| Konu: | Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 72 |
| Tarih: | 14.04.2021 |
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teklif sahibi olduğum 254 sıra sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine şahsım adına söz almış bulunmaktayım, bu vesileyle yüce Meclisi ve ekranları başında bizleri izleyen vatandaşlarımızı sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz kanun teklifini, kamu kurum ve kuruluşlarımızdan, milletvekillerimizden, çiftçilerimizden, esnafımızdan ve son dönemde vatandaşlarımızdan gelen taleplerin karşılanması, aynı zamanda pandeminin sebep olduğu zararların aza indirilmesine yönelik hazırlamış bulunmaktayız.
Biliyorsunuz, yeniden şekillenen dünya düzeninde işlerimizin çoğunu artık elektronik ortamlarda gerçekleştiriyoruz. Bu gerçekle yola çıkarak kanun teklifimizle kamu alacağı olan hacizli malların, hem menkul malların hem de gayrimenkul malların fiziki ortamların yanı sıra elektronik ortamda da satışına imkân sağlıyoruz. Böylece, satış işleminden daha çok kişinin haberdar olmasını, açık artırmaya katılımın en üst düzeye çıkmasını; kısaca, uygun rekabet ortamının sağlanmasını, malın gerçek değerinden satılmasını, alıcıların satış mahalline gelmeden elektronik ortamda da teklif vermesini, ayrıca satış işleminin kısa sürede sonlandırılmasını hedeflemekteyiz. Öte yandan teklifimizde, muhafazası tehlikeli veya masraflı olan -örneğin, akaryakıt gibi, havai fişek gibi- menkul malların da pazarlık usulüyle satışına imkân sağlıyoruz. Ayrıca kamu alacaklarına yönelik hacizli menkul malların açık artırmayla satışına katılacaklardan yüzde 5 oranında teminat alınmasını getiriyoruz. Böylece satışa gerçek kişilerin katılımını da sağlamış olacağız. Yine, artırma sonucunda hem menkul mallarda hem de gayrimenkul malları satın almaktan vazgeçenlerin ödemeleri gereken ve tahsil edilecek bedeller üzerinden hesaplanan yüzde 5 faiz oranını tecil faizi olarak düzenliyoruz. Tecil faizinin şu anki oranı yüzde 15'tir. Ayrıca, menkul malın birinci ihalede satılamaması durumunda ikinci ihaleye katılan kişinin malı almaktan vazgeçmesi sonucundaki sorumluluklarını da kanunla netleştiriyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teklifimizde yer alan 6'ncı maddemizle, yiyecek ve içecek sektöründe faaliyet gösteren iş yerlerinde 31 Mart 2021 tarihinden önce çalışanların da nakdî ücret desteğinden yararlanmalarına imkân sağlıyoruz. Biliyorsunuz, önceden 17 Nisan 2020 tarihine kadar işletmede akdi bulunanlar yararlanabiliyordu. Burada yiyecek ve içecek sektörüne ayrıcalık getiriyoruz. Böylece nisan ve mayıs aylarında aylıksız izne ayrılanlara günlük 50 liradan aylık 1.500 lira olmak üzere ödeme yapılacak. Zaten bu sektörde kısıtlamalar ramazan ayıyla birlikte başlamış durumda. Ayrıca, hâlihazırda, sektör ayrımı gözetmeksizin nakdî ücret desteğini de 1.500 TL olarak düzenliyoruz. Mevcutta yeme içme sektöründe 537 bin kişi çalışmakta olup sadece yeme içme sektörü için uygulamanın iki aylık maliyeti de 874 milyon TL olarak öngörülmektedir.
