerine olsun. Ey cennet yolcuları, Peygamber Efendimiz'e komşu olursunuz inşallah. Türk milleti devletsiz, Türk milleti bayraksız, Türk milleti ezansız olmaz. Mustafa Kemal Atatürk'ün ifadesiyle "Taş kırılır, tunç erir ama Türk milleti ebedîdir." diyerek maziden atiye bu uğurda şehit ve gazi olan tüm ecdadımızın vebali üzerimizdedir, bunu lütfen unutmayalım.
Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken Türk İslam âleminin mübarek ramazan ayını tekrar tebrik ediyor, hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum.
Bu yıl 101'inci yılını kutlayacağımız 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutluyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)