GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:69
Tarih:07.04.2021

AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu Teklifi'nin 9'uncu maddesi üzerine İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Teklifin 9'uncu maddesinde güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sürecinde elde edilen kişisel verilerin gizliliği ve güvenliğini sağlamaya yönelik tedbir alınması düzenleniyor; bu açıdan bu maddeyle ilgili görüşümüz olumludur ancak genel olarak ülkenin durumu övünülecek bir durum değil. Pandemiden önce de ekonomide zaten çok ciddi problemlerimiz vardı; esnaf, çiftçi, işçi, memur, emekli perişan durumdaydı. Kaynaklarımız, yollar, köprüler, havaalanları, şehir hastaneleri gibi fizibilitesiz projelere aktarılmış, vatandaş uzun sürelere yayılan, garantili ödemeler yoluyla yıllarca sürecek bir borca sokulmuştu. İşsizlik Sigortası Fonu'nda işsiz kalanlar için biriktirilen paralar işsizlere değil başka ihtiyaçlara yönlendirilmişti. Merkez Bankasının kârları, yedek akçeleri yani kefen parası bile harcanmıştı. "Merkez Bankası kâr etmiş." denilince aklıma geldi, geçen hafta çıkan haberlerde Merkez Bankasının 2020 yılında 34,5 milyarlık kârını hazineye aktardığı yazıldı, hemen sevinmeyin bu kâr aslında sanal bir kâr. Merkez Bankası diyelim 100 liralık kâğıt parayı basınca 1 liralık kağıt kullanıyor yani net 99 lira yaratıyor. Bu parayı da bankalara faizle verince faiz geliri elde ediyor; bunun sonunda da kâr etmiş görünüyor. Para basmayı hazine adına yaptığı için kârı hazineye devretmesinde bir sakınca yok. Çok para basarsanız, bankalarda da paraya talep varsa çok kâr edersiniz; buna ne kadar kâr denirse.

Kısacası, pandemi ekonomiyi kötüleştirmedi ekonomi zaten kötüydü, sadece gizlenen kötü durumu daha da ortaya çıkardı. Pandeminin başlangıcında ekonomi o kadar kötü durumda idi ki Hükûmet vatandaşlara 50 kuruşluk maskeyi bile temin edemedi. Yine de Hükûmetimizin hakkını yemeyelim kötü durumu gizlemek için çok gayret etti. Haziran ayında yeterince hazırlık yapmadan ülkeyi normale döndürdü. Bilim Kurulunu da akil insanlar heyeti gibi sırf kamuoyunu ikna etmek için kullandı. Sağlık Bakanımızı da tebrik edelim; geçen yaz rakamları gizleyerek, vaka ve ölüm sayılarını indirerek 15 milyon turistin ülkeye girmesini sağladı. Tabii, bunun acısını kasım ayında salgında zirveyi tekrar görerek yaşadık ama ülkeye döviz girdi ya!

Salgının ekonomik maliyetini üstlenen lokantacı, çaycı, kahveci, servisçi ve diğer bilumum esnaf bitme noktasına geldi, hatta birçoğu iflas etti, dükkânını kapattı, özellikle Anadolu'daki iş yerleri iyice mağdur oldu.

Pandeminin önemli sonuçlarından biri de bilişim teknolojileri ve altyapısının toplumun bu teknolojilere erişebilirlik düzeyinin önemini ortaya koymasıdır.

Bu teknolojiler, ticari, sosyal ve siyasi hayat kadar eğitim ve sağlık sektörünü de derinden etkilemektedir; örneğin, bu teknolojilerin kullanımı o kadar hızlı ve ani yaygınlaştı ki on iki ay önce hayal bile edilemeyecek derecede kabullenildi. Eğitimin önemli bir kısmının, toplantıların hemen hepsinin internet üzerinden yapılması normal düzen hâline geldi ancak görüldü ki Türkiye'nin genişbant altyapısı, özellikle fiber altyapısı böyle bir talebi karşılayabilecek durumda değildir ve günümüz teknolojilerinin etkin kullanılması için oldukça yetersizdir. 2009 yılında toplam 145 bin kilometre olan Türkiye'nin fiber altyapısı 2019 sona erdiğinde yalnızca 390 bin kilometreye yükselmiştir. Diğer ülkelerle kıyaslandığında bu gelişme son derece yetersizdir; örneğin, Güney Kore'yle kıyaslandığında Türkiye'nin sahip olması gereken fiber uzunluğun 4,5 milyon kilometre, Portekiz'le kıyaslandığında ise 7,5 milyon kilometre olduğu hesaplanmaktadır. Başka bir hesaba göre, İsveç'in başkenti Stockholm'de kişi başına düşen fiber kablo uzunluğu 770 metreyken ülkemizde nüfusu en kalabalık ilk 10 ilimizde ortalama kişi başına düşen fiber kablo uzunluğu sadece 3,2 metredir; dolayısıyla hedefimiz, 4,5 milyon kilometre fiber kablo altyapısına erişmek olmalıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AYHAN ALTINTAŞ (Devamla) - Tamamlayabilir miyim Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun.

AYHAN ALTINTAŞ (Devamla) - 400 bin kilometre civarında olan mevcut fiber altyapısı, 4 milyon kilometre ilave fiber kablo altyapısı yatırımıyla iyi bir seviyeye yükseltilmelidir. Aksi hâlde 5G teknolojisi gelişse bile bize bir faydası olmaz. Tıkanan otoyollar gibi, geniş bant veri taşıyamayan tıkanan kablo sorunumuz olur. Yol yapmadan otomobil yapmanın bir faydası olmadığı gibi fiber altyapınız yetersizse 5G ürün yapmanızın da bir faydası olmaz; şimdiden uyarıyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)