Yine, yiyecek ve içecek sektöründe faaliyet gösteren işletmelerde çalışanların istihdamının desteklenmesi için nisan ve mayıs aylarında işverenlerin SGK'ye ödeyecekleri primlerini tamamen fondan karşılıyoruz. Prim desteğinin belirlenmesinde fiilen çalışılan gün sayıları esas alınmakta olup bu, asgari ücret üzerinden günlük 44,72 lira, aylık 1.341,56 liraya tekabül etmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teklifimizde, Özel Tüketim Vergisi Kanunu'nda (III) sayılı listede yer alan -yani tütün, alkollü içecekler ve şekerli meyve suları gibi- mallarda malın imalatçı tarafından komisyoncuya veya konsinye işletmeye yani bayiye verildiği anda vergilendirilmesine imkân sağlıyoruz, fatura edildiği anda. Böylece, denetim sırasında takip edilmesinin zor olduğunu bildiği için malın konsinyede olduğunu belirten imalatçılardan kaynaklı yaşanan kayıpların, suistimallerin ve vergi ötelemelerinin de önüne geçmiş olup kayıt dışılığı da kaldırmış olacağız.
Yine, kanun teklifimizin 9'uncu maddesinde, son dönemde bünyesinde önemli atılımlar ve iyileştirmeler yapan Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğümüze yönelik düzenlemeler getiriyoruz. Hükümlünün, gerekli teknik altyapının bulunduğu kurumlarda elektronik yöntemlerle de mektup alıp gönderebilmesine imkân sağlıyoruz. Böylece hükümlüler, aileleri tarafından ceza infaz kurumuna önceden bildirilmiş ve gerekli güvenlik kontrolleri yapılmış tanımlı e-posta adreslerine mektup okuma komisyonu aracılığıyla mail gönderebilecekler. Eğer isterlerse resmî makamlara ve avukatlarına da elektronik ortamda içeriği denetlenmeksizin mektup ulaştırabilecekler. Bu düzenlemeyle, ileriki aşamalarda görüntülü görüşmenin de altyapısını hazırlamış oluyoruz.
Ayrıca, getirdiğimiz yasal düzenlemeyle mektupların kaydedilebilmesi usulünü yasal bir çerçeveye bağlamaktayız. Böylelikle, düzenlemede mektuplara kimlerin erişebileceği düzenlenmekte, sistemde kayıt edilme süresi belirlenmekte -ki bu bir yıl- ve belirli bir süre sonra silinme zorunluluğu getirilmektedir. Yani burada keyfîlik önlenmekte ve idarenin takdir hakkı, temel hak ve özgürlüğün özüne dokunmayacak biçimde kanunla sınırlandırılmaktadır.
Madde 10'da ise önceden bilgilendirilmek suretiyle, kapalı ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerin ziyaretçileriyle yapacakları görüşmelerin, kamu düzeninin korunması ile kişi, toplum ve kurum güvenliğinin sağlanması veya suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla kurum yönetimi tarafından dinlenebilmesine ve elektronik cihazlarla da kaydedilmesine ve bu kayıtların kullanımının takdir hakkının sınırlandırılmasına, sınırlarının çizilmesine yasal bir çerçeve getiriyoruz. Tabii ki bu kayıtlar amacı dışında kullanılmayacak, kanunda açıkça belirtilen hâller dışında hiçbir kişi veya kurumla paylaşılmayacak ve yine herhangi bir soruşturma veya kovuşturmaya konu edilmemiş ise en geç bir yıl içerisinde silinecek.
Bildiğiniz gibi, sigortalıların iş kazası geçirmesi, meslek hastalığına tutulması, hastalanmaları veya analık hâlleri gibi nedenlerle geçici olarak çalışamadıkları durumlarda gelir kaybı yaşanmakta ve bu gelir kaybının telafisi, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödenen geçici iş göremezlik ödeneğiyle sağlanmaktadır. Ancak uygulamaya geçildiğinde birçok suistimalin olduğunu görmekteyiz. Bunu kaldırmak için... Özellikle analık sigortasında, istirahate başlanacak gün önceden tahmin edilebildiği için, ödeneğe esas kazancın ilgili üç aylık dönemde daha yüksek bildirildiği görülmektedir. Kanun teklifimizle, hastalık ve analık sigortasından ödenecek olan geçici iş göremezlik ödeneği hesaplanırken, esas alınan üç aylık dönem yerine on iki aylık dönem esas alınacak; ayrıca, yüz seksen günden daha az çalışması bulunan sigortalılara ödenek tutarında üst limitin günlük prime esas kazanç alt sınırının 2 katı olarak belirlenmesini getiriyoruz. Böylece, suistimallerin ve haksız kazancın önüne geçmeyi hedeflemekteyiz.
Yine teklifimizin 12'nci maddesinde, istihdamın desteklenmesi için verdiğimiz teşviklerde geriye dönük prim teşviki, destek ve indirim uygulamasını kaldırıyoruz. Yararlanılmış olan prim teşviki, destek ve indirimler başka bir prim teşviki, destek ve indirimle geriye dönük olarak bundan sonra değiştirilemeyecek. Mevcut durumda altı ay geriye yönelik işlem yapılabiliyordu; artık teşviklerde gerçek amacına uygun, istihdamı artırıcı ve etkin olarak zamanında bildirilmesinin önünü açıyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tüm dünyayla birlikte ülkemizi de etkisi altına alan Covid-19 pandemisi hem sosyal hem ekonomik hem de kültürel olmak üzere pek çok alanda etkilerini hissettirmeye devam ediyor. Pandemiyle mücadelede alınan tedbirlerin, yapılan desteklerin, vergi ötelemelerinin ekonomik boyutuna baktığımızda, büyüklüğüne baktığımızda, ülkemizde bugün 575 milyar TL'ye ulaştığını görüyoruz. Olağanüstü dönemlerden geçiyoruz. Kanun teklifimizde yer alan düzenlemeyle, yüzde 20 olan kurumlar vergisi oranını 2021 yılı kurum kazançları için yüzde 25, 2022 yılı kurum kazançları için yüzde 23 oranında düzenlemeyi öngörüyoruz.
Mevcut uygulamada zaman aşımı sonucu yatırımcı tazmin merkezlerine devredilen sermaye piyasası araçları gelir kaydediliyor ve iade ediliyordu; madde 14'te getirdiğimiz düzenlemeyle de artık hak sahiplerinin talebi hâlinde bu sermaye piyasası araçlarının geri iadesi mümkün olabilecek.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tarladan sofraya uzanan değer zincirinin her halkasında yer alan kıymetli çiftçilerimizin 31/12/2020 tarihi itibarıyla Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçlarını yapılandırıyoruz. Çiftçilerimizin borçlarını yapılandırmada kullanılacak olan faiz oranı yüzde 18 olup yüzde 6'sı hazine tarafından karşılanacaktır. Çiftçilerimiz isterlerse ya bu oranla tutarı peşin ya da yüzde 30'u peşin olmak üzere kalan tutarı 3 taksitte ödeyebilecekler. İlk peşinat ödemesi Ekim 2021 tarihinde yapılabilecek. Bu düzenleme sonunda, yaklaşık 21 bin üreticinin 931 milyon TL tutarındaki kredi bakiyesinin yapılandırılması mümkün olacak.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ olarak, bugüne kadar toplumun her kesiminden gelen talep ve önerileri dikkate alarak ihtiyaçların karşılanması için gerekli tüm düzenlemeleri hayata geçiriyoruz ve geçirmeye devam edeceğiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
NİLGÜN ÖK (Devamla) - Hukuktan ekonomiye kadar uzanan ve milletimiz tarafından olumlu karşılanan reform programlarımızı Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde başarıyla teker teker hayata geçireceğiz.
Bu kanun teklifinin hazırlanmasında emeği geçen milletvekili arkadaşlarımıza, kamunun değerli bürokratlarına, Plan ve Bütçe Komisyonumuza teşekkür ediyor, yüce Meclisi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